Translate.vc / Français → Turc / Propôs
Propôs traduction Turc
39,766 traduction parallèle
- À propos de?
Hangi konu hakkında endişelerin var?
À propos de Judy.
Judy hakkında.
Et à propos de ça?
Buna ne diyorsunuz?
Et, à propos de cela, accueillons notre star de ce soir.
Hadi şimdi bugünkü yıldızımızı çağıralım.
Quand il arrive ici, je veux lui parler à propos du dernier film de la saga Bourne.
Buraya geldiğinde onunla Bourne'nun Mirası ile ilgili konuşmak istiyorum.
Ma confiance en toi est hors de propos.
Bunun sana olan güvenimle ilgisi yok.
Et arrête-toi, à ce propos.
Bu arada daha fazla büyüme lütfen.
À propos, ils virent Jessie.
Jessie denen çocuğu kovuyorlar bu arada.
À propos, tu veux me juger?
Bu arada sen misin beni yargılayan?
À propos de ta prof, Trieste.
Öğretmenin Trieste hakkında.
Ouais, ouais, je pense que Clark sais une chose ou deux à propos de ce nom.
Evet, evet, sanırım Clark o isimle ilgili birkaç şey biliyordur.
Tu ne permets jamais de dire quoi que ce soit à propos du Pakistan.
Pakistanla ilgili bir şey söylememe izin vermedin ki.
C'est à propos de Taran et de sa décision de vouloir vivre avec vous.
Seninle yaşama fikri Taran'nın kararıydı.
Arrête de t'inquiéter à propos de maman.
Annemi hayal kırıklığına uğratmamak için endişelenmeyi bırak.
A ce propos.
Uh.... çıkartmalıyız demişken.
Je sais tout à votre propos.
Senin hakkında herşeyi biliyorum.
Qu'est-ce qu'il disait à propos de la pilule amère?
Ne söylemişti? Limonlar hakkında söylediği şeyi?
T'as souvenir d'une conversation à propos de mon père en planque la nuit où on l'a tué?
Babamın öldürüldüğü gece bir tezgah kurduğuyla ilgili bir şey hatırlıyor musun?
A quel propos déjà?
Bu kez hangi konuda haklıyım?
Et qu'avons-nous dit à ce propos?
Evet, bu konuyla ilgili ne diyorduk?
Il y a eu des rumeurs à propos d'une guerre interne pour qui aura le contrôle du labo du Dr Torres maintenant qu'elle est partie.
Dr. Webber. Dr. Torres gittiği için ortopedi laboratuvarının kontrolünü ele geçirme savaşı başlayacağı söyleniyor.
Je m'inquiète à propos de ce qu'Alex a fait à Andrew.
Alex'in Andrew'ya yaptığını önemsiyorum.
Et à propos de son rein?
Böbreği ne olacak?
Pour ce que ça vaut, je me sens mal à propos de ça. C'est ma sœur.
Benimle ilgili sordum.
C'était à propos de Wilson. C'est à propos d'une fille.
Bu kişisel olmuyor mu?
- À propos de quoi?
- Ne demek ne hakkında?
On ne saura rien à propos des problèmes neurologiques avant les tests cardiaques.
Kardiyak tahliller gelmeden sinir hasarı olup olmadığını söyleyemeyiz.
À propos de moi, comme d'habitude.
Her zamanki gibi benimle ilgiliydi.
Que dira-t-on aux enfants à propos de Dieu et de la vie après la mort...
Çocuklarımıza Tanrı ya da ölümden sonraki yaşamla ilgili ne söyleyeceğiz?
- À quel propos?
- Ne hakkında?
Et c'est là que j'ai lu un article à propos de l'astéroïde 2000 WX 354, et comment il allait frôler la Terre dans 8 mois et 12 jours.
Sonra 2000 WX 354 asteroit'inin nasıl 8 ay 12 gün içinde dünyanın yanından geçeceğini okudum.
Cela m'a fait me remettre en question sur tout à propos de... la cuisine.
Bu durum yemek yapmakla ilgili her şeyi sorgulamama yol açtı.
