Translate.vc / Français → Turc / Salve
Salve traduction Turc
210 traduction parallèle
On tire une salve.
Yaylım ateşi.
La garde d'honneur va tirer une salve pour commémorer cet événement.
Bu tarihi olayın şerefine saygı atışı yapılacaktır..
On doit lui rendre les honneurs... l'escorter... tirer une salve d'honneur... l'enterrer dans le drapeau qu'il a servi... et pour lequel il est mort.
Hayatını adadığı şeye ithafen. Muhafız, piyade uğruna savaştığı ve uğruna canını feda ettiği bayrağına sarılı.
Donc, à chaque fois que je boirai, qu'une salve éveille de joyeux échos, que la voix des canons... porte aux cieux le toast royal.
Bunu kutlamak için Danimarka'da bugün, her içilen kadehle toplar atılsın ve kralın keyfi, heybetli sesiyle duyulsun gökler gümbürdeyerek.
À mon signal, tirez une salve et rechargez.
Benim emrimle yaylım ateşi açılacak ve hızlıca tekrar dolduracaksınız.
Faites tirer une salve pour le Baron!
Baron Gruda'ya selam atışı.
Suggérez-vous de retirer 21 canons du Front Est pour tirer une salve en leur honneur?
Onları 21 pare top atışı eşliğinde gömmemizi mi yoksa 21 kere havaya ateş etmemizi mi tercih ederdiniz?
- Je pensais que le bruit d'une salve à un moment bien choisi pourrait éviter le marchandage.
Düşünüyorum da yaylım ateşi duyarsa, pazarlık yapmaya çok istekli olmayabilir.
Alors j'ai lancé une salve.
Birden kontrolümü kaybettim.
Une dernière salve, puis revenez ici.
Miles'a söyle, onlara bir patlayıcı atsın ve çabucak geri gelsin.
Feu de salve!
Yaylım ateş!
Rempart nord! Feu de salve!
Kuzey, yaylım ateş!
Rempart sud : feu de salve!
Güney, yaylım ateş!
Feu de salve!
Doğrult!
Feu de salve, en rangs!
Yaylım ateş!
Encore une salve et on fout le camp!
Bir el daha ateş et ve buradan ayrıl.
Une salve de 21 coups de canon ne le réveillerait pas!
Baban top atsan bile uyanmaz!
Toutes les pièces, préparez-vous à tirer en salve.
Tüm silahlar. Üç seri ateş salvo...
Je n'en ai pas encore fini avec votre dernière salve.
Son verdiğin işi halen yapmadım.
Envoie-leur une salve,
Bir tane yolla bakalım.
On aura une sonnerie aux morts et une garde d'honneur... Nous ne tirerons pas de salve. On croirait à une attaque aérienne.
Onur kıtası ve trampetler var ama hava saldırısı sanılmaması için havaya ateş edilmiyor.
Feu de salve!
Yaylım ateş! Başla!
Une salve d'applaudissements pour ce sympathique retardataire. C'était un exercice.
Bizim sempatik için alkış, yolcular!
Une salve de chez Krupp en votre honneur!
Difteri silahının sana selamı var!
"de la salve de midi", était récusée par Linda... il s'est fâché et a agressé la petite.
Bay Brewster'ın kendini kaybedip zavallı kıza saldırması oldu.
Oui, probablement... mais il n'y eut pas de salve, n'est-ce pas?
Gerçekten. Evet el sallamış olabilir, ama topun atıldığını duymamıştın değil mi?
Pas de salve... pour une bonne raison : il n'était pas midi.
Hayır. Topun atıldığını duymamış olmamanın iyi bir sebebi var. Çünkü saat 12 değildi.
Et pas de salve de midi.
Henüz top atılmamıştı.
L'apparition de Patrick à Ladder Bay... coïncide... avec la salve... du canon de midi.
Çünkü merdiven koyuna giriş saati tam olarak öğle topunun sesi ile... aynı anda olmuştu.
Prêt à tirer une salve.
Selam atışına hazır. Ateş!
Prêt à tirer une deuxième salve!
İkinci selamlama için hazır olun!
Deuxième salve, feu!
İkinci selam atışını ateşle!
Un salve d'applaudissements pour la faire venir, s'il vous plaît.
Buraya gelmesi için büyük bir alkış alalım lütfen. Teşekkürler.
Il s'appelait Salve et... et devant ce rideau de flammes, il a commencé... à psalmodier... un chant qui m'était inconnu :
Adı Salve'ydı, ve... Ateş perdesini görünce bilmediğim bir şarkı söylemeye başladı.
A la première salve quand vous avez chargé sur la plage... il est tombé en avant dans les vagues.
Siz sahilde koşmaya başladığınızda o dalgaların üzerine yüz üstü kapaklanmıştı.
Pire qu'une salve espagnole.
Bu İspanyol bordasından bile kötüydü.
Préparez une seconde salve!
İkinci vole için hazırlanın.
Je vous demande une salve d'applaudissements!
Büyük bir alkış!
Une salve, quelque chose comme un M16 américain
Yaylım ateşi. Amerikan malı bir M16'ya benziyor.
Ils ont tiré une salve
Tüfekleriyle havaya ateş ettiler.
On tire une autre salve. Droit sur le champ de gravitation, M. Worf.
Doğrudan alanlarına başka bir atış yapın, Bay Worf.
Il y a eu... une violente salve de torpilles à photons.
Bir... foton torpidosu salvosu vardı.
Saluons-le d'une salve d'applaudissements.
Karşınızda Vaiz Malcolm X! Alkışlarınızla buraya geliyor!
Ils préparent une autre salve.
Başka bir yaylım ateşi için güç kazanıyorlar.
Une salve d'anti-matière tirée droit devant devrait suffire à nous ouvrir la route jusqu'à la sortie.
Zıt kutuplu bir boşaltma yapabilirsek, alanın etkisini engelleyip kaçabiliriz.
Peut-on tirer une salve de torpilles entre le Maquis et les Cardassiens?
Maqui ve Kardasyalıların arasında torpido yayılımı patlatabilir misin?
Demande salve de mortier.
Fişekle yaylım ateşi istiyorum. Uygundur.
Il faut l'abattre dès la première salve.
İlk yaylım ateşinde onu haklamak zorundayız.
Et donc je vous salue comme mes vieilles, et fidèles S.A. et S.S.! Salve d'honneur de l'armée aux symboles du Parti
Sizi selamlıyorum, benim eski, vefakar SA ve SS'lerim! Yaşasın zafer.! Yaşa.!
Ils ont tirés une salve d'énergie.
Oldukça büyük enerji harcadılar.
Ils ont tiré une nouvelle salve.
Efendim, tekrar ateş ettiler.