Translate.vc / Français → Turc / Pues
Pues traduction Turc
611 traduction parallèle
Tu pues le whisky.
Leş gibi viski kokuyorsun.
Menteur. Tu pues l'alcool.
Yalancı, alkol soluyorsun.
Où étais-tu hier? Tu pues l'alcool.
- Hâlâ içki kokuyorsun!
Tu pues, Myers!
Sen iğrenç kokuyorsun, Myers!
Si tu es vacher, pourquoi tu pues le bain parasiticide?
Bir sığır çobanıysan nasıl oluyor da koyun dışkısı kokuşmuşsun?
Que les choses soient claires, bonhomme. Pour moi, tu pues toujours.
Şunu aklında tut, bayım... kanımca sen hala kokuşmuş birisin.
Tu pues le mort!
Leş gibi kokuyorsun!
Tu pues autant!
İkimiz de aynı kokuyoruz!
C'est toi qui pues! À en vomir!
Kokundan kusacağım geliyor.
Retourne à ton village, tu pues.
Köyüne dön sen, Roma'yı kokutuyorsun.
Ce que tu pues!
Leş gibi kokuyor!
Tu pues autant qu'un bouc!
Koyundan bile daha iğrenç kokuyorsunuz!
- Oh, tu pues!
- Kokuyorsun!
Tu pues de la gueule.
Mide fesadı mı geçiriyorsun?
Toi, quand tu es arrivé ici, tu puais comme un tas d'ordures. Maintenant, tu pues moins.
Buraya geldiğinizde kokuyordu... ama şimdi fena değil, değil mi?
Tu pues à en avoir la nausée.
Mideniz bulanır!
Tu pues le bouc.
- Haydi. Keçi gibi kokuyorsun.
Tu pues le bouc!
- Keçi gibi kokuyorsun.
Tu pues déjà bien assez.
Zaten domuz gibi kokuyorsun.
J'ai besoin d'air. Tu pues.
Hava almam lazım.
Tu la dégoûtes! Tu pues comme un bouc!
Yaptığınız şeyin iğrençliğine bir bakın.
Et toi tu pues comme...
Kim bizle böyle...
Tu pues tellement que je te pisterai moi-même.
O kadar kötü kokuyorsun ki seni ben bile bulabilirim.
Mors Bora'? Tu ne'pues mus'? J'ai une affaire à te proposer,
Bora, senin hoşuna gidecek bir iş var.
Tu pues.
Leş gibi kokuyorsun!
Tu es pourri et tu pues.
Kokun ta burnuma geliyor.
Tu pues le flic, tu pues la caserne et les archives. Tu pues le centre de rétention.
Bir polis memuru olduğun bariz, her yanın polis ofislerindeki küflenmiş dosyalar gibi kokuyor.
Tu pues.
Pis kokuyorsun.
Tu pues, sale parasite d'étranger.
Seni kokuşmuş ecnebi solucan.
C'est toi qui pues le diable.
Bence sen şeytan kokuyorsun.
Tu pues le désespoir!
Sen umutsuzluğa batmışsın.
Tu pues le marin soûl!
- Sarhoş denizciler gibi kokuyorsun.
Mais avec ce truc de luxe, tu pues encore plus que nous.
Ama bu fantezi kostüm, bizden daha kıyameti.
Tu as le visage bouffi par l'alcool. Tu pues. Lève-toi.
Kalk ayağa, midemi bulandırıyorsun.
- Tu pues du bec.
- Üstüme üfleme, Paulie.
Ne me touche pas, tu pues comme une fosse à merde.
Sakın bana dokunma! İğrenç kokuyorsun!
Tu pues autant, Kruger?
Kruger kendini suçlu hissetmiyor musun?
En pleine forme! Et dès matin tu pues l'alcool!
Zindelik ve sağlık, parlaklık ve canlılık, sabahın erken saatlerinde şarabın kokusu!
Tu trembles, tu sues et tu pues.
Titreyecek. terleyecek. ve pis pis kokacaksın.
T'es moche, tu pues.
Çirkinsin, iğrenç kokuyorsun.
Et prends une douche, tu pues!
Bir duş al oğlum çünkü berbat kokuyorsun.
Tu pues le thon en boîte pourri.
Kokuyorsun biliyor musun? Çürümüş ton balığı gibi kokuyorsun!
Tu pues l'alcool à 10 mètres.
Bir alkolik gibi kokuyorsun!
Parce que tu pues et que lui, ça le gêne plus.
Pisuvar gibi kokuyorsun ve aramızda bundan rahatsız olmayacak tek kişi Felix.
Tu pues comme un singe aussi
You smell like a monkey
Tu pues, Thomas.
Meğer sendenmiş.
Tu pues!
Bu beni imparator'un oğlu yapacaktı!
Tu pues!
Berbat kokuyorsun.
Tu pues vraiment toi.
Oğlum, şaftı dağıtmışsın.
Tu pues!
Bırak beni Allah'ın cezası, iğrenç de kokuyor!
Tu pues la merde de cheval!
Vay be, bu ne koku!