English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Français → Turc / Rencontre

Rencontre traduction Turc

29,394 traduction parallèle
Un homme va à la rencontre d'une femme dans un bar.
Bir adam barda bir kadına doğru yönelir.
On se voit au lieu de notre rencontre.
İlk tanıştığımız yerde buluşalım. 12'de.
D'abord le numéro. Maintenant la rencontre.
Önce numarayı istedin, şimdi de buluşma.
Il me rencontre moi.
Benimle buluşacak.
Après toutes ces années, je pense qu'il est temps qu'elle rencontre enfin sa mère.
Bunca yıldan sonra sonunda annesiyle tanışma vakti geldi bence.
Je montre l'ile, je rencontre de nouvelles personnes.
Adayı dolaşır, yeni insanlar tanırım.
- Je te montre. - Aussi romantique que ça est, je veux une rencontre cute.
Bu tüm romantizmi mahvetse de, tatlı biriyle tanışmak istiyorum.
- Elle a créé un faux profil et organisé une rencontre.
- Benim adıma sahte bir hesap açıp... görüşme ayarlamış.
Donc le jour de la rencontre...
- Pekâlâ, Sin Rostro görüşmesi günü...
Rose rencontre un importateur, et ils se voient toujours seuls...
İthalatçı ile görüşecek. Ve onlar hep yalnız görüşür. Silah ve korumalar olmadan.
Je vais organiser une rencontre des familles...
Ailesiyle bir toplantı ayarlayacağım...
"Priez pour qu'on ne se rencontre jamais en vrai, je fais deux fois votre taille."
"Dua et karşılaşmayalım. Senin iki katın kadarım."
Vous vous souvenez de notre rencontre?
İlk tanışmamızı hatırlıyor musun?
Ils demandent une rencontre demain matin.
- Yarın sabah benimle görüşmek istiyorlar.
Il est temps, il rencontre son oncle Dave.
Dave amcasıyla tanışma vakti geldi.
J'ai besoin d'organiser une rencontre.
I bir buluşma ayarlamak gerekir.
Alors, si l'objectif est de rester en vie, pourquoi attirer la Chasseuse à notre lieu de rencontre?
Bu yüzden, amaç hayatta kalmak için ise, O zaman neden bizim buluşma yerine huntress çizmek?
J'essaie d'aller aux réunions quand je voyage, mais c'est la première fois que j'y rencontre quelqu'un que je connais.
Seyahat ediyorken toplantılara katılmaya çalıştım ama ilk defa tanıdık birine rast geldim.
Stan lui a dit pour Martha, qu'elle était une espionne, et qu'il avait rencontré son père et que c'était dur.
Stan, oğluna Martha'yı anlatmış, casus olduğunu babasıyla buluştuğunu, adamın zor zamanlar geçirdiğini anlatmış.
Elle a rencontré un mec dans un restaurant à Franconia.
Franconia'da bir Roy Rogers restoranında adamın tekiyle görüşmüş.
J'ai rencontré les voisins.
Komşularla tanıştım.
Tu arrives à croire que j'avais 22 ans quand je t'ai rencontré?
Seninle tanıştığımda 22 yaşımdaydım inanabiliyor musun?
Le même jour où j'ai rencontré Justina, J'ai rencontré Jack Downey.
Justina'la tanışıtığım aynı gün, Jack Downey adında evlatlık bir çocukla da tanıştım.
En fait, je crois pas que j'ai déjà rencontré un plus grand acteur de crise que toi avant.
Aslında sanıyorum senden önce daha büyük bir kriz aktörüyle tanışmamıştım.
C'est là depuis que je t'ai rencontré.
Seninle tanıştığımdan beri orada.
M. Fitch, mon supérieur... tu l'as rencontré, le grand chauve, il ressemble au mec des "Simpsons"
Bay Fitch, patronum sen de tanıştın, iri kel adam.
Vous l'avez rencontré?
