Translate.vc / Français → Turc / Recent
Recent traduction Turc
1,214 traduction parallèle
Le papier... On peut voir d'apres Ie grain qu'iI est recent.
Bu gazete, yani kağıdından eski olmadığı kolayca anlaşılabilir.
Rapport sexuel récent, c'est donc un détournement de mineur ou un viol.
Yakın zamanda seks yapmış. 17 yaşında yani ya meşru ya da birinci dereceden tecavüz.
Pas assez récent.
Bunu sonraki modeller yapıyor.
Je me trouve au Département d'Etat, où la cellule anti-terrorisme... vient de recevoir une cassette d'El Lobo, autrement dit le Loup... un terroriste colombien tenu pour responsable... dans au moins 7 attentats, dont le plus récent ici à Los Angeles.
Dışişleri Bakanlığındayım. Amerika'nın terörle mücadele birimlerine El Lobo, yani Kurt'tan bir video kaset ulaştırıldı. Yetkililere göre Kolombiyalı terörist en az 7 bombalı saldırının sorumlusu.
Mon ex le plus récent a traversé une période durant laquelle il se prenait pour un bus.
Son çıktığım çocuk ise... kendini otobüs sandığı bir dönemden geçiyordu.
Les Narns et les Drazi sont les plus récent membres de l'Alliance.
Narn ve Drazi ittifakın son üyelerinden.
Cool. Tu es sûr que c'est ce qu'il y a de plus récent?
Bunların yeni olduklarına emin misin?
- Leur plus récent.
En son çıkan bu.
- Plusieurs. ça tombe bien, j'ai sur moi un truc récent.
Yanımda son eserimin bir nüshası var.
Erminio et Ettore, dans un témoignage plus récent devant l'autorité ecclésiastique, affirment en revanche qu'Egidio l'aurait tuée parce qu'elle le suppliait de ne pas blasphémer.
Erminio ve Ettore, Hristiyan kilisesi otoritelerine Egidio'nun onu Tanrı'ya hakaret etmemesi için öldürdüğünü söylediler.
D'accord, mais ça, c'est plus récent.
Evet. Ama bu altı haftalık değil. Yeni bu.
On vient vous parler d'un homicide récent.
- Madolin Kulesi Oteli'ndeki bir cinayet hakkında konuşacaktık.
C'est le plus récent des tours étranges que mon bébé joue à mon corps.
Büyümekte olan bebeğimin bedenimle yaptığı manyakça oyunlardan sonuncusu.
C'est encore très récent.
Görüyorsun ya hala oldukça yeni.
Récent?
Yeni.
Veuillez accueillir le résident le plus récent de Terminal City.
Hey, millet. Terminal City'nin yeni sakinine merhaba deyin.
C'est récent. Elle a pris 7,5 kg en deux mois, enfin, environ.
Son birkaç ayda yedi kilo aldı
- Et avec Sherry, c'est tout récent.
- Ve Sherry ile olan ilişkin henüz çok yeni.
C'est récent!
Olamaz, bu yeni.
Nous devons parler de votre comportement récent ici même.
Geçenlerde burada sergilediğin davranışı konuşmamız gerekiyor.
Il est si récent qu'il n'a pas de nom.
Yani daha ismi bile yok.
Dans un passé plus récent, elle est devenue un membre actif du Ministère pour le droit d'asile et la protection des réfugiés.
Son yıllarda, iltica ve mültecileri koruma konularında Whitehall kulislerinde adından söz ettirdi.
C'est un verre récent à double foyer.
Bu kesinlikle günümüze ait bir bifokal cam.
Dans ce coin, pesant 50 kilos et âgé de 89 ans, récipiendaire récent d'une belle hanche en plastique,
Bu köşede, 50 kiloluk, ve 89'una merdiven dayamış, son model, acente plastik bele sahip,
- C'est récent, ton nouveau "rôle" avec Beaufort?
Koruyucun Beaufort'un yanında oynadığın rol yeni mi?
il y a 70 ans... ce qui est récent... un ange de Dieu apparut à Joseph Smith... dans l'état de New York, pas loin d'ici.
İnsanlar hayal görür. Saçmalık bu. Hiç de kibarca değil başkalarının inançlarına saçmalık demek.
C'est ringard, chante quelque chose de plus récent.
O şarkı çok eski, yenilerden bir tane söylesene.
Mais n'avez-vous rien de plus récent?
Evet, biliyorum. Ama daha yenisi var mı?
- Récent? - Oui.
- Daha yeni?
Alors quelque chose de plus récent. Un truc que tu aurais fait depuis qu'on est marié.
Belki son yaptıkların, evlendikten sonrakileri.
C'est récent. Je ne dirai rien.
Yeni oldu, bu konu hakkında konuşmak istemiyorum.
- Rien de plus récent?
Daha yakın bir zamanda uğradığı başka bir adres olmadığından emin misin?
C'est bien plus récent que ça.
Hayır, daha yakın zamandan bahsediyorum.
C'est récent. Vos initiales ici au sujet de votre âme éternelle.
Buraya bir imza atar mısınız lütfen?
- C'est récent.
- Senin bir hukuk şirketin mi var?
Tout ce qu'on a sur le proviseur Wood est hyper récent.
Sistemde Müdür Robin Wood'la ilgili olan her şey çok yeni.
Ça a l'air récent.
Bu yeni gibi görünüyor.
Vu la rouille, c'est pas récent.
- Asma kilit kırılmış.
Le rapport sexuel est récent.
- Ne kadar yakın?
Souvent par les filles. Avec ce récent flirt, qui aurait dû rester du passé, j'ai réalisé qu'une carrière est en fait une obsession très saine.
Geçtiğimiz günlerde son flörtümle ilişkimi bitirdikten sonra, kariyerimin daha sağlıklı bir saplantı olduğuna karar verdim.
Cet effondrement a l'air récent.
Bu göçük yeni olmuşa benziyor.
C'est relativement récent, mais on a beaucoup d'affinités.
Evet, evet, uzun zamandır çıkmıyoruz ama... ... aramızda gerçekten olağanüstü bir bağ oluştu.
Oui, c'est très récent, mais on a beaucoup d'affinités.
Sana uzun olmadığını söylemiştim ama aramızda olağanüstü bir bağ var.
- On l'aimait. Et qu'on ait le Dragonfly ou non, n'a rien à voir avec son récent décès.
Dragonfly'ı alıp almamamızın onun ölümüyle hiçbir ilgisi yok.
Ce travail est trop récent.
İşim çok yeni.
Voici le tout récent hôpital Saint-Dieu, dans le Shireshire, inauguré l'année dernière seulement par Dame Rhona Cameron.
Burası Shireshire'da yeni inşa edilen ve geçen yıl Dame Rhona Cameron'ın açtığı St God's hastanesi.
Il y a quelques petites différences. Le 29000 est plus récent et légèrement plus moderne.
Küçük farklar var. 29000 daha yeni ve güncel değişiklikler yapıldı.
J'allais te le dire mais c'est si récent... Je sais que tu as traversé beaucoup de choses.
Ve sana söyleyecektim ama herşey daha çok yeni ve çok şey yaşadığını biliyorum.
D'après la température, c'est récent. 3 ou 4 heures.
- lsısına göre yeni olmuş diyebilirim.
Des récits sélectionnés, le plus récent date... d'il y a 19 ans.
Olayları elediğimizde, en yakınlarda olan... - 19 yıl önce.
Bien, je n'ai pas de chiffre récent, désolé.
Bu sözü pek beğenmiyorum. Üzgünüm.