Translate.vc / Français → Turc / Prof
Prof traduction Turc
5,688 traduction parallèle
Chut. Mon prof de yoga est super sexy.
Yoga hocamız acayip seksi.
Le prof de techno m'a parlé de boulots dans le chauffage et la clim qui payent bien.
Bizim teknik öğretmen, iyi para veren birkaç iklimlendirme işinden bahsetti.
Dewey est le prof de sciences super intelligent, pendant que Marco revit ses jours glorieux comme coach de football.
Marco eski güzel günlerini spor hocası olarak yaşarken Dewey'de fen bilgisi öğretmeni oluyor.
Quand Dewey marche dans la prof d'Allemand sexy - Mme Pozman - - dans la salle de pause, il dit...
Dewey seksi Almanca Hocası Pozman Hanım'a molada ne diyor biliyor musun?
On a déjà quelqu'un pour le rôle du prof de sport musclé.
Kaslı beden öğretmeni karakterini seçtik.
En tant que mon prof ou mon patient?
- Öğretmenim olarak mı hastam olarak mı?
Je vais le faire avec une prof!
Öğretmenle yapacağım.
Qu'est-ce qu'un prof d'histoire d'Oxford sait de meurtres à Sleepy Hollow?
Bir Oxford tarih profesörü Sleepy Hollow'daki seri cinayetler hakkında ne bilebilir ki?
Un de mes anciens prof m'a demandé de faire une leçon dans sa classe demain et je ne sais pas du tout de quoi je vais pouvoir parler.
Eski profesörlerimden biri yarın sınıfında ders vermemi istedi ve ne hakkında konuşacağıma dair hiçbir fikrim yok.
Mon ancien prof m'a dit que j'allais parler aux meilleurs et aux plus intelligents.
Eski profesörüm bugünün en iyileriyle en parlak kişileriyle konuşacağımı söyledi.
Tu as été ma prof, Gemma, ma... coach de régulière depuis que je suis revenu à Charming.
Öğretmenim gibiydin Gemma Charming'e döndüğümden beri eş nasıl olunur koçu.
La collège est tellement mieux que l'école primaire parce que, genre, à l'école primaire, tu dois rester avec le même prof toute la journée.
Ortaokul ilkokuldan daha iyidir. Çünkü ilkokulda bütün gün aynı öğretmenden ders almak zorundasın.
Je ne pouvais vraiment pas encadrer le prof d'Algèbre, donc je suis passé en Géométrie.
Cebire giriş öğretmeniyle geçinemedim bu yüzden geometriyle değiştirdim.
J'ai troqué Espagnol 1 contre Espagnol 3 et mon prof de biologie était un peu sec, alors j'ai décidé de donner une chance à la menuiserie, je suis content de l'avoir fait parce que j'ai presque fini de construire
İspanyolca 1'i İspanyolca 3 ile değiştirdim. Biyoloji öğretmenim biraz sıkıcı bu yüzden meslek sınıfına gitmeye karar verdim. Yaptığıma memnunum çünkü...
Elle voulait dire que si tu n'aimes pas un prof, au moins tu seras avec un autre après, pas à la place.
Söylemek istediği, eğer öğretmenini beğenmezsen daha sonra başka bir tanesine gidebilirsin başka bir derse değil.
Merci, parce que mon prof a dit qu'il arrivait pas à le lire.
Teşekkürler, çünkü hocamda okuyamadığını söylemişti.
Alors mon prof de biologie a dit...
Sonra biyoloji öğretmenim -
Tu l'as dit à ton prof, aussi?
- Öğretmenine de mi anlattın?
Ma prof de Body Bike avait la même.
YıkıIıyor. Bisiklet * hocamın üzerinde görmüştüm.
- J'en sais encore rien. Vous voulez être prof?
Henüz bilmiyorum.
L'affiche demande un prof.
Tabelada öğretmen aradığınız yazıyordu.
- Le nouveau prof.
- Sen yeni öğretsin.
Tu es prof en science occulte.
Sen esrarengiz olaylar profesörüsün.
Prof d'éducation physique au lycée du coin. et entraineur de baseball de Varsity chef de troupe et pompier volontaire.
Mahalli lisede beden eğitimi öğretmeni ve okul beysbol koçu oymakbaşı ve gönüllü itfaiyeci.
Je t'ai vu escorter Unique aux toilettes des prof.
Nedir o? Glee kulübün ve sen twerki bırakacaksınız.
On peut jouer à la vilaine écolière et son prof de maths.
Evet, yaramaz kız öğrenciyle, saçma matematik öğretmenini oynayabiliriz.
Tu as vu le nouveau prof de yoga?
Yeni yoga eğitmenini kontrol ettin mi?
C'est le nouveau prof de yoga.
O yeni meditasyon hocası.
Je suis prof.
Öğretmenim ben.
Elle est devenue prof de chant.
O'da onun yerine şarkıcı koçu oldu.
C'était ta prof de latin en troisième.
Senin dokuzuncu sınıf Latin hocandı.
Aux dernières nouvelles il prenait un poste de prof à Purdue.
- 5 yıl önce. Son duyduğuma göre Perdue'de öğretmenlik yapıyormuş.
- Et le prof est...
- Bu kadarı yeter.
Non mais regardez-moi ça : "Prof de sexe, première leçon gratuite"!
"İlk Ders Ücretsiz."
Ils est bien plus adorable qu'Emily et il n'est pas enceint du prof de sport.
Onlar Emily'den çok daha tatlı ve beden hocasından da hamile kalmadılar.
Je ne crois pas que la prof couchait avec son élève.
Her öğrenci ile uyuyordum ben öğretmen o inanmıyorum.
Le sans-abri, la prof... Ce qui me fait penser à la première victime, Mark Bell.
Evsiz adam, öğretmen - bana bizim ilk kurban, Mark Bell hakkında merak yapar.
Attends une minute, l'hôpital n'a pas fait de prise de sang sur la prof et sur Rudy, et tout est revenu négatif?
Bir dakika, deðil hastane zehir ekran yapmak , öğretmen ve Rudy üzerinde ve negatif geri geldi?
Ou la prof... et le sans-abri.
Veya öğretmen... Oh, ve evsiz adam.
Cela fait beaucoup d'argent pour un prof de gym.
Bir spor salonu öğrenmeni için bu nakit para fazla.
Un vieux prof bourru qui était ami avec ton père?
Babanın moruk profesör arkadaşı mı?
Son rêve d'enfant était d'être chanteur, et il a même eu un prof de musique qui lui a dit qu'il était plutôt bon.
Çocukluk hayali şarkıcı olmakmış ve hatta çok iyi olduğunu söyleyen bir müzik öğretmeni bile varmış.
J'ai eu un prof qui m'a dit que je pourrais être mannequin.
Yani? Benim de manken olabileceğimi söyleyen bir öğretmenim vardı.
Pourquoi un prof de dactylo aurait besoin de photo de moi en sous-vêtements?
Neden dilbilgisi öğretmeninin benim iç çamaşırlı fotoğraflarıma ihtiyacı olur ki?
Mon prof en a parlé.
Öğretmenim bundan bahsetmişti.
Une prof de physique nommée Lisa qui arrivait de Miami.
Lisa isminde bir fizik öğretmeni, Miami'den buraya daha yeni gelmişti.
de son prof de CE1 au premier garçon qui a mis sa main sous sa chemise, et vous allez revenir avec des bons vieux ragots! C'est comme ça que Nixon a fait en son temps, et ça marche encore. Compris?
- Bu kısmı çeviremedim kusura bakmayın - - Sanırım kadın senatörle ilgili bir görev veriyor.
- Mon prof de CE2. - Merde!
- 3. sınıf öğretmenim.
C'est qui ta prof?
Yok artık.
Tu parles du prof de bio de Whitmore?
Whitmore biyoloji hocasından mı bahsediyorsun?
L'élève est devenu le prof.
Anlaşılan öğrenci öğretmen oldu öğrenci de...