English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Français → Turc / Relative

Relative traduction Turc

221 traduction parallèle
Une note relative au frein hydraulique du mortier de 120.
Silah üzerindeki notta belirtildiği gibi.... - Belirtildiği gibi...
Je confirme en tous points la déposition du Col. Henry relative à ce document secret.
Albay Henry'nin gizli belgeyle alakalı yazılı ifadesinin her bir kelimesini tasdikliyorum.
C'est une notion toute relative.
Bununla ilgili garip bir şey var.
Vous savez qu'il existe une directive gouvernementale relative à la non-existence des saucières qui volent?
Hükümetin resmi olarak uçan dairelerin varlığını kabul etmediğini biliyorsun değil mi?
Elle se plaint que tu ne lui écrives pas souvent... malgré ta relative liberté avec moi.
Burada daha serbest olduğun halde neden daha seyrek yazdığını anlayamıyormuş.
Ma relative liberté...
Daha serbest, ha?
Ils avaient aussi en commun une relative indifférence envers l'argent.
İkisi de paraya değer vermiyordu.
Il ne pouvait admirer Catherine sans réserve que seul. En société, elle devenait pour lui relative.
Başkalarıyla birlikteyken Catherine...
Que ces idées étrangères apparaissent chez le sujet par auto-suggestion à la suite d'un choc traumatique ou par hétéro-suggestion, comme dans l'hypnose, ou par le diable lui-même, comme le croyaient nos aïeux, n'a qu'une importance relative.
Bu yabancı düşünceler ister sarsıcı bir tecrübeyi takiben kendi kendine telkin gibi hastanın kendi zihninden veya hipnoz gibi farklı telkin yöntemleriyle veya atalarımızın sandığı gibi Şeytan'ın kendinden kaynaklansın göreceli olarak önemsizdir.
La question de M. Le Juge relative à ma prétendue profession... est caractéristique du "procès" qui m'est intenté.
Sorgu yargıcının sorusu bu mahkemenin.. .. saçmalığının bir kanıtıdır.
Leur ressemblance avec Tony Ashby est toute relative, mais ça aurait pu passer.
Tony Ashby'ye öyle çok benzemiyorlardı ama bir şekilde kotarırdım.
Pourquoi sont-elles si grandes? La taille n'est que relative.
- Neden bu kadar büyükler?
Il ne faut jamais couper le lien entre le temps et la dimension relative. Venez.
Zaman ve göreceli boyut bağlantısını asla koparmamalısın.
La morale est conditionnée, relative, comme tout le reste de nos jours.
Ahlak koşulludur, Komiser. Görecelidir, günümüzde her şey gibi.
- Très très relative!
Neyse o.
Anna et Andreas ont vécu un an dans une relative harmonie.
Anna ve Andreas bir yıl boyunca güzel bir uyumluluk içerisinde yaşadı.
Je pense que la liberté est une chose purement relative.
Sanırım, özgürlük tamamıyla göreceli bir şey.
Elle se déplaçait vers l'arrière relativement au wagon, mais relative au sol elle se déplaçait légèrement vers l'avant, c'est seulement que le wagon la rattrapait.
Vagona göre geri gitmişti, ama kaldırıma göre biraz öne gitmişti. Kendini vagona kaptırmıştı.
Toute la communauté cache la vérité relative à cet événement.
Bütün köy birlik olmuş, orada yaşanan şeyi gizliyorlar.
Ca montre la corrélation entre les victoires et les défaites des Celtics, et l'activité relative de la ceinture de radioactivité de Van Allen.
Buna göre Celtics'in maç sonuçları ile Van Allen radyasyon kemerinin göreceli etkinliği arasında bir korelasyon var. Bu.
L'humidité relative... tombera de 20 à 10 %.
Nem oranı yüzde yirmiden, yüzde ona düşecek.
La relative absence de décomposition est due à l'environnement stérile.
Bozulmanın gelişmemiş olmasının nedeni steril çevre.
Mon existence relative ne me permet pas mieux.
Yaşayan tek akrabam. Artık yaşamıyor.
"La curiosité des Américains relative à ce groupe de femmes éclectiques est insatiable, elles ont influencé aussi bien la politique étrangère que la longueur des jupes."
"Amerikan haIkının, dış poIitikadan, evdeki etek boyIarına kadar her şeyi şekiIIendiren ekIektik kadın grupIarı konusunda bitmek biImeyen merakı sürmektedir."
Les fédéraux ont effacé de l'ordinateur toute donnée relative à ce cas sauf... l'analyse chimique d'un bout de bois provenant du penthouse.
