English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Français → Turc / Rendez

Rendez traduction Turc

27,496 traduction parallèle
Un rendez-vous avec qui?
Kiminle buluşacağım?
Le rendez-vous avec le Ministre des Affaires Etrangères aura lieu aujourd'hui.
Dışişleri Bakanı ile bugün bu toplantı olacak.
Le rendez-vous sera infructueux à moins que vous récupériez une certaine mallette.
Randevu sonuçsuz kalırsa koruma pakedini devreye sokacağız.
Qui aurait pensé que les rendez-vous secrets seraient si productifs?
Gizli buluşmaların bu kadar yaratıcı olacağını kim bile bilirdi ki?
Rendez-vous ici et maintenant.
Tek yapman gereken hemen teslim olmak.
- Rien de bon. Une femme nommée Anne-Marie O'Hare n'est pas venue à un rendez-vous ce soir donc son copain a demander à la police de vérifier son appartement.
Annemarie O'Hare adında bir kadın bu akşamki randevusuna gelmemiş ve sevgilisi de görevliden dairesini kontrol etmesini istemiş.
Pourquoi vous rendez toujours tout ça difficile.
Neden hep işimi zorlaştırmak zorundasın?
Je ne faisais pas un rendez-vous.
Randevu almadım.
Je n'ai pas de rendez-vous, mais vous pouvez lui dire que je suis ici pour discuter à propos du "Iron Price".
Randevum yok ama "Demir Prens" hakkında konuşmaya geldiğimi söyleyebilirsin.
Pour aller à mon rendez-vous avec Piper, je risque de devoir enfreindre une règle.
Pekala, Piper'la buluşmamı ayarlamak için bir kuralı kırmam gerekebilir.
J'avais quatre minutes de retard en arrivant au point de rendez-vous.
Randevu noktasına gitmek için dört dakika geciktim.
avec cette liste de caractéristiques, plus le peaufinage de leur logiciel nous pouvons maintenant imprimer une copie de Hawks, règle ça sur... ça serait géniale, sauf pour un vrai rendez-vous embarassant que j'ai eu avec Quentin, il y a quelques temps,
Bu özellikler listesi ve yazılımlarına birkaç ufak hamle ile Hawks'ın bir kopyasını çıkarıp bunu taratabiliriz ve... Harika olur ancak Quentin ile kısa bir süre önceki çok garip randevumu düşünürsek belki iyilik istememize gerek kalmaz?
Cece, je t'en supplies, annule le rendez-vous et reprogramme le quand Jess sera de retour.
Cece, Ssna yalvarıyorum, sadece randevuyu iptal et ve jess döndüğünde yeniden randevu al.
- S'il te plaît, va au rendez-vous.
- Lütfen, randevuya git. - Bak, rahatla.
T'étais pas au rendez-vous ce matin.
- Hayır. Bu sabah yerinde yoktun.
Elle prend un latte tous les jours à la même boutique, et puis, les mercredis, elle marche jusqu'à son rendez-vous.
Her gün aynı dükkandan latte alıyor. Ve sonra, çarşambaları randevularına gidiyor.
- Prenez un rendez-vous.
- Sadece bir randevu alın.
Rendez ce que vous avez pris à ces gens et quittez mon royaume... ou la prochaine flèche sera pour votre œil restant.
Bu insanlardan aldıklarını geri ver ve krallığımı terk et yoksa bir sonraki ok, sağlam gözüne gelecek.
Je vais vous demander de partir, si vous n'avez pas rendez-vous.
Eğer randevunuz yoksa sizden ayrılmanızı istemek zorundayım.
Je veux la date de mon rendez-vous pour faire appel pour les indemnités d'invalidité.
Randevum için tarihimi istiyorum iş bulma ve destek için olan başvurum için.
"Photo exclusive d'Ivy Moxam..." "Moxam surprise à un rendez-vous avec un homme mystérieux" "quand Phoebe, 10 ans, est toujours portée disparue."
On yaşındaki Phoebe'nin kayıp olduğu bu dönemde Ivy Moxam'ın bir adamla resmi çıktı.
