Translate.vc / Français → Turc / Seem
Seem traduction Turc
66 traduction parallèle
- Ne parlez pas de malheur.
- No, the stoolies seem to be on strike. ( Birileri grevde gibi gözüküyor )
They just can t seem to get it together.
Organize olamıyorlar.
# Seem to have gone to rest #
# Dinlenmeye çekilmişler #
# Mercy! # And maybe I seem a bit confused Well, maybe... # But I got you pegged!
TvRip : black _ milk Mart 2008
# And maybe I seem a bit confused Well, maybe... #
# Kafam karışık olabilir bebeğim. #
Au nom de Schliemann et de Troyes, de M'Tell qui a découvert Ya'Seem.
Ya Truva şehrini keşfeden Schliemann'a yardım edebilmiş olsaydın ; veya Ya'Seem'de ilk adımlarını atarken M'Tell'in yanında olsaydın?
Our problems seem a world away Close your eyes
Sorunlarımız çığ gibi kapa gözlerini
Mais aussi : "she doesn t seem all that sad to me"...
Ayrıca, "bana o kadar da üzgünmüş gibi gelmiyor"...
"Even the dewdrops seem to burn, with the fever of my heart"
Kalbimin ateşiyle yağmur damlası bile yanar.
C'est dingue, mais fais-moi confiance.
It might seem crazy, but you'll have to trust me.
Ça peut paraître bête mais je vais te demander que tu me le dises et redises.
It might seem silly but I'm going to ask you to say it again and again and again.
* These better nights that seem too long *
Haydi, haydi. Bu güzel ve çok uzun gecelerde.
En regardant les cieux, il me semble voir des millions de yeux...
Looking at the skies I seem to see a million eyes...
Even the wrong words seem to rhyme
"Yanlış kelimeler kafiye gibi olabilir"
We gather pieces seem to fit together.
{ Uyacak parçaları bir araya getiririz. }
We seem to be losing altitude at an alarming pace
Çok hızlı irtifa kaybediyor görünüyoruz...
All seem in dell'Utopia search... in the scene... Underground but there are so?
Underground rezaletinde herkes Ütopya'ya çok meraklıylı ; ama burada çok farklı parçalar vardı.
"Cazzo, qu? Seem a depressed person and emotional, sudden changes in mood."
Dedim ki "Tanrım, bu, beni huylu, duygusal ve depresif biri gibi gösteriyor."
# But I can t seem to get you over here #
Bugün Page Six'e göz atma fırsatın oldu mu acaba? - Hayır.
* Good morning, new day s dawning * * and l'm through yawning * * now we get excited every week babe * * ooh-ooh-ooh-ooh-ooh * * what s it seem when everything s wrong?
* Günaydın, yeni bir gün ağırıyor * * ve esniyorum * * artık her haftamız daha heyecanlı bebeğim * * herşey ters giderken nasıldı?
And foolish though It may seem
Aptalca görünse bile
" Stars shining bright above you night breezes seem to whisper
Yıldızlar senin üzerinde parlarlar, gece esintisi,
If I looked all over the world { \ pos ( 192,210 ) } And there s every type of girl But your empty eyes seem to pass me by
* Eğer arasam bütün dünyayı * * bulsam her tarz kızı * * ama boş gözler etkilemiyor beni * * ve buluyorum tek başına dans ederken kendimi *
Yes, I seem to have flight off the target.
Evet, hedefin dışında bir yere indim sanırım.
'Cause we seem to understand the urgency
* Çünkü anlıyor gibiyiz aciliyetini *
I seem to see a million eyes
Gökyüzüne bakıyor, milyonlarca göz görüyorum
It don t seem the same since cosmic light I thought I was divine
Kozmik ışık hayatıma uğradı uğrayalı kendimi kutsal görmeye başladım.
Sometimes these cuts are so much deeper than they seem
* Bazen bu endişeler çok daha derindir göründüğünden *
♪ Oh, baby, it might seem like a crush ♪
Bir kere Gershwin Tiyatrosunda sahneye çıktığında ve ilk defa Broadway ışıklarını yüzünde hissettiğinde- - Hiçbir şeyle kıyaslanamaz.
Ils semblent avoir tous les atouts en main.
They seem to hold all the aces.
Turn up an hour late- - makes us seem more important.
Bir saat geç gitmek. Önemli kişilermişiz gibi olacak.
♫ But you can t seem to get enough
¶ Fakat sen yeterince anlamaz görününce
Pour nous séparer
Doesn't seem so wide
♪ People all around me and they re all in fear ♪ ♪ they don t seem to want me ♪ ♪ but they won t admit ♪
â ™ ª Etrafımdaki insanlar, hepsi korku içinde. â ™ ª â ™ ª Beni istemiyor gibiler. â ™ ª â ™ ª Ama itiraf edemiyorlar. â ™ ª
♪ Me dépêtrer ♪
# Seem to shake #
♪ But I can t seem to find the way ♪
* Ama nedense yapamıyorum bir türlü *
♪ Darling, you seem to think ♪ ♪ That l'm the only one who has to choose ♪
* Hayatım, tek seçmesi gereken benmişim gibi geliyor sana sanki *
♪ Seem like every time you stop and turn around ♪
♪ Seem like every time you stop and turn around ♪
♪ they all seem so sure they re going far ♪
# Ve nereye gittiklerinden gayet eminler
♪ all my pictures ♪ seem to fade to black and white ♪
* Bütün fotoğraflarım * * siyaha ve beyaza evrilmiş *
- ♪ I never seem to find what i m looking for ♪
* Aradığımı asla bulmuş değilim *
Baby, it might seem like a crush
* Tatlım, tutku gibi gelebilir sana *
How the bells, sweet silver bells ♪ ♪ all seem to say, throw- -
Çanlar, güzel gümüş çanlar,... nasıl da söylüyorlar- -
I seem like someone else
* Başka biri gibi geldim gözüme *
You don t seem to know Seem to care What your heart is for
* Tanıyamıyorum artık, yattığı