Translate.vc / Français → Turc / Protestant
Protestant traduction Turc
227 traduction parallèle
Catholique, protestant, juif...
Katolik, Protestan, Yahudi...
- J'y vais si vous me l'ordonnez, mais en protestant.
- Sadece emir verirseniz, protesto ederek gelirim.
- Ce sont des vilains. Il est protestant et l'autre est juif.
Bu Protestan bu ise Yahudi.
Les hérésies de Luther, le grand protestant.
Luther'in aykırı düşünceleri Protestanlar'ın en kötüsüdür.
L'un des aumôniers est juif, l'autre est protestant. Deux âmes perdues, Père gardien.
Papazlardan biri Yahudi, diğeri de Protestan'mış.
On peut être Américain et catholique, ou protestant, ou Juif.
Amerikalı ve Katolik yada Amerikalı ve Protestan yada Amerikalı ve Yahudi olabilirsin.
- En protestant... - En protestant par écrit, Abby.
Elbette yazılı protestoyla, Abby.
Plutôt me faire protestant!
- İrlanda kilisesine ondan önce katılmıştım.
Oui, mais en protestant.
Susacağım, ama onayladığımdan değil.
Et pas d'avenir du tout en protestant.
Seni bunları söylemek için rahatsız ettim çünkü iyi bir sicilin var.
C'est un hôpital protestant.
- Bu bir Protestan hastanesi.
Dans un hôpital protestant, de la musique après minuit?
Bir Protestan hastanesinde gece yarısından sonra müzik mi çalıyorlar?
Parlant de Naples, vous avez dit : "Hôpital protestant". Alors que c'était une maison de prostitution.
Aslında genelev olduğu anlaşılan hastaneye Protestan hastanesi demiştin.
Je comprends. Dommage! La course sera gagnée par un protestant.
Anlıyorum, Rahibe Ana... ama bu çok acı ki... yarış bir protestan tarafından kazanılacak.
D'après nos dossiers, vous étiez protestant.
Kayıtlarımıza göre, Protestan inanışında yetiştirilmişsiniz.
Je ne dis pas qu'être protestant soit mieux que d'être catholique ou juif.
Protestan olmanın, Katolik veya Yahudi olmaktan daha iyi olduğunu söylemek istemiyorum.
Maintenant, je sais que même si je semble blanS, anglo-saxon et protestant, en réalité je suis un noir du sud.
Daha sonra bunun, Latin Amerikalıları, zencileri ve diğer değersiz insanları aşağılamak için kullanılan bir kelime olduğunu keşfettim.
Je le ferai en protestant.
Protesto ederek yaparım.
- Vous êtes protestant?
- Siz Protestan mısınız?
Enfin, c'est à propos d'un pasteur protestant, pas catholique.
Zaten Protestan bir papaz hakkında, Katolik değil.
C'est un protestant.
O Protestan.
Par Dieu, l'unique foi est la nôtre, espèce de protestant hérétique.
Bizim inancımız gerçek inanç, senin Protestanlığın ise sapkın.
Qu'êtes-vous, protestant luthérien, calviniste, blasphémateur anabaptiste, pa :
Nesin sen? Lutherci Protestan mı? Calvinist Protestan mı?
Sur mes papiers, pour la religion, j'ai écrit : protestant.
Kağıtlarımda "din" kısmına... "Protestan.", yazdım.
Il est envoyé au séminaire protestant de Maulbronn... pour des études cléricales.
Bir papaz olmak üzere eğitim görmek için, Maulbronn'daki bir protestan okuluna gönderildi.
Voilà ce que signifie être protestant.
İşte Protestan olmanın anlamı bu.
"En fait, je voudrais une chatouilleuse, car je suis un Protestant, moi."
"Aslında bugün Fransız Gıdıklayıcı alacağım, çünkü ben bir Protestanım."
Et un paradis protestant à part, avec des gens, des vaches, des chevaux.
Ve sonra ayrı bir Protestan cenneti. İnsanlar, inekler ve atlarla dolu.
Protestant.
Protestan.
M. Malloy, j'ai ici une pétition pour le maire... protestant contre les abominables conditions... dont souffrent les pauvres orphelins dans les ateliers clandestins.
Bay Malloy, atölyelerde iğrenç şartlarda çalıştırılan yetim çocuklar için başkana verilmek üzere dilekçe hazırladım.
Si tu veux baiser, deviens protestant.
Bir kızla yatmak istiyorsan bir Protestan bulacaksın.
- Protestant.
Protestan.
Ils insistaient pour que je reste protestant.
Protestan olduğumda ısrar ettiler.
Tu es protestant?
Protestan mısın?
ni protestant, ni catholique, ni chrétien, ni juif, ni baptiste, ni méthodiste, ni même américain.
Ne bir Protestan, ne de bir Katolik. Ne bir Hıristiyan, ne de bir Yahudi. Ne bir Baptist, ne de bir Metodist.
Parce qu'en plus il est protestant.
O Protestan mı?
Il s'appelle La Môle. Il est protestant.
Bu La Mole bir Protestan.
Tu es protestant?
- Protestan mısınız?
Un protestant de plus ou moins, vous n'allez pas en faire une maladie.
Bir tane az, bir tane fazla! Kimin umrunda?
C'est avec ce protestant que Margot voulait s'enfuir.
Margot, o adamla kaçmaya çalıştı.
Ma mère était catholique, mon père protestant.
Annem Roma Katoliğidir, ve babam protestandır.
Il repère un sapin et de sa puissante main de protestant, il l'abat.
Köknar bir ağaç seçer, ve güçlü Protestan elleriyle onu keser.
Si c'est notre tueur, c'est la première fois qu'il tue un protestant.
Eğer bu aynı katilse... ilk kez bir Protestanı hedef alıyor.
De quoi aurons-nous l'air en protestant?
Karşı çıkarak bu işi uzatırsak daha da kötü olmaz mı?
Vous cherchez à vous isoler tout en protestant publiquement.
Sanırım aynı anda hem kendini izole ediyorsun, hem de etrafını protesto ediyorsun.
Nous apprenons après trente ans d'une sanglante guerre civile en Ulster qu'un accord a été trouvé entre le gouvernement protestant et le mouvement de résistance
Bugün yapılan açıklamaya göre, Kuzey İrlanda'daki yaklaşık 30 yıllık bitmek bilmez kanlı olaylardan sonra, baskın durumdaki İngiliz hakimiyetindeki bölge hükümeti ve İrlanda direnişçileri arasında, bir barış anlaşmasına varıldı.
Protestant ou catholique?
Protestan mı, Katolik mi?
Le petit est protestant.
Kısa boylu olan Protestan'mış.
Vous savez, je suis protestant.
Ben bir Protestanım. Bekâr kalmam daha iyi.
Tu as déjà couché avec un protestant?
Protestanlarla yaptınız mı?
Bien sûr qu'il est protestant!
Tabi ki öyle!