Eh bien, je voulais vous proposer de vous emmener à votre rendez-vous - avec le Dr Young tout-à-l'heure.
- Seni Dr. Young ile olan randevuna götürmek istiyorum.
Notre rendez-vous pour le bébé a été déplacé à demain, et nous devons travailler sur le corps du bébé.
Bebek randevumuz yarına alındı ve bebeğin vücudu üzerinde çalışmalıyız.
J'ai rendez-vous avec ma grand-mère.
Büyükannemi görmek için bir randevum var.
Vous avez un rendez-vous galant?
Randevun mu var?
Apu, tu a besoin d'une visite à la taverne de Moe, le rendez-vous des dépressifs.
Apu, Moe'nun barını bir ziyaret etmen lazım sürekli düşüşün merkezi.
Rendez-moi service et laissez-moi seul.
Bana bir iyilik yap ve beni yalnız bırak.
J'ai un rendez-vous la semaine prochaine pour mon fils.
Oğlum için gelecek hafta randevum vardı.
On m'a dit que le rendez-vous est pour lui.
Randevuyu onun için aldığınızı sanıyordum.
Mon rendez-vous avec Trudy aussi.
- Trudy'le olan öğlen keyfimde öyle.
Je les emmène à leur rendez-vous.
Kimle buluştular?
Tu peux m'organiser un rendez-vous avec ta locataire?
Önceki kiracıyı bulup benimle bir görüşme ayarlayabilir misin?
Veux-tu prendre un rendez-vous pour demain?
Yarın için bir randevu ister misin?
J'ai rendez-vous avec l'avocat et on va trouver ce qu'il faut faire.
Avukatla görüşeceğim, ne yapmamız gerektiğini düşüneceğiz.
Curt m'a parlé des rendez-vous où tu allais au hasard.
Curt bana katıldığın o rastgele... buluşmaları anlattı.
Rendez-moi service.
Bana bir iyilik yap.
J'ai rendez-vous avec le chef de notre division, Mitchell Blair.
Bölüm başkanı ile toplantım var, Mitchell Blair.
Vous rendez ça bizarre pour toute l'équipe.
İşi tüm ekip için tuhaflaştırıyorsun.
Vous rendez-vous compte à quel point vos actions sont égoïstes?
Nasıl bencilce bir eylem yaptığınızın farkında mısınız?
Elle a manqué son rendez-vous avec les nouvelles recrues.
7 : 15'teki yeni işe eleman alımını kaçırdı. - Hiç yapacağı iş değil.
Je me rappelle, il a été interrogé après avoir eu plusieurs rendez-vous avec Cabrera sur le sol américain.
Hatırlıyorum, ABD topraklarında Cabrera ile çeşitli görüşmeler yaptıktan sonra sorgulama için getirilmişti.
S'ils l'ont tuée parce qu'elle vous parlait, vous vous rendez compte que vous êtes la prochaine cible?
Nermin'i seninle konuştuğu için öldürdülerse bir sonraki hedefin sen olduğunu fark etmişsindir.
Rendez-les-moi.
Bende kalsın.
Maman a rendez-vous le mardi de 11 h à 13 h chez le coiffeur.
Annemin her salı saat 11 : 00'den 1 : 00'e kadar kuaför randevusu var.
Tu fais sans rendez-vous?
Randevusuz bakıyor musun?
Tu as rendez-vous?
Randevu aldın mı?
Sans rendez-vous.
Hayır.
J'ai un rendez-vous sur Skype pour mon stage dans 5 minutes et ils ne me verrons qu'à partir de la taille.
Beş dakika içinde Skype üzerinden stajyerlik görüşmem var ve sadece belden yukarımı görecekler.
Vous recevez sans rendez-vous?
Randevusuz alıyor musunuz?
J'ignorais qu'on avait rendez-vous.
- Jessica Pearson, bugün buluşmamız olduğunu bilmiyordum.
J'ai rendez-vous avec Trudy au Colony Inn.
Öğlen keyfi için Old Colony Inn'de Trudy ile randevum var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]