Translate.vc / Français → Turc / Pong
Pong traduction Turc
710 traduction parallèle
- Qui vient faire un ping-pong?
- Benimle kim ping-pong oynamak ister?
J'ai organisé un ping-pong.
Bir pingpong oyunu ayarladım.
Je me demande si ce n'est pas du gaspillage de faire venir 11000 tables de ping-pong pour vous distraire, les jeunes.
Boş zamanlarınızı değerlendirmek için 11 bin tane pin-pon masası ithalinin israf olup olmadığını merak ediyorum kimi zaman.
Et... des balles de ping-pong!
Birkaç tane de pin pon topu.
II avait dû y avoir maldonne. 2000 balles de ping-pong!
Bir hata olmuş olmalı çünkü aniden 2000 pinpon topumuz oluverdi.
Jouons... au ping-pong romain.
Bir oyun oynayalım, Roma usulü pingpong.
Vous êtes censé dire : "pong-romain".
Buna "Roma usulü" demelisin.
Pourquoi tu m'as évité au ping-pong?
Ping pong oynarken neden benden saklandın?
Après notre rencontre au ping-pong.
Ping pong oynadığımız zamanki görüşmemizden sonra.
Comme toi quand tu joues au ping-pong.
Ping pong oynarken senin yaptığın gibi.
Comment je suis quand je joue au ping-pong?
Nasıl ping pong oynuyorum?
Si un soir je le cherche, il est à coup sûr ou au billard ou au ping-pong.
Gece onu bulmak istersem yerini biliyorum : Ping-pongda ya da havuzda.
Même celui d'une balle de ping-pong.
Pin pon topunun bile.
Pong, pong, pong, pong, hop, hop et pong.
Pis, pis, pis, pis, atla, atla.
Ça ressemblait à une partie de ping-pong.
Olay masa tenisi maçına dönmüştü.
On peut commencer avec des yeux en balle de ping-pong et une voix rigolote.
Ufak yöntemlerle başlayın : Pinpon topundan gözler ve komik bir ses.
Et le ping-pong.
At yarışını seviyorum.
J'aurais pu rester chez nous, à jouer au ping-pong et à sauter des filles.
Amerika'da masa tenisi, voleybol oynuyor bir sürü karı tavlıyor olabilirdim.
Ce n'est pas une partie de ping-pong.
Hayır, bekleyin bir dakika!
Je ne suis pas d'humeur à jouer au ping-pong verbal.
Jarvis, bak, şu anda laf tokuşturacak halde değilim.
Ce bruit ignoble me détruit les nerfs. Même maintenant. S'il n'y avait pas ce satané ping-pong.
Şu lanet olası masa tenisleri olmasa, şimdi de öyle olacak.
Regardez sous... la table de ping-pong.
Pingpong masasının altındadır!
Comme... en bas, sur la terrasse, une balle de ping-pong a été écrasée.
Az önce terasta bir masa tenisi topu ezildi.
Les passagers qui ont été photographiés hier soir pourront voir les photos qui seront affichées d'ici peu dans la salle de ping-pong.
Dün gece fotoğraf çekmiş yolcularımız çektikleri fotoğrafları kısa bir süre sonra masa tenisi odasındaki panoda görebilirler.
Oui, un de vos clients a mentionné une table de ping-pong.
Evet, var. Birisi... masa tenisiniz olduğunu söyledi.
J'en ai assez de votre ping-pong verbal!
Ping-Pong konuşmasını yeterince dinledim.
On va peut-être faire du ping-pong, maintenant. - Non.
Langırt oynuyorduk, şimdi ise masa tenisi oynayacağız.
On va rentrer chez toi, faire une partie de ping-pong, boire un autre verre,
Senin evine geri gideceğiz. Bir el ping pong oynayıp bir içki daha içeceğiz.
Vous êtes un bon joueur de ping-pong?
İyi pingpong oynar mısınız, Bay Star?
- C'est du ping-pong?
Pingpong böyle mi oynanır?
Docteur, amenez l'enfant près de la table de ping-pong.
Doktor, bu çocuğu tenis masasına götürelim.
On a une salle de ping-pong.
İçinde masa tenisi masası olan yeni bir oyun odamız var.
- Un ping-pong!
- Ping Pong!
Il a sa propre chambre, 3 repas par jour, suit une thérapie, joue au ping-pong.
Özel bir oda, günde üç öğün yemek... ilaç tedavileri, pin-pon, örgü işleri.
2 mois de ping-pong, et il aura payé sa dette envers la société, hein?
Iki ay boyunca pin-pon... ve topluma olan borcunu ödüyor.
Il y a deux ans, on a eu des balles de ping-pong. 5 boîtes.
İki sene önce yeni masa tenisi topları aldılar. Beş kutu.
Et ont joué avec mes boules au ping-pong Quelle agonie, quelle honte
Ve taşaklarımla pinpon oynamaya başladılar lzdırap, utanç
- On a une table de ping-pong.
- Masatenisi masamız da var.
- Ping-pong?
- Masatenisi mi?
Ça peut servir de table de ping-pong, table de hockey ou de buffet de crudités. - Combien?
Masa tenisi masasına, masa hokeyine, salata barı'na çevirebilirsin.
On peut faire du ping-pong, du hockey sur table et tout ce qu'on veut.
Masa hokeyine, masa tenisine, kart masasına dönüştürebiliyor. Sen seç.
Je ferai du ping-pong.
Masa tenisi oynarım.
C'est vrai? Une petite partie de ping-pong?
Masa tenisi oynamak ister misin?
Pas question que je joue au ping-pong.
Tabii ki masa tenisi oynamak istemem.
J'ai déjà fait du ping-pong.
Masa tenisi oynadım ben.
- On fait du ping-pong.
Servis yap.
Ne soutiens pas le jeu de ping-pong de cette cervelle de nouilles chinoises!
Ping-pong oynarken gizlenme benden akıl aldın, kung fu kafa!
Wang, ces types, ces Ping-Pong.
- Wang, şu Sing Ding'lerin düşmanı var mı?
Flipper sous l'arcade ouest, base-ball sur le terrain est.
Ping-Pong batı oyun salanunda. softball Doğudaki oyun salonunda.
Et le ping-pong?
Berbat.
Tu sais pas jouer au ping-pong.
Pin-pon bile oynayamıyorsun.