Translate.vc / Français → Turc / Porto
Porto traduction Turc
946 traduction parallèle
Du porto, peut-être?
Porto sarabi?
- Porto.
- Öyleyse, biraz şarap?
Vous m'en direz des nouvelles. C'est du porto, Bob.
Damarlarında küçük fenerlerle yol alacak bir şarap.
L'esprit de Noël par excellence.
Porto şarabı Bob. Noel ruhunu tamamlayan beşinci tat.
Ils me disent que le porto aggrave ma goutte.
Şarabın gut hastalığım için iyi olmadığını söylediler.
C'était Porto Rico.
Porto Riko'ydu.
Je me rappelle, c'était Porto Rico.
Hatırlıyorum, Porto Riko'ydu.
Cal, ouvre cette vieille bouteille de porto pour ce soir.
Cal, bu akşam yıllanmış Porto şarabını aç.
- Vous voulez gouter un vieux porto?
- Gelip yıllanmış şarabı tadar mısınız?
- Henry, sers le porto.
- Henry, şarabı servis et.
- Du Porto.
- Porto şarabı.
Laissons ces messieurs à leur porto.
Belki beyefendileri kendi hallerine bıraksak daha iyi olur.
Oui, mais quand ils voient quel piètre romantique je fais, ils se sentent obligés de m'offrir un porto.
İyi bir nedenle, bayan. Ne kadar acınası bir romantik olduğumu görünce koca bana acıyıp en iyi şarabını getiriyor.
Mieux vaudrait deux bons verres de Porto.
Bir kaç bardak port içse onun için daha iyi olur.
Puis-je vous offrir de votre porto au salon?
Şarabı misafir odasında içelim mi?
Le porto est à côté de vous.
Lordum, şarap yanınızda.
Je conjecturai ce qui arriva le docteur, présumant un excès de porto attribuerait poliment la mort à une crise cardiaque.
Daha sonra doğrulanacağı gibi... Lord Henry'nin doktorunun, durumu aşırı şarap tüketimine bağlayacağını ve kibarca'kalp krizi sonucu ölüm'olarak ifade edeceğini öngörmüştüm.
Une larme de porto contre les pensées tristes.
Hüzünlü düşüncelerin iniş limanı.
vous ouvrirez aux invités et servirez le Porto.
Ön kapıya git ve hizmet etmeye başla!
Un peu de porto?
- Bir kadeh şarap istermisin hayatım?
Un doigt de porto?
Şarap istemediğine emin misin?
Elle était contente? - Elle serait difficile.
Porto şarabı en sevdiği.
Le porto, c'est ce qu'elle préfère.
İyi geceler. Sizi iş konuşmak için baş başa bırakayım.
PORTO RICO À STATION A COMMANDE X 500-760
PORTO RIKO'dan A'ya KOMUTA MERKEZİ X 500-760
Il faut arroser ça! J'avais prévu un porto, mais ça mérite mieux.
Seni vasat bir şarapla geçiştirecektim ama bakalım burada neler varmış.
Tout ça n'a rien à voir avec le fait que les Tyson possèdent la plus grande exploitation de canne à sucre de Puerto Rico?
Bir dakika. Tyson'lar Porto Riko'nun en büyük şeker kamışı üreticileri! İkinci büyük.
Si je n'épouse pas Elizabeth, un gosse ira pieds nus dans Puerto Rico - avec les dents cariées.
Evlenmezsem, Porto Riko'da çocuklar yalınayak kalacakmış gibi!
Il y a une montagne de dossiers dont je comptais m'occuper, je suis censé être au Texas pour l'accord sur le soufre, l'affaire portoricaine doit être opérationnelle sous 48 heures, et me voilà à devoir me ridiculiser sur un bateau
Bir yığın işim var. Sülfür işi var. Porto Riko işini başlatmak gerek.
Dites-leur de faire revenir nos pétroliers en route pour Puerto Rico.
Porto Riko yolundaki tankerlerimiz geri dönsünler.
- Vous n'aimez peut-être pas les Porto-Ricains?
- Morales Porto Riko'lu demek. - Belki Porto Riko'luları sevmiyorsundur.
Assis, indigène!
- Nasıldım ama? - Otur, Porto Rik.
- Et les Porto-Ricains?
- Ya Porto Rikler?
Vous les aimez?
- Porto Rikler mi? - Porto Rikler. Onları sever misiniz?
J'aime certains Porto-Ricains, pas tous.
Bazı Porto Riko'luları severim, bazılarını da sevmem.
Et "sale lrlandais"?
- "Porto Rik" dediniz mi?
- Un verre de porto?
- Porto şarabı alır mısınız?
J'espère qu'on trouvera bien une bouteille de porto!
Umarım bir şişe porto buluruz.
J'étais à Porto-Rico cet été.
Geçen yıl Puerto Rico'daydım.
Enfin, le rhum, à Porto-Rico...
Puerto Rico ve rom...
Vous avez vu, à Porto Tolle?
Porto Tolle'de olanları duydunuz mu?
J'ai pris du vin, puis au dessert, du porto.
Öğle yemeğiyle şarap içtim ; kahveyle de Porto şarabı.
Y a que du porto.
Sadece Porto şarabı.
C'est un homme de goût, j'aime beaucoup le porto.
- Bence zevkliymiş. Şaraba bayılırım.
Et puis sans blagues, j'aime pas le porto.
Aslında şaraptan pek hoşlanmam.
Un peu de porto?
Şarap?
Bill, il me faut des éléments sur la situation portoricaine locale.
Bizim Porto Rikoluların durumuyla ilgili malzemeye ihtiyacım var.
Pas mal de choses sur la situation portoricaine.
Porto Rikolular hakkında bolca malzeme var.
400 bouteilles de vin de Porto dans les caves... et environ cinq mois devant nous.
Mahzende 400 şişeden fazla birinci sınıf Porto şarabı var. Ve sadece 5 ayımız kaldı.
Jamais les membres ne pourront se contenter de 400 bouteilles de Porto. En cinq mois de temps!
400 şişe Porto şarabını 5 ay içinde tüketmemizi nasıl beklerler?
Plus que 400 bouteilles de vin de Porto.
400 şişe Porto şarabı.
- La faute au Porto
Porto şarabına doğru yan yatmıştınız.