Translate.vc / Français → Turc / Rebecca
Rebecca traduction Turc
4,572 traduction parallèle
Je voulais faire exactement ce que Rebecca a fait pour protéger Alistair.
Rebecca, Alistair'ı korurken ne yaptıysa onu yapmak istedim.
Je ne suis pas du genre voyant, ou oracle, mais Rebecca...
Medyumluk veya kahinlik bana göre değil ama, Rebecca...
Rébécca est ma nouvelle épouse.
Rebecca benim yeni karım.
J'ai une idée, Rébécca.
Bir fikrim var, Rebecca.
Tu as mis un enfant dedans, Rebecca.
Buraya bir bebek çizmişsin, Rebecca.
Rebecca.
Rebecca.
Ils l'ont identifié comme Rebecca Lubbock.
Fotoğrafı Rebecca Lubbock olarak kimliğini saptadılar.
Rebecca, nous savons que votre enfant, Mason, est malade.
Biz biliyoruz ki oğlunuz, Mason, hasta, Rebecca.
Pourquoi Rebecca?
Neden, Rebecca?
Rebecca, j'apprécie ça.
Rebecca, bunun için çok teşekkür ederim.
Rebecca?
Rebecca?
"Pour Slim, chez Rebecca Doolin". Une adresse dans le New Jersey.
"Slim'den Rebecca Doolin'e." Jersey'e gönderilmiş.
Rebecca, qui est Slim?
- Rebecca, Slim kim?
Agent Rebecca Stevens, Niveau 6.
Ajan Rebecca Stevens, 6. seviye. Triskelion'a atanmış.
Et si tu ne veux pas d'un autre cadavre, il faut de l'eau et de la bouffe pour Rebecca.
Madem başka ceset istemiyorsun o zaman Rebecca'ya su ve yiyecek de bulmalıyız.
Il vivait avec ses petits-enfants, Andy et Rebecca.
Oren torunları Andy ve Rebecca ile kalıyormuş. Torunlar kayıp.
On croit qu'il est avec sa nièce et son neveu.
Yanında yeğenleri Andy ve Rebecca'nın olduğunu düşünüyoruz.
On a fouillé dans un périmètre de 90 m. Aucun signe de Rebecca Farland.
100 metrelik alanı taradık. Rebecca Farland'dan iz yok.
Où est Rebecca?
- Rebecca nerede?
Tu ne la reconnais pas?
Rebecca, Miriam'ın kızı.
L'autre raison de ma présence et qui explique pourquoi j'ai amené Rebecca, est pour qu'on puisse revivre le moment le plus excitant dans nos vies.
Gelişimin diğer nedeni ve Rebecca'yı getirme nedenim hayatlarımızın en heyecanlı anını yeniden yaşamak. Eğlenceli değil mi?
Qu'en est-il du nouveau panneau d'entrée de Haven, Rebecca?
"Haven'a hoş geldiniz" tabelasını mı değiştirdiniz Rebecca?
Oui, mais comme ça, Rebecca aura moins d'œil au beurre noir.
Evet ama bu şekilde Rebecca'nın gözleri morarmamış oldu.
Mais ça ne cible que les perturbés, Rebecca à un laissez passer.
Ama bu sadece sorunluları etkiliyor. Rebecca'nın böyle bir derdi yok ki.
Presque rien. Jess roulant une pelle à Ryan Jensen, les flics ont débarquant et la maison de Rebecca Cutter refaite au PQ.
Evet, Jess'in Ryan Jensen ile öpüşmesi, polislerin partiye son vermesi, ve herkesin Rebecca Cutter'ın evini tuvalet kağıdıyla kaplaması dışında.
Vous n'êtes pas Rebecca.
Sen Rebecca değilsin.
Bridget, Rebecca?
Bridget... Rebec... neydi, Beca?
Rachel et Rebecca Rabinowitz.
Rachel ve Rebecca Rabinowitz.
Meurs dans un incendie, Rebecca.
Lütfen bir yangında öl Rebecca.
Je prends Rachel, tu prends Rebecca.
Ben Rachel'ı alırım, sen Rebecca'yı al.
- Pourquoi j'ai Rebecca?
- Neden ben Rebecca'yı alıyorum?
- Alors, prends-la.
- Tamam, sen Rebecca'yı al.
- Rebecca m'écœure.
- Rebecca iğrenç.
Oui, j'ai déjà joué, Rebecca.
Evet, basket oynadım Rebecca.
Rachel, tu seras avec moi, et Rebecca jouera avec cette poubelle qui déborde.
Rachel, sen benimle olacaksın, Rebecca da şu taşmak üzere olan çöp tenekesiyle.
Rebecca, tu devrais aller lui parler.
Rebecca, onunla konuşmalısın.
Rebecca!
Rebecca!
Rebecca!
Rebecca! Rebecca!
Rebecca. Je suis désolé.
Rebecca, özür dilerim.
Si ça peut te réconforter, c'était Rebecca.
Eğer seni rahatlatacaksa, o Rebecca.
Tu sais, en fait, j'ai toujours trouvé que Rebecca était plus mignonne.
İşin doğrusu, ben hep Rebecca'yı daha güzel bulurdum.
- Rebecca.
- Rebecca.
Très bien, Rebecca.
Pekala Rebecca.
Rebecca.
- Rebecca.
C'est rien. Rebecca...
Biliyorum, sorun değil.
Tu sais combien de temps ça prendra en voiture, Rebecca?
Arabamla gelmem ne kadar sürer haberin varmı Rebecca?
Rebecca Bowman, ma nièce.
Rebecca Bowman, yeğenim.
Rebecca, non!
Rebecca, hayır!
Andy pourrait aider son oncle, mais Rebecca est certainement otage.
Andy dayısına yardım ediyor olabilir ama Rebecca rehine.
C'est Rebecca, la fille de Miriam. Ne ressemble-t-elle pas à sa mère?
Annesine benzemiyor mu?
Tu te souviens de notre discussion?
Rebecca, tatlım, bunu konuştuğumuzu hatırlıyor musun?