Translate.vc / Français → Turc / Sally
Sally traduction Turc
4,258 traduction parallèle
Quelqu'un a suggéré qu'une des Éclaireuses pourrait jouer le cadavre, et Sally est devenue madame Zuleika.
Biri İzci Kızlardan birinin onun yerine cesedi oynamasını önerdi, böylece Sally Madam Zuleika oldu.
Alec et Sally Legge...
Alec ve Sally Legge...
Sally a fichu le camp.
- Sally ortadan kayboldu. - Olamaz.
C'est une femme de loyauté, mais vous l'avez poussée trop loin.
Karın, Sally Legge, sadık bir kadın, fakat sen onu çok fazla zorladın, bayım.
Vous êtes un homme très seul, désespéré, et si vous aviez dit à votre femme que vous êtes seul, que vous êtes désespéré, elle ne serait pas partie avec Michael Weyman.
Sen çok yalnız, çok çaresiz birisin, eğer karın Madam Sally'ye, ne denli yalnız, ve ne denli çaresiz olduğunu söyleseydin, asla Michael Weyman için seni terk etmezdi.
Vous devez trouvez Madame Sally, monsieur, immédiatement.
Bence yapman gereken şey, bayım, hemen Madam Sally'yi bulman.
Et vous connaissez sa femme Sally, qui n'est pas yougoslave.
Ve aynı zamanda karısı Sally Legge'yi de tanıyorsun, fakat o Yugoslav değil, değil mi?
Elle se glisse dans la tente de la gitane quand Sally Legge est sortie, car elle a un rendez-vous secret avec Michael Weyman.
Sally Legge dışarıda iken falcının çadırına gizlice girer. Michael Weyman'la gizli bir randevusu vardır.
Sally, je dois parler a Lucille 2. ca va, Sally.
Sally, izin verirsen Lucille 2 ile konuşmam gerekiyor.
Je vais parler a Michael.
Tamam Sally, ben Michael'la konuşayım.
elle en avait fait plusieurs lors de sa campagne pour l'élection des délégués de classe de 5ème contre Sally Sitwell.
Yedinci sınıfta başkanlık için Sally Sitwell ile yarışırken birkaç tane pankart hazırlamıştı.
Sally finit par l'emporter grâce à une campagne plus factuelle.
Sonuç olarak Sally gerçeklere dayanan bir seçim kampanyasıyla galip geldi.
Bonjour, Lindsay. Sally.
- Merhaba Lindsay.
C'était Sally Sitwell, la rivale de longue date de Lindsay.
- Sally. Bu, Lindsay'in ezeli rakibi Sally Sitwell'di.
Il n'y avait que Sally Moran et toi en train de baiser!
Sally Moran'la arabayı ıssıza çektin ve kızla grekoromen güreşe tutuştunuz!
Mais parfois, elle envoie une Sally Moran sur ton siège.
Ama nadiren de koltuğuna bir Sally Moran oturtur.
- Nous allons ramener Sally.
- Sally'i geri getiriyoruz.
Comme Sally.
Sally olarak.
Sally, on a réussi à sortir des Limbes!
Sally, Araf'tan kaçmayı başardık biz!
Sally, en tant que nouveau membre de la race humaine, je pense que tu devrais choisir le dessert.
Sally, yarı insan ırkının son üyesi olarak tatlıyı sen seçmelisin.
Désolé, Sally.
Kusura bakma, Sally.
Mais, Sally, que ce passera-t-il si tu vois quelqu'un que tu connais?
Ama Sally ya tanıdığın birini görürsen?
Je suis ravi qu'elle le montre à Sally.
Sally'e göstermesinden memnunum.
Je voulais juste ramener Sally le fantôme, ok?
Sally'nin hayaletini geri getirmek istemiştim, tamam mı?
Bon, Sally est en train de fouiller dans mon placard comme une ado.
Sally dolabıma ergen gibi saldırıyor.
Où emmènes-tu Sally ce soir?
Sally'i bu gece nereye götürüyorsun?
Tu n'as plus a me sauver à présent, or Sally or Aidan
Beni, Sally'i ya da Aidan'i korumak zorunda değilsin artık.
Et pour l'amour de dieu, amène Sally faire du shopping.
Bir de Tanrı aşkına, Sally'i alışverişe götür.
Sally?
Sally?
Sally Malik.
Sally Malik.
Sally, j'étais à tes funérailles.
Sally, cenazene gitmiştim senin.
D'accord, Trent. C'était vraiment adorable d'assister à vos retrouvailles. mais Sally, c'est..., c'est...
Pekâlâ Trent sizin birbirini tekrar görmenizi, izlemek çok hoştu ama Sally gitmemiz gerek çünkü kediyi içeri almamız lazım.
- Le frère de Sally.
- Sally'nin erkek kardeşi.
Regarde moi, Sally Malik, Pas ce costume fait de chair que je dois porter.
Sally Malik'i gören biri rastgele giydiğim bir et elbiseyi değil.
Sally, Sally, c'est ce pourquoi Donna t'avais averti.
Sally, Donna da bizi bu konuda uyarmış.
J'ai commencé à avoir des hallucinations à propos de Josh et Sally, à propos de la vie que je tentais de construire avant que Mère ne revienne.
Josh ve Sally'nin halüsinasyonlarını görüyordum. Ana gelmeden önce kurmaya çalıştığım hayatı gördüm.
C'est Trent.
Sally?
Concentres toi.
Sally!
Ils sont light, sally!
Besin değeri yok bunların, Sally!
Sally, tu ne peux pas aller à sa commémoration, d'accord?
Sally, anma törenine falan gidemezsin, tamam mı?
Sally a besoin que j'ai 2 travail pour la nourrir et tu veux que je risque de perdre le seul que j'ai afin de te nourrir.
Sally'nin karnını tok tutmak için iki işe ihtiyacım var ve sen benden sahip olduğum iki işten birini kaybetmeyi riske atarak sana yemek sağlamamı istiyorsun.
Sally...
Sally...
Quelle partie dans "repose en paix" tu ne comprends pas, Sally?
"Huzur içinde yat" sözünün neresini anlamadın Sally?
Sally, j'ai hanté un funérarium.
Sally, bir cenaze evine musallat olmuştum.
Eh bien, encore une fois, discussion très utile, Sally.
Eksik olma, Sally.
J'ai enfin compris comment tu peux m'aider, Sally.
Sonunda bana nasıI yardımcı olabileceğini buldum, Sally.
Tu peux juste leur dire que tu as déjà une religion, Sally.
onlara zaten bir dinin olduğunu söyleyebilirsin Sally.
Et bien, c'est exactement l'acte... qui montre que la maison appartient à Sally Malik.
şey, aslında... aslında... ev Samid Malik'in.
Tu sais Sally, on a essayé de s'en débarrasser, mais il va revenir pour effectuer des réparations.
Biliyosun, Sally, ondan kurtulmaya çalıştık, ama tamirat için geri gelecek.
Sally?
Bu işin bedeli bu.
Sally!
Asıl kabalığı siz ediyorsunuz.