Translate.vc / Français → Turc / Runner
Runner traduction Turc
148 traduction parallèle
Des forces spéciales de police, les unités BLADE RUNNER, avaient ordre de tirer sur tout Replicant clandestin.
IKESIKIN NlªANCI BIRIMLERI adi verilen özel polis ekipleri... dünya sinirlarina giren bütün IKopyalari öldürmekle görevlendirilmiºti.
Il me faut la magie du vieux blade runner.
O eski Niºanciya ihtiyacim var. Senin büyün gerek.
Blade runner.26354.
26354. Dosyam ve görüntüm kayitli.
Bip-bip?
Road Runner?
Bip-bip!
Road Runner!
Monte chercher Gutterman!
Road Runner! Merdivene!
Chivas Royal, "Black and Decker White", "Johnny the Runner", Les oeuvres collectées de Jack Daniels.
Chivas Royal, "Black ve Decker White", "Johnny the Runner" Jack Daniels koleksiyonu.
Un DVD de Robocop 2 et le director s cut de Blade Runner.
Nasıl bir zaman bu? Devre arasında, John Stamos'ın ağabeyi, "Seni Sevmek" şarkısını söylerken.
Au début, j'étais Road Runner.
Seslendirmeye, Roadrunner ile başladım. "Mip"
Quand vous aurez fini la manœuvre à la Bip Bip Le Coyote, vous vous déplacerez à 30 000 km / h.
Şimdi, Road Runner roketleriyle hızlanmanız bittiğinde saatte 36000 km hıza ulaşmış olacaksınız.
Pense à la rapidité de l'oiseau.
Sadece düşün ve "Road Runner" gibi çok hızlı koş.
Je ramène le coureur sur le marbre!
Runner'ı eve götürüyorum.
Il en avait une géniale dans Blade Runner.
Blade Runner filminde bir tane kullanıyordu. Çok hoştu.
- Un Titi et un Bip-bip.
- Tweety ve Road Runner'ı.
Ce gamin est comme bip bip.
Çocuk, Road Runner gibi.
Je vais devenir Bip Bip.
Poposundaki Road Runner gibi olacağım.
Même à l'université, quand on étudiait Roadrunner, je détournais la tête.
Üniversitede bile Road Runner çizgi filmini irdelerdim...
Je me suis toujours demandé pourquoi le coyote n'avait pas acheté de roadrunner.
Çakalın neden Road Runner'ı satın almadığını her zaman merak ederdim.
S'il avait assez d'argent pour des rollers autopropulsés, il avait assez d'argent pour s'acheter un roadrunner.
Roketli patenleri almak için yeterli parası vardı... Road Runner'ı yalnız bıraktı.
- Réjean, Ti-Pit, il a de la misère â compter jusqu'â 10, puis moi j'aime ça, runner ma place avec mes fils, c'est ça que j'aime.
- O 10'a kadar zor dayanıyor! Ben işyerimi çocuklarımla çalıştırmak istiyorum hepsi bu.
Les Bip Bip existent vraiment!
Road Runner gerçekten var!
- Vous disiez être un runner?
Kaçak olduğunu söylediğini sanıyordum?
Vous êtes un "Runner".
Sen bir Kaçaksın.
C'est quoi un "Runner"?
Kaçak ne demek?
On a commencé au Light. Puis on est allés au Road Runner. On a enchaîné avec le Double Down et le Copper K.
Ih, Light Klüp'başladık ve sonra Road Runner'a gittik, ve ordan da Double Down'a, ve sonra Copper K'ya gidip, ve sonra Drai'Klübte bitirdik.
Il a été capturé et ils en ont fait un Runner, mais il ne l'est plus.
Yakalandı ve kaçak yapıldı, ama artık değil.
- "She's a runner."
- "She's a Runner."
Slow Runner.
Slow Runner.
C'est entre "Blade Runner" et "Jusqu'au bout du rêve".
Sanırım... Blade Runner Field of Dreams buluşması gibi.
C'était hallucinant. "Blade Runner" et "Jusqu'au bout du rêve"?
Bu inanılmazdı. Blade Runner Field of Dreams buluşması mı?
- Gladiator, Blade Runner.
Gladyatör, Bıçak Sırtı. Ne zaman arayacak?
La seule manière pour Andy de gagner cette main c'est un Runner-Runner.
Andy'nin bu eli tek kazanma, yolu, floş bulmak.
Papa, Il a eu une flush Runner-Runner.
Baba, üst üste renk çıkardı.
Tu n'as survécu que parce qu'ils ont fait de toi un Runner.
Senin hayatta kalmanın tek nedeni seni kaçak yapmış olmaları.
Quand tu voyages autant que nous dans cette galaxie, tôt ou tard, tu entends des rumeurs sur les nouveaux occupants de la Cité des Anciens, et le Runner qui les a rejoints.
Sen de bizim kadar galaksiyi dolaştın ve er ya da geç, Eskiler gezegenindeki yeni insanlar hakkında söylentiler duymaya başlıyorsun ve onlara katılan koşucuyu da.
- C'est dans Blade Runner.
- Bu "Blade Runner" dan.
l'm a fast runner,'said Ruthie.
"Ben iyi bir koşucuyum" dedi Ruthie.
Le NuArt projette la version révisée du montage final de Blade Runner.
NuArt, Blade Runner filminin, yenilenmiş kesinlikle kesintisiz yeni versiyonunu çıkarmış.
Le syndrome Bip-bip.
- Road Runner sendromu. - Bip bip!
Contre toute attente, il a résisté, en tant que Runner.
Yıllarca koşucu olarak kadere meydan okudu.
Ce Runner l'a enlevée.
O Kaçak onu kaçırmış.
Je suis un Runner.
Ben bir Kaçak'ım.
- Le Runner.
- Kaçak.
Un Runner n'est pas si stupide.
Hiçbir Kaçak o kadar aptal değildir.
Ou alors un Wraith les a attaqués, Jennifer a été assommée, le Runner a tué le Wraith, a caché son corps, puis il a porté Jennifer sur la piste.
Ya da Wraith tarafından saldırıya uğradılar Jennifer vuruldu ve Kaçak Wraith'i öldürüp cesedinden kurtuldu ve Jennifer'ı alarak tekrar yola koyuldu.
Il dit vous blade runner.
Diyor ki siz "IKeskin Niºanci".
Vil Coyote.
Road Runner.
C'est ce qu'on va faire?
Çizgi filimdeki çakal, Road Runner'i kovalarken sırtına roket bağlayıp böyle bir şey yapmıştı.
Vous avez déjà vu Blade Runner?
Blade Runner'ı izlemiş miydiniz?
- Episode 3 Runner
Buzmavisi
- Fast Runner.
- Hızlı koşucu.