Je voulais travailler pour quelqu'un qui me prendras sous son aile, et j'ai lu quelque chose à propos de ce monsieur, Jeremiah Tower.
Beni kanatlarının altına alacak biri için çalışmak istiyordum... ve Jeremiah Tower adlı bir beyle ilgili bir şey okumuştum. YOLU AÇAN ŞEFLER
Vous savez, le nom était Atelier Papa Crenn, donc c'est une façon assez naturelle de penser à propos du nom.
Oranın adı Baba Crenn'in Atölyesiydi... yani bu ad doğal olarak aklıma geldi.
Habituellement, les petits enfants se sentent bizarres à propos de la pieuvre, et j'ai toujours aimé ce que personne d'autre n'aimait.
Çocuklar genellikle ahtapotu sevmez... ben hep kimsenin sevmediği şeyleri sevmişimdir.
Il y a aussi, au Mexique, en général, ce truc à propos des licenciados et arquitectos et doctores qui sont, genre, plus haut dans la chaine alimentaire et les cuisiniers et charpentiers et plombiers sont dans la partie basse de la chaine alimentaire.
Meksika'da, besin zincirinin tepesinde... üniversite mezunlarının, mimarların ve doktorların... aşağı kısmında ise... aşçıların, marangozların ve sıhhi tesisatçıların olduğu düşünülür.
Une des choses par laquelle j'ai toujours été le plus fasciné à propos de la cuisine de Ana c'est qu'elle a ce génie particulier avec l'inattendu.
Ana'nın aşçılığının beni büyüleyen yanı... beklenmedik şeyleri bir araya getirmekteki dehası.
Es-tu inquiète à propos de Regina ou de la Méchante Reine?
Kötü Kraliçe için mi yoksa Regina için mi endişeleniyorsun?
Une femme de mon quartier est venue me parler à propos d'un travail exigeant des déplacements.
Mahallemden bir kadın benimle konuşmaya geldi. Seyahat edilen bir işle ilgiliydi.
Je vais devoir écrire une rédaction à propos de ça, par contre.
Ama bu konuda bir makale yazmam gerekecek.
L'école est inspectée, et votre classe fait partie de l'école, et pourtant votre surprise à propos de ce fait est troublante.
Okul teftiş edilecek, bayan Quill. Sınıfınız da okulun bir parçası. Buna sürekli şaşırmanızda rahatsız edici.
Il y a quelque chose à propos de lui.
Hayır, onda bir terslik var.
Personne ne va poser de questions à propos du robot?
Kimse robot olayını sormayacak mı?
- C'est à propos de toi ou d'elle?
- Bu senle mi yoksa onla mı alakalı?
Le Directeur ne savait probablement pas à propos des pillules.
Yönetici muhtemelen hapları bilmiyordu.
Et à propos de prendre chacun soin de l'autre?
Birbirimize bakmamıza ne oldu?
Je m'en souviens car les flics nous ont tous interrogés à propos de cette nuit, et comme je leur ai dit... j'ai nettoyé mon bar, et je suis rentré.
Ne olduğunu hatırlıyorum çünkü polisler hepimize, o geceyle ilgili sorular soruyordu ve ben de onlara çalışma alanımı temizleyip eve gittiğimi anlattım.
Dis-moi que ce n'est pas à propos de Smith.
Bana bunun Smith ile alakalı olmadığını söyle.
Demain soir, je m'adresserai au peuple de Zairon à propos du status de notre guerre avec Pyr.
Bu gece Zairon halkına sesleneceğim Pyr Cumhuriyeti ile olan savaşla alakalı.
Si j'avais le moindre doute à son propos, penses-tu je prendrais ce risque?
Eğer ondan bir gram bile şüphe duysam bu riske girmezdim.
Par exemple, j'ai réalisé que quand tu me vois faire quelque chose de stupide et que tu ne dis rien à ce propos, et tu es juste gentille.
Örneğin, beni aptalca bir şey yaparken gördüğünde ve bir şey yapmayıp sadece iyi davrandığının farkına vardım.