Translate.vc / Français → Turc / Ratés
Ratés traduction Turc
1,283 traduction parallèle
Le 1 a des ratés.
Birinci motor düzensiz çalışıyor.
Quels ratés, ces mecs!
Bilmiyorum, bu gerizekalılar nasıl hala bu işin içinde.
On n'est pas les bonnes oeuvres des ratés.
Biz yeniklerin sığınacağı bir hayır kurumu değiliz.
Je ne baise pas avec tous les ratés qui m'écrivent.
I don't screw every pathetic guy that gives me a letter.
Je ne baise pas avec tous les ratés qui m'écrivent.
Her duygusal mektup veren çocukla yatmam.
Ton marketing a des ratés?
Pazarlama işine ne oldu, Bay Deha?
Une brochette de ratés menée par un vendu?
Alınabilen ve satılabilen bir adamın kaybedenlerden kurulu takımı.
Elle ne vous a pas ratés.
Senin sefaletine de tam puan.
Après plusieurs ratés, Gilmour se chargea de la production de l'album.
Birkaç başarısız denemenin ardından, albümün prodüksiyonunda sorumluluğu David Gilmour üstlendi.
Elle gardait les ratés dans une boite.
Kötü 0IanIarı kutuya koyardı.
Les Bing font des mariages ratés.
Bing çiftlerinin evlilikleri korkunç gider.
- Ils sont partis. On les a ratés.
- Gittiler, onları kaçırdık.
Il sera déçu de vous avoir ratés. - Vous êtes la mère de Marvin?
Sanırım Bayan Bilescu'yu ziyaret etmenin zamanı geldi.
Tu les as ratés de dos.
Evet, arkalarını dönmelerini kaçırdın.
C'est pour les ratés.
"Denemek" başarısız adamların işidir.
- On aurait dit un moteur qui a des ratés.
- Egzost sesine benziyordu.
Tu crois? Si on enquêtait sur tous les mariages ratés?
Belkide ülkedeki tüm kötü evlilikleri araştırmalıyız.
Vous les avez ratés de peu.
Çok uzakta olamazlar.
Et bientôt, les seuls que tu réussiras à battre seront ceux qui se prennent pour de pires ratés que toi.
Ve çok yakında... Yenebileceğin tek kitle senden... daha zavallı olduklarını düşünenler olacak.
3 touchdown, avec 2 tirs ratés.
3 gol yemek, 2 gol kaybı demektir.
Tu as vraiment eu le record de ratés?
Gerçekten ıskalama rekoru sende mi?
Le prends pas mal... mais quand ceci sera inscrit parmi les braquages les plus ratés... malgré toutes mes erreurs... je serai pas celui qui a fait sauter le coffre par un mec de Chou Wang.
Gücenmeyin, ama bu soygun kitaplara dünyanın tarihteki en sikik soygunu olarak geçecek benim yaptığım tüm hatalarla, ama ben Chow-Wang yiyecek taşıyıcı çocuğu bombalı bir kasaya gönderecek kadar ona güvenemem.
Le réacteur d'invisibilité a des ratés!
Görünmezlik motoru bozulmuş olmalı!
La bande de ratés.
Hepiniz birer zavallısınız.
Tu rates des trucs... parce qu'il y un navire qui tire sur un autre.
Görememen çok kötü Leela çünkü şuradaki gemi birilerine ateş ediyor.
Tu rates la cérémonie!
Haydi git, kutlamanı kaçırıyorsun.
Tu le prends, t'es nerveux, tu me rates, et je fais ce que je suis obligé de faire.
Çünkü çektiğinde heyecanlanır, beni ıskalarsın. Ben de elimdekini kullanmak zorunda kalırım.
Tu le rates.
Kaçırıyorsun.
Tu rates la chance de ta vie pour une femme qui ne t'aime plus.
Many, her şeyi berbat ediyorsun hem de seni sevmeyen bir kadın için.
Tu rates l'heure du dîner, tu ne manges pas.
Yemek vaktini kaçırdın, sana yemek yok.
Faut pas que tu rates les dernières nouvelles des monstres.
Son gözde yaratığımızın tanıtımını kaçırmamalısın.
Tu rates le meilleur!
En güzel yerini kaçıracaksın.
- On ne greffe pas les rates.
Bayım, dalak nakli yapmıyoruz.
Oui, ça n'a aucune importance si tu le rates.
Bir atışın daha var. Ama dert değil.
"que je suis le roi des ratés." Joyeux, non?
- Kimseyi üzmek istemedim.
Et si tu rates une marche?
Ya düşersen?
Je n'ai pas les chiffres exacts, mais je suis bien certaine que si tu rates Shakespeare, tu peux oublier Harvard.
İstatistiklere bakmadım, ama Shakespeare'den kalırsan Harvard'a gidemeyeceğinden eminim.
Tu rates tout.
Kaçırıyorsun.
- Tu ne sais pas ce que tu rates.
- Neler kaçırdığının farkında değilsin.
Tu sais pas ce que tu rates.
Ne kaçırdığını bilmiyorsun.
Tu rates quelque chose.
Sanırım sen bu bayan Tanner'i olayını anlamadın.
T'en rates une, il y en a d'autres, comme les taxis.
Eğer birini kaçırırsan başkası gelir. Taksi gibi.
Et j'ai même prévu une belle surprise. Faut pas que tu rates ça, Scott.
Hatta büyük bir süpriz bile olacak, kaçırmak istemezsin.
Magne, tu rates tout!
Haydi Cartman, oyunu kaçırıyorsun!
Tu le rates de peu, j'en ai peur.
Korkarım onu kaçırdın.
5 000 $ que tu rates.
Gerçekten çok şanslısın.
Et si tu rates ne serait-ce qu'un tirage aujourd'hui...
Ve eğer herhangi bir müşterinin resimlerni batırırsan- -
Bon, bah j'étais là. Tu rates une occasion d'avoir une bonne discussion.
Sen bilirsin, keyifli bir sohbeti kaçırmış oldun.
Si tu le rates, il ne te ratera pas lui.
Eğer ıskalarsanız o ıskalamaz.
Je ne veux plus que tu rates des moments importants.
Önemli bir şeyi kaçırmanı istemem.
Bébé Cadum. J'avais les meilleurs points de la classe et j'ai rien reçu.
Freaky you... l had a best rates in a class and l can't get...