Translate.vc / Français → Turc / Prã
Prã traduction Turc
318 traduction parallèle
Prête? Un.
- Toothpick hapisde olmaya alıştı.
C'est mon magasin prà © fà © rà ©.
- Kahretsin, beni kilitleyin! - Beni kilitleyin!
T'es prêt? - On bouge.
Nasıl oluyorda beyaz adamlar hakkında konuşabiliyorsun, ve kadınlarıyla çıkıyorsun, aptal?
Prêchez, Rà © và © rend.
Ben değildim!
Elle m'a initià © aux prà © liminaires.
- Kurşunlarda. Hayır!
Mais à quoi bon Les prà © liminaires quand on s'astique tout seul?
Bak, Doo Rag,
Dashiki, je suis pas prêt pour être pà ¨ re.
# Ve seni ısıtacağım önceden hiç olmamış gibi #
Prêt à initier Le gamin?
- Hayır saol. - Sana bir şey söylememe izin ver.
Chanson prà © fà © rà © e, la nourriture prà © fà © rà © e, boisson prà © fà © rà © e?
Favori şarkısı, favori yemeği, ve favori içeceği?
- A trois, prêt? Un, deux...
- Üç deyince hazır ol?
Ray, j'espà ¨ re que vous êtes prêt à nettoyer.
Ray, umarım temizliğe hazırsındır.
trois jours avant mon mariage supposà © avec ce triton qui est à peu prà ¨ s aussi profond qu'une flaque d'eau.
Gelgit havuzunun dibine benzeyen şu denizadamıyla evlenmekten kurtulurum sanmıştım.
Un nageur-sauveteur est toujours prêt, non?
Cankurtaranlar her zaman hazırdır değil mi?
J'ai à © tà © nommà © e Aquamarine d'aprà ¨ s une rare pierre prà © cieuse, alors... que Cecilia se traduit en gros par "qui a une mauvaise vue."
Aquamarine nadir bulunan kıymetli bir taş ismi oysa... Cecilia "anlayışı kıt" manasına geliyor.
Eh bien, je n'ai vu l'amour de prà ¨ s qu'une fois, mais si tu l'avais vu comme moi, tu ressentirais la même chose.
Aşkı bir zamanlar görmüştüm, ama sende benim gördüğüm gibi gördüysen bilirsin, aynı şeyleri hissetmişsindir.
Nous aimons être prà ¨ s de Aqua.
Aqua'nın yanında olmayı seviyoruz.
J'aimerais rester bavarder, mais nous sommes en retard pour la prà © - fête de Cecilia.
Kalıp sohbet etmeyi isterdik ama Cecilia'nın partisine geç kalıyoruz.
Tu es prêt pour le chauffage?
Süpürge otu için hazırmısın?
Prà ¨ s de ce fleuve, iI y a une acià ¨ rie.
Bu nehrin yanında bir çelik fabrikası vardır.
Et prà ¨ s de l'acià © rie, il y a une università ¨.
Bu çelik fabrikasının yanında bir okul vardır.
Et à cet instant prà © cis, une fois l'an, dans toute la ville, sur tout le campus, le temps s'arrête.
O anda, her yıl bir kereliğine bütün kasabada, bütün okulda zaman durur.
Prêts!
Hazır!
Je m'attendais à voir le prà ¨ sident dï... Conseil Scolaire au stade.
Okul yönetim kurulu başkanının oyunda olacağını düşünmüştüm.
- La chaÏ... dià ¨ re est prête?
- Her şey hazır mı? - Evet.
PoÏ... rquoi as-tÏ... peur de me prà ¨ senter à ta petite amie?
O zaman neden beni kız arkadaşınla tanıştırmaktan bu kadar korkuyorsun?
Le prà © sident de l'università ¨ est lÃ!
Üniversitenin rektörünü getirin buraya!
La plupart prà ¨ fà ¨ rent ne pas y penser.
Çoğu bunu düşünmemeyi tercih ediyor.
Je suis prêt.
Hazırım, dostum.
Il faÏ... t profiter du prà ¨ sent'non?
Bugünün işini yarına bırakmıyorsun, sanırım.
Bonjour, le prà © sident Donald Dedmon à l'appareil.
Merhaba, ben Rektör Donald Dedmon.
C'à © tait plus calme que je ne prà © voyais, ce matin.
Bu sabah tahmin ettiğimden daha sessiz oldu.
Mesdames et messieurs, je voÏ... s prà © sente le nouvel entraà ® neÏ... r des Î — erd, Jack Lengyel.
Bayanlar ve Baylar Thundering Herd'ümüzün yeni baş koçuna hoş geldin diyelim Jack Lengyel.
Dites-nous quelles sont vos prà ¨ visions pour la saison?
Şimdi, gerçekçi olarak, sezon için beklentileriniz nedir, koç?
J'ai besoin qÏ... e vous plaidiez ma caÏ... se aÏ... prà ¨ s de la NCAA.
Benim için NCAA'ya dilekçe vermeni istiyorum.
CelÏ... i qui a dà © raillà © prà ¨ s d'Akron l'hiver dernier?
Geçen kış Akron yakınlarında raylardan çıkanın aynısı mı?
Je suis prêt à parier qÏ... e voÏ... s ne lï... i avez pas demandà ¨ de l'à © pouser au tà ¨ là ¨ phone.
Bahse girerim ki telefondan evlenme teklif etmemişsindir.
Dà © solà © de vous dà © ranger comme à § a, mais... Je m'appelle Don Dedmon. Je suis le prà ¨ sident de l'università © Marshall.
Sizi böyle rahatsız ettiğim için üzgünüm ama adım Don Dedmon, Marshall Üniversitesi'nin Rektörü'yüm.
- Posez-moi. C'est signà ¨ par le prà © sident.
Başkan tarafından imzalanmış.
Terry Gardner attrape, lance à Tennis Rice qÏ... i se dirige aÏ... fond toÏ... t prà ¨ s de Sam Boteck.
Terry Gardner yakalıyor Tennis Rice'a atıyor o da sahanın aşağısına, bitiş çizgisindeki Sam Boteck'e koşuyor.
- Annie'la commande est prête.
- Annie, siparişler hazır.
ToÏ... t ce que voÏ... s êtes prêt à noÏ... s montrer.
Bize vermek isteyebileceğin herhangi bir şey.
Bien sà " r. Je prà © pare dejà les t-shirts.
Tabii ki hayır. Tişörtleri yaptırıyorum bile.
Il faÏ... t prà © parer notre secondeur.
Çizgi ardından hücum başlatmalıyız.
Prêts'c'est parti!
Hazır, şimdi!
On se prà © pare poÏ... r Xavier.
Xavier'e hazırlanmaya çalışıyoruz.
Elle est prête pour le terrain?
Sahaya çıkmaya hazır mı?
Quel que soit le nombre de prà © sidents qÏ... e voÏ... s congà © diez'Paul.
Kaç rektör kovarsan kov, Paul.
Je crois que nous n'avons pas à © tà ¨ officiellement prà ¨ sentà ¨ s.
Sanırım resmen tanıştırılmadık.
L'amour est sur Terre La plus prà © cieuse des choses.
Heh. Uh. Şunları almama izin ver.
T'es prêt? - Oui.
Ve adamdan mal çalarsan ;
Prêts, c'est parti!
Hazır, şimdi!