Onunla tanıştın mı? Ne söyledi?
Quand j'ai rencontré Charmant, je l'ai frappé au visage.
Aşık insanlar her daim birbirlerini incitirler.
Une goutte de ses eaux, et ce sera comme si Zelena n'avait même pas rencontré Hadès.
- Sularından bir damla bile içerse Zelana, Hades'le hiç tanışmamış gibi olacak.
Aussi beau que le jour où je t'ai rencontré.
Tanıştığımız ilk günkü gibi yakışıklısın.
Une fois, il a laissé entendre qu'il avait rencontré Jimmy Sanchez dans un bar appelé El Toro.
Bir keresinde Jimmy Sanchez ile El Toro adlı barda tanıştığını ağzından kaçırmıştı.
Si Grand Blanc a rencontré requin-marteau ici, il va de soi que quelqu'un connaît sa vraie identité.
Eğer Harika Beyaz, Çekiçbaşlı ile burada buluştuysa birileri onun gerçek kimliğini biliyor olabilir.
J'ai reçu l'appel d'un gars que je n'avais jamais rencontré.
Hiç tanışmadığım biriyle telefonda görüştüm.
UN MOIS PLUS TARD LE JOUR OÙ SIN ROSTRO A RENCONTRÉ... OÙ NADINE A ÉTÉ TUÉE
SIN ROSTRO BULUŞMASI GÜNÜ NADINE'IN ÖLDÜRÜLDÜĞÜ GÜN
Mère, mère, mère. Je vois que tu as rencontré notre nouvelle co-star.
Başrolü paylaştığım kişiyle tanışmışsınız.
A FAILLI RENCONTRÉ EL CHAPO DEUX FOIS
EL CHAPO'YLA NEREDEYSE İKİ KEZ TANIŞTI
On s'est rencontré au magasin.
- Bilgisayarcıda karşılamıştık.
On ne s'est pas encore rencontré.
Tanışmadık.
C'est vraiment bien de vous avoir rencontré vous deux.
İkinizle de tanıştığıma çok memnun oldum.
C'est la chose la plus intelligente que Caroline ait faite Depuis que je l'ai rencontré.
Caroline'ın tanıştığımızdan beri yaptığı en akıllıca şey bu.
Et j'ai rencontré mon mari l'année suivante.
Sonraki yıl da kocamla tanıştım.
- Tu as déjà rencontré Lucca. - Oui.
- Lucca ile tanışmış mıydın?
Non, Je n'ai juste pas rencontré tant de gens comme, Malcolm Gladwell, créateur de réseaux.
Hayır, sadece çok önemli kişilerle tanışmış fazla tanıdığım insan yok o kadar.
Vous n'avez jamais rencontré la personne avant moi, si?
Benden önceki elemanla tanışmadın değil mi?
Quand j'ai rencontré Anna, elle a dit qu'elle ressentait la même chose.
Anna'yla tanıştığımda, o da aynı şekilde düşünüyordu.
Depuis la minute où nous avons rencontré.
Tanıştığımız andan beri öyle.
Et puis j'ai rencontré une fille, et elle m'a rendu bon.
Ve daha sonra ı bir kızla tanıştım ve o bana iyi yaptı.
- On ne s'est pas rencontré par hasard.
- Kazara tanışmadık biz.
Bill en a rencontré une à la piscine.
Bill bir tanesiyle havuzda tanışmış.
Puis les notes qui suivent disent qu'après un traitement, il a rencontré une gentille fille et qu'ils se sont fiancés.
Takip notlarında buradaki tedavisinden sonra sokağa çıktığı ve hoş bir kızla tanıştığı ve şimdi nişanlı oldukları yazıyor.
J'ai rencontré un homme avec un tatouage de Pearl Harbor, je l'ai emmené en haut et Dan nous a trouvés.
Pearl Harbor dövmeli hoş bir adam buldum onu yukarı çıkarttım ve Dan'in bizi bulmasına izin verdim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]