Translate.vc / Français → Turc / Samir
Samir traduction Turc
434 traduction parallèle
- Voilà M. Samir, votre guide à Beyrouth. - Ah, bien.
- Bu arkadaş Samir, Beyrut rehberiniz.
Samir!
Samir!
Les amis, je vous présente Samir.
Pekala, çocuklar. Bu, Samir.
Samir va lui poser quelques questions.
Samir, Harry'ye birkaç soru soracak.
Samir est très doué.
Samir kesinlikle birinci sınıftır.
Samir, je vais te chevaucher comme un Sitting Bull!
Samir, Oturan Boğa gibi derini yüzerim!
Il s'appelle Samir Nazhde.
İsmi Samir Nazhde.
Samir Nazhde.
Samir Nazdhe...
- On a besoin d'un mandat pour Samir.
Samir için arama iznine ihtiyacımız var. Samir.
- Samir. Frank, je dois te parler un instant.
Frank, bırak senin için konuşayım.
Je travaille sur Samir depuis longtemps.
Samir bir ara benim önemli projelerimden biri olmuştu.
Samir, regarde-moi.
Samir, bana bak.
Samir est un informateur, c'est tout.
O sabit bir haber kaynağı.
Samir de mèche avec eux? Ce serait trop beau.
Bence bu kadarı biraz fazla.
- Pourquoi Samir ne nous a pas prévenus?
Neden Samir'den uyarı gelmedi?
C'est un intermédiaire.
Samir iki taraflı oynuyor.
- J'ai Samir.
- Samir'i bulduk.
- Samir est en contact avec eux?
Samir'in onlarla bağlantısı var mı?
Amener Samir au poste, et le faire passer au détecteur de mensonges, et je vais lui poser des questions sur toi.
Adamın Samir'i merkeze götüreceğim. Kıçına bir poligraf makinesi bağlayacağım. Ve ona seninle ilgili sorular soracağım.
- Il est temps d'utiliser Samir.
Samir'i oyuna sürüyoruz.
Tu peux arrêter tout ça, Samir.
Buna son verebilirsiniz.
Ecoute, j'ai une photo de nous deux ensemble, Samir.
İkimizin bir fotoğrafı var Samir.
Ecoute, personne ne fera rien du tout. OK, Samir?
Hey, kimse seni yakmayacak tamam mı?
- Hé, Samir. Calme-toi, OK?
Hey, Samir, sadece sakin ol tamam mı?
- Je vais mettre Samir en lieux sûrs.
Samir'i güvenli bir yere götüreceğim.
Samir recrutait chez les disciples du Cheikh et moi je les entraînais, au nord.
Samir onları şeyhin müritleri arasından çekip çıkarmıştı. Ben de onları kuzeyde eğitmiştim.
Ils étaient sur notre liste de terroristes, donc tu leur as donné des visas, toi et Samir.
Bir çıkış yoluna ihtiyaçları vardı. Terörist listesindeydiler. Sen de onlara vize temin ettin.
Samir a établi le contact, Frank.
Samir bağlantı kurdu, Frank.
Samir, le Coran dit...
Samir... Kur'an öğreticisi.
Samir!
Samir.
Lâche-la.
- Onu bırak, Samir.
- Non! - Samir, laisse-la etje te laisse la vie.
Onu bırakırsan yaşarsın.
- Samir... - Hub, je suis ici.
Hub, buradayım.
Samir.
Samir...
Nous avons liquidé la dernière cellule.
Son hücre yok edildi. Son hücre Samir'miş.
C'était Samir. Il est mort.
Onu çıkardık.
" Samir...
" Samir...
- Samir!
- Samir!
J'en investirais la moitié dans des placements sans risques, et je confierais l'autre à mon pote, un génie de la bourse...
Yarısını ortaklık fonlarına yatırır... kalanını da rehinecide çalışan... dostum Asadulah'a- - Samir.
La question n'est pas là.
Samir, esas olayı atlıyorsun.
D'abord, M. Samir Naga... Naga...
İlk olarak, Mr. Samir Naga...
Vous allez virer Samir et Michael?
Samir and Michael'ın işine son mu vereceksiniz?
Enorme. Alors vous allez virer Michael et Samir, et m'augmenter?
Yani Michael and Samir'i kovup... bana daha çok para mı vereceksiniz?
Samir et moi, on est leurs meilleurs programmeurs.
Samir ve ben ellerindeki en iyi programcılarız.
Oui, mais Samir, lui, le connaît.
Tamam mı? Evet. Ama Samir tanıyor.
Samir, on est en Amérique.
Samir, burası Amerika.
- Les risques sont quasiment nuls.
Aslında bu işte biraz başarısızlık olasılığı da var, Samir.
Michael, Samir! Comment ça va?
Michael, Samir, naber?
Trouve-moi un juge ouvert d'esprit et prépare un détecteur pour Samir.
Ve Samir için poligraf ayarla.
Alors, quoi de neuf avec Samir?
Samir'in son listesi nedir =
Peter!
Samir.