English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Français → Turc / Scene

Scene traduction Turc

340 traduction parallèle
Puis il y a la moitié de la premiere scene d'une piece... située dans la Tour Penchée de Pise, tentant d'expliquer... pourquoi elle penche, pourquoi tous les buildings sensés devraient pencher.
Bir de, Eğik Pizza Kulesinde geçen bir oyunun açılış sahnesinin yarısı da var. Kulenin neden eğildiğini ve bütün akla uygun binaların neden eğilmesi gerektiğini anlatmaya çalışıyor.
Pas de scene.
- Pekala Don.
- J'ai demandé de ne pas faire de scene. - Alors donne-moi le reçu.
Ve onu iyice ıslatmak için, acımasızca, bencilce, şerefsizce olan ne varsa yaparsın.
Surtout s'il sert à dissimuler votre atterrante mise en scêne d'un passage grandiose.
+ + + + It won't be a cover-up for a shallow, inept interpretation of a great scene!
A mon signal, mettez-vous sur deux rangs. De chaque cote de la scene.
Bir işaretle sahnenin iki tarafına sıralanmanızı istiyorum.
Restez bien en rang, pas de pagaille sur la scene.
Sahnede bir hizada durun. Senin sesin nasıl Bobby?
Immolation scene the soprano will love.
- Tabii, Ernie. - Haydi, Ernie.
VERS LA SCENE
SAHNEYE GİDER
C'est a Milan d'entrer en scene, maintenant.
Şimdi Milan sahneye girecek.
vous pouvez deviner la suite de cette scene.
Bu sahnenin kötü çekildiğini görebilirsiniz.
" "OH, THERE'S A CHANGE IN THE WEATHER, THERE'S A CHANGE IN THE SCENE" "
# Havada bir değişiklik var, manzarada bir değişiklik var #
L'issue n'est pas venu sur la scene avant 70 ans plus tard, à Venise. Deux grands hommes sont nés en l'année 1564.
Bu yazı, ancak 70 yıl sonra Venedik'te tekrar gündeme geldi. 1564 yılı, iki büyük insanın doğum tarihidir.
Henry Alfaro has more on that story from the scene.
Henry Alfaro olay yerinden bildiriyor.
Scene 91
Sahne 91
Rivers doit paraitre sur scene ce soir.
Bay Rivers bu akşam konsere çıkmak zorunda.
Appelle le labo, Gant, dis leur que j'arrive. { THIS SCENE WAS NOT REPORT }
Laboratuarı ara, Gant, onlara yolda olduğumuzu söyle.
MacGyver, c'est un bon nom. { END OF THE NEW SCENE }
Güzel bir isim.
Elle n'oserait pas monter sur scene.
Sana tapıyor. O sahneye çıkmaya cesaret edemezdi.
Comment as-tu eu l'idee de cette scene où l'architecte rentre chez lui avec sa petite amie actrice et se fait poignarder par son ex-femme schizophrene?
Hele o düğüm sahnesi nasıI aklına geldi öyle? Mimar, aktris kız arkadaşıyla evine doğru giderken şizofren eski karısının ortaya çıkıp, onu bıçakladığı sahne.
Un jour, j'ai entendu une cassette, avec dedans... une scene intime... ils sont au lit, quoi...
Bir zamanlar bende, sağlam bir yatak sahnesinin olduğu bir film vardı.
Je t'ai vu à "the Scene." Je croyais que c'était bien.
Sahne şovunu izledim. Bence çok iyiydi.
Ou allez-vous? Vous nous jouez une scene?
Nereye gidiyorsunuz?
LE TRIOMPHAL RETOUR A LA SCENE
Çeviri :
- SCÉNE 11 Examen d'entrée au Conservatoire
- SAHNE II Sınav Odası Fransız Konservatuvarı
En scene, les filles!
Sahneye kızlar! Sahneye. Albert, duyuruyu hazırladın mı?
La scéne est en place, tout comme cette nuit-là.
Sahne hazır, tıpkı o geceki gibi.
Dans 20 ans, si tu oses regarder une autre femme, je ne me gênerai pas pour faire une scéne.
20 yıl sonrasında, eğer gözün başka bir kadına kayarsa olay çıkarmaktan çekinmeyeceğim.
Grâce au ciel, nous vivons en des temps où nul ne meurt plus par amour, sauf sur scéne.
Tanrıya şükür ki tiyatro sahnesindekiler hariç kimsenin aşk uğruna ölmediği bir çağda yaşıyoruz.
Mise en scéne :
Yönetmen :
Ne devais-tu pas monter sur scéne il y a cinq minutes?
Sen beş dakika önce sahnede olmayacak mıydın?
Bon, allons-y, tout le monde sur scéne.
Pekala beyler, haydi bakalım. Sahneye.
Ce n'est pas le moment de faire une scéne de ménage.
Felix, bu tür konuları tartışmak için uygun bir zaman değil.
J'aimerais mourir sur scéne.
Sahnede ölmek isterim.
La grande scéne à la Bette Davis, fini-terminé-kaput.
Aynen Bette Davis gibiydi, bitmiş-tükenmiş-mahvolmuş halleri.
Un artiste de la scéne qui voulait s'exercer.
Gemideki insanlar birazcık prova yapmak istemişlerdir.
SCÉNE MANQU ANTE
SAHNE KAYIP
- Il n'était jamais monté sur scéne, et je travaillais dans un club d'Ocean Parkway, le Victory.
Daha önce hiç sahneye çıkmamıştı. Ben Ocean Parkway'deki kulüpte çalışıyordum. Zafer Kulübü.
J'étais sur la scéne, vous voyez? J'avais le micro, et je dis á tout le monde :
Dinle bak, ben sahneye çıkıp mikrofonu alıyorum.
J'étais jamais monté sur scéne, et il fallait que j'essaie d'être drôle.
Hayatımda hiç sahneye çıkmamışken şimdi çıkıp orada komik olmaya çalışmalıydım.
En fait, je me régale sur scéne.
Sahnede olmayı gerçekten seviyorum.
Chaque soir, sur scéne, il lisait les minutes de ses procés.
Sadece mahkeme kayıtlarının kopyalarını okumak istiyordu.
Savez-vous qu'on m'a arrêté sur cette scéne il y a quelques jours, et mis en taule pour avoir dit...
Kaçınızın haberi var bilmiyorum ama ben tutuklandım bir kaç gece önce tam bu sahnede, şey dediğim için.
" Que fait ce Noir sur la scéne
Bu zencinin sahnede işi ne?
- Comment on va faire ca sur scéne?
- Bunu sahnede nasıl yapacağız?
C'est ma premiére fois sur scéne.
Bu ilk sahneye çıkışım.
Sur cette putain de scéne.
Sahnenin tam burasında.
Le spectacle de ce soir est conçu, Le spectacle de ce soir est conçu, écrit, produit, mis en scéne et interprété par Eddie Arkadian!
Bu geceki şov Eddie Arkadian tarafından yazıldı, yönetildi, tasarlandı ve yapıldı!
"SCÉNE ET SÉNILITÉ"
Mantık ve Bunama
- Ton nom de scéne.
- Sahne ismin.
Je suis montée sur la scéne.
Sahneye çıktım.
Tout à coup, il a filmé une scéne terrible.
Ve sonra, bilmediğim bir sebepten dolayı, onu korkunç bir şey çekerken buldum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]