Translate.vc / Français → Turc / Peace
Peace traduction Turc
350 traduction parallèle
" What peace of mind your smile unfurled
# Hep aşkımsın # Şimdi ve sonsuza dek, aşkım
Faites asseoir ce rouspéteur là-bas
Charlie Peace'i şu tarafa oturttur lütfen.
Ethel Peace est partie.
Ethel Peace otelden ayrıldı.
Ethel Peace l'a fait, de même que Fanny.
Ethel Peace de öyle yaptı Fanny de.
Ethel Peace n'avait rien, ni famille ni amis.
Ethel Peace'in ne arkadaşları vardı, ne de parası.
Hé, paix, Lonnie. Comment ça va, vieux? - Très bien.
Peace, Lonnie, nasıl gidiyor, abi?
Cette créature, je l'appellerai Peace.
Bu yaratık, ona Peace demeliyim.
Peace veut amour... veut libre, aidera.
Barış sevgi istiyor... özgür olmak istiyor, yardım edecek.
Vous savez, ce Peace là, il connaît chaque détour du chemin vers Scortch.
Peace, Scortch'a giden tüm yolları biliyor.
Peace nous amène vers les domaines des fées de la montagne.
Peace bizi perilerin arazisindeki dağa doğru götürüyor.
Avatar, pourquoi Peace s'arrête-t-il?
Avatar, Peace neden durdu?
- Levez-vous, imbéciles!
Meecher, Peace nerede?
- C'était Peace!
Elinore'u kaçırdılar!
Je savais qu'on aurait dû le tuer quand on avait l'occasion!
Bu Peace'in işi!
Peace, et moi-même avant qu'on atteigne Scortch.
Elinore'u, Weehawk'ı ve Peace'i öldürmek için gönderildiler. Tüm bildiğim Weehawk'ın öldüğü.
D'après ce que je sais et je crains, Weehawk est mort.
Peace de ölmüş olabilir.
Et Peace pourrait l'être aussi. Je demande la permission de prendre la fille, et tous deux... de tenter d'achever notre mission seuls... bien qu'elle semble vouée à l'échec désormais.
Her ne kadar görevimizi tamamlamak zor hale gelse de... sizden bu bayanın ve benim buradan... ayrılmamıza izin vermenizi talep ediyorum böylelikle tek başımıza devam edebiliriz.
Peace! Peace, on les a trouvés!
Peace bulduk onları!
Vite, Peace. Vite.
Çabuk, Peace.
Elinore et Weehawk dormirent tandis qu'Avatar délibéra avec Peace... sur le chemin le plus court vers Scortch.
Elinore ve Weehawk uyurken Avatar, Scortch'a nasıl... en kısa yoldan gidebilecekleri konusunda Peace'den fikir alıyordu.
J'ai eu de la peine soudainement pour Peace, alors je suis allée vers lui... et j'ai pris sa main, et j'ai tenté de le réconforter...
Peace'i o halde görünce bir anda... kendimi kötü hissettim, yanına gittim ve elini tutarak teselli etmeye...
Peace est en bataille mentale constante avec Blackwolf.
Peace, Blackwolf ile devamlı olarak zihinsel bir savaş içinde.
- Saute, Peace!
Atla, Peace!
- Saute, Peace!
Atla!
Lorsque j'ai touché Peace dans le désert...
Çölde iken Peace'e dokunduğum an...
Je ne suis pas aussi forte que Peace. Ça fait mal.
Ben Peace kadar güçlü değilim.
Peace, mon frère.
- Barış, kardeşim.
Toi aussi, peace.
- Sana da barış, kardeşim.
Moi, c'est pas les Peace Corps, c'est les corps et peace.
Beni bir tür'barış gönüllüsü'sayabilirsin.
J'étais dans le Peace Corps en Afrique.
Bilirsin, Afrika'da Barış Gönüllüleri üyesiydim.
Vous étiez dans le Peace Corps. - Pas dans les bérets verts.
Sen Barış Gönüllüleri'ndeydin, Yeşil Bereliler'de değildin, hatırladın mı?
Je suis Capricorne. Peace and Love.
Ben oğlak burcuyum, barışsever biriyim.
Même le Peace Corps s'est tiré.
Barış Heyetleri bile gitti.
C'était avant que le Président Kennedy ne soit assassiné... avant que les Beatles n'arrivent... quand j'étais impatiente de joindre le "Peace Corps"... et que je ne pensais jamais trouver un gars aussi chouette que mon père.
Başkan Kennedy daha süikaste uğramamıştı... Beatles popüler olmamıştı... Barış Organizasyonuna katılacağımı beklemiyordum..... ve babam gibi mükemmel bir erkekle hiç karşılaşamayacağımı düşünüyordum.
- Je joins le "Peace Corps".
- Barış Teşkilatında görev almak istiyorum.
Pas besoin de conneries peace and love, ce qu'il faut ici, c'est un leader.
Westerburg'un duygusal birlikteliğe ihtiyacı yok güçlü bir öndere ihtiyacı var.
Ce soir, je suis Rayon de lune et toi, tu es Peace.
Bu akşam benim adım Ayışığı, Seninki de Barış.
On a été acceptés par le Peace Corps!
Barış Gönüllülerine kabul edildik!
D'abord on prendra un train pour San Francisco... puis un avion du Peace Corps pour Hawaï.
İlk önce San Francisco'ya giden trene bineceğiz sonra da Hawaii'e giden Barış Gödüllüleri uçağına bineceğiz.
Elle n'est jamais allée au Peace Corps et n'a guère vu le monde.
Barış Gönüllülerine hiç katılamadı ve dünyayın çoğunu da göremedi.
Attendre de te marier après être allée au Peace Corps.
Evlenmeyi, Barış Gönüllüleri işinden sonraya bırak.
Je lui ai demandé de repousser le mariage après le Peace Corps, mais...
Barış Gönüllüleri işinden sonra evlenmesini istedim, ama...
Mais Cheryl devenir folle quand je lui dirai qu'on ne va pas au Peace Corps.
Ama Barış Gönüllülerine katılmayacağımızı söyledim zaman Cheryl deliye dönecektir.
- Elle est folle de ce Peace Corps.
- Baba, Barış Gönüllüleri işine çok sıcak bakıyor.
Bobby, va-t-on oui ou non au Peace Corps?
Bobby, Barış Gönüllülerine katılacak mıyız?
Il n'a aucune intention de s'engager dans le Peace Corps.
Cheryl, onun, Barış Gönüllülerine katılmaya hiç niyeti yok.
Elle est toujours au Peace Corps.
Cheryl, hâlâ Barış Gönüllülerinde.
Peace, Love, Came!
Barış, aşk, marihuana.
A l'Est de Peace River.
Peace Nehri'nin doğusunda.
Dieu veuille qu'il soit délivré.
Tanrım büyüktür, belki huzur bulmuştur.God grant he may have found peace.
Meecher, où est Peace?
Aptallarla yiyeceğimize beraber yiyelim.