Federal yetkililer şunun dışında her şeyi silmişler : ... çatı katından alınan bir tahta parçasının kimyasal testi.
Je suis sûr que vous connaissiez la procédure relative aux passagers.
Eminim ki bu yolcunun da prosedüre dahil olduğunun farkındasındır.
Je recueille toute information relative à sa disparition.
Onun hakkında bulabileceğim bütün bilgilerle ilgileniyorum. Kaybolması hakkında.
La relative petite taille des vortex limite l'amplitude du phénomène.
Solucan deliğinin ufak oluşu ve geçen kısa zaman... bunu bölgesel bir fenomen haline getirir.
en bas est une direction relative dans l'espace.
Aşağı yönü, uzayda göreceli bir yöndür.
Les Borgs ont pris une position relative à la nôtre.
Borg gemisi bizimle göreceli pozisyon alıyor.
La transaction sera finalisée si je finance une étude relative aux effets de l'exploitation minière sur la navigation inter-système.
Bir kurul, iç sistem üzerinde asteroit madencilik seyri üzerine inceleme yapana kadar işlemi sonuçlandırmayacaklar.
Enfin, où il y a une paix relative.
Turistleri öldürmedikleri ülkeler.
La situation relative de nos familles fait d'une telle alliance entre nous une relation répréhensible.
Ailelerimizin nispi durumu, aramızda herhangi bir birlikteliğe onay vermez.
Vitesse relative 2.2. Je l'ai dans le viseur.
Bağıl hız 2.2.
J'aimerais vous donner satisfaction, mais hélas, notre article s'appuie sur une bande que j'ai acquise, relative à vos échanges-radio, cette nuit-là.
Güzel, keşke size yardım edebilseydim, efendim. Ancak, ne yazık ki ele geçirdiğim bir kaset üzerinden hikayemize devam edeceğiz. O gece olan bütün telsiz konuşmalarının kaseti.
Il ne permettra pas non plus l'inspection de la correspondance avec les gens du congres relative à leurs prêts personnels ou autres avantages.
Ayrıca Washington'daki komisyona ifade vermeyi de reddetti. 8 Ocak 1835'te Jackson ulusal borcun son ödemesini yaptı.
D'après la position relative aux marqueurs connus, ce vaisseau se trouve actuellement dans le quadrant Delta.
Astronomik işaretlere göre bu aracın, şu anki konumu Delta Çeyreği olarak belirlendi.
C'était une fouille générale relative à l'arrestation.
Sadece rutin bir aramaydı, tutuklamaya bağlı olarak.
N'existe-t-il pas une convention relative au traitement des prisonniers?
Mahkûmlar hakkında, bu konuda uygulanan herhangi bir kural yok mu?
On a la télémétrie de 28 systèmes. Vitesse relative, torsion du fuselage.
Bu bebek, uçuşla ilgili rüzgâr hızı, dönüşü meydana getiren güç ve delta-V gibi 28 sistemin ölçümünü kaydetmiş.
La normalité est une chose relative.
Normallik görecelidir, değil mi?
La durée des vannes... est relative au degré de ta folie du moment.
Sanırım bu sataşmaların uzunluğu senin keçileri ne kadar kaçıracağınla ilgili.
Si on demande : respectez-vous... la loi de 1975 relative aux handicapés... je peux dire : "Nous en sommes plus près que jamais!"
Artık 1975 Özürlülerle Amerikalılar Hareketiyle uyumlu olup olmadığımızı soranlara her zamankinden daha yakınız diyebilirim!
La douleur est relative.
Acı göreceli bir kavramdır dostum.
Oui, j'ai imprimé toute activité relative à la chambre et au room service.
Evet, Bayan Hadley'in odasındaki temizlik dahil bütün aktiviteyi çıkardım
Notre profondeur est constante, et la pression devrait être relative.
Derinliğimiz sabit, ve basınç derinlikle orantılı olmalı.
Toute recherche relative aux théories du Dr Sid... est à confisquer sans délai.
Dr. Sid'in teorisine ilişkin tüm araştırmalara el konulsun.
"Il est necessaire de cesser et arrêter toutes activités relative au programme d'étude Benthic."
"Benthic Çalışma Programı ve alakalı aktiviteler " durduruldu. "
Calcul de la vitesse relative.
Yörünge düzeltmesi gerekmiyor.
T-A-R-D-I-S pour Time And Relative Dimension In Space.
T-A-R-D-I-S. Uzaydaki zaman ve izafi boyut.
Paix relative.
Yani nispeten huzur içinde...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]