Translate.vc / Français → Turc / Professor
Professor traduction Turc
229 traduction parallèle
Pendant ce temps, le professeur Paracelsan Bulwer, qui à l'époque étudiait les secrets de la nature et leurs plus sincères principes unificateurs, m'a dit ce qui suit :
Doğanın sırlarını ve bütünleştirici prensiplerini inceleyen bir Paracelsuscu olan, Professor Bulwer'in bana anlattığına göre :
- Professor Gurkakoff, votre store.
Profesör Gurkakoff, yine şu gölgeliğiniz.
Le professeur Rensler travaille ici au Brésil.
Professor Otto Rensler burada Brezilya'da çalışıyor.
Je suis sûr que le professeur Barnhardt parle comme ça.
Bahse girerim Professor Barnhardt da aynı böyle konuşuyordur.
Runaway Bride et The Nutty Professor.
Runaway Bride ve The Nutty Professor.
Mais le professeur Rankin n'était chanceux.
Fakat Professor Rankin o denli şanslı değildi.
Le professeur Goetaborg?
Professor Goetaborg sizin bir dostunuz mu?
Il y a aussi le texte du Pr Jahreiss.
Bir tane de Professor Jahreiss'ten :
Ils donnent l'impression qu'on fait encore ce qu'on faisait il y a des siècles.
İstediğin kanıtı bulacağım, sevgilim. Soy araştırmacısını arayacağım. - Biz de Professor Simms'i çağıralım.
Il a observé ça dans les années 30, 40, 50 et 60, et ça continue aujourd'hui.
Professor Simms hala kütüphanede mi çalışıyor? Evet, sevgilim. Bunları ona götürsen iyi olacak bence.
Merci, Herr Professor.
Teşekkürler, profesör.
Mon confrère, le professeur Zijsma, a appris ma présence ici. Il m'invite à le rejoindre à 50 ou 60 kilomètres d'ici. Nous pourrons y passer la nuit.
Bir meslektaşım, Professor Zijsma, burada olduğumu duymuş bizi davet ediyor, buradan 50-60 km mesafede geceyi geçirebileceğimiz bir yer.
Son argumentation est un mélange de mathématiques et de romanesque!
Professor Manfred'in eşsiz bir tartışma tekniği vardır. Matematik mantığını romantik tutarsızlıkla birleştirir.
Quel plaisir de faire votre connaissance!
Sizinle tanışmak çok heyecan verici, Professor.
Où est le Professeur Xantos?
Professor Xantos nerede?
- Professeur.
- Professor.
Je suis d'accord avec vous.
Size katılıyorum, Professor...
Le Professeur Fenley... expert en psychisme... infirme et fou pour la vie.
Professor Fenley medyum dedektif. Kötürüm bir akıl hastası olarak hayatına devam ediyor.
- Bonsoir, Herr Professor.
İyi akşamlar, Herr Profesör.
Sully Boyar et Professor Irwin Corey.
Leonard Jackson, Sully Boyar ve profesör lrwin Corey.
Ce qui est arrivé au Pr Fassbender et à sa fille est tout autre chose.
Professor Fassbender... ve kızına ne olduğu ise başka bir mesele.
Que le Pr Fassbender et sa fille ont été kidnappés.
Professor Fassbender... ve kızı kaçırıldı.
Professeur Fassbender!
Professor Fassbender!
"Le professeur Bruckner n'est pas un homme de l'avenir". Et plus justement encore, vous avez rompu avec sa fille.
Sen bir zamanlar haklı olarak demiştin ki Professor Bruckner geleceğin insanı değil.
Voici le professeur Topolov, incarnation de l'âme de ma planète et de son intelligence.
Bu Professor Toporo, gezegenimizin perisi. Hala akıllarımızda.
Absolument. Le professeur Topolov me l'a conseillé.
Toporo, professor Toporo söyledi.
Elles luttent contre le gouvernement, qu'elles disent de mèche avec la confrérie.
Kar Gorilleri Professor Toporo bunu söylemişti.
Cela arrivera quand nous aimerons le même homme. Et le destin a décidé que, dans tout le cosmos, ce serait toi.
Professor Toporo'nun seçimi, sevmemiz gereken adam olarak sendin, Cobra.
C'est moi, Cobra. - Je vous attendais.
Professor Toporo.
C'est la fille du professeur Bieganski.
Professor Bieganski'nin kızıdır.
Professeur, chacune de vos émissions sur les ondes... de la voix de la Pologne libre vaut bien 1 000 bombes.
Professor Siletski, sizin Polonyanın Sesi Radyosundaki konuşmalarınız yüzlerce bombaya bedeldir.
Quoi? Siletski. Le professeur Siletski.
- Adı Siletski, Professor Siletski.
Ici, le professeur Fallada.
Ben Professor Fallada.
Mitch m'informe que Herr Professor approche.
Mitch, Herr Profesör'ün yaklaştığını söyledi.
C'est au professeur Rogozine.
Professor Rogozina'nın.
Qu'est-ce qui me prouve que vous revenez de l'espace et que vous n'avez pas vendu le violon comme l'affirme le professeur pour passer tout ce temps dans la discothèque de Gagra?
Kanıt nerede, kozmosdan geldiğinize dair. Professor Rogozin'in iddia ettiği gibi kemanı satmamışsın,... ve bunca zaman boyunca Garak'ta bir gece klubünde miydiniz?
Le Pr Brooks est un bipède omnivore.
Professor Brooks herşeyi yiyebilen bir iki ayakladır.
Excusez-moi si je vous interromps mais... on s'est rencontrés à la gare.
Professor Cusatelli, daha önce tanışmıştık...
Le professeur Levy s'est suicidé.
Professor Levy intihar etmiş.
Depuis que le Herr Professor et sa femme sont ici, ma vie est complètement chamboulée.
Bir şey diyeyim mi, profesörle karısı geldiğinden beri hayatım tamamen alt üst oldu.
Le Herr Professor a daigné exprimer ceci... Il souhaite nous voir tous dans ce salon à 1 heure... dans un quart d'heure.
Pek sayın Profesör, saat bire doğru hepimizin burada, yemek odasında toplanmamızı buyurmuşlar.
Professeur, dépêchez-vous!
Professör, acele edin lütfen!
Continuez, ça me semble grave.
Devam edin, professor. Bu bana ciddi gibi geldi.
- Oui, professeur Goetaborg.
Ja, Professor Goetaborg.
- La parola à le professor Schmitt. Messieurs!
Baylar, Fantomas.
- Le Pr Fassbender?
- Professor Fassbender?
Attention, professeur.
Dikkatli ol, professör.
Mais je n'ai jamais forcé le système informatique du gouvernement.
Evet, ama Savunma Bakanlığının bilgisayarına sızdığımızı hiç hatırlamıyorum, Professör.
Mes collègues veulent juste lui parler.
Bizimkilerin bütün istedikleri, sadece onunla konuşmak, Professör.
Je me souviens de ceci à votre sujet, professeur :
Evet, ben de sizi işte aynen böle hatırlıyordum, Professör.
Professeur.
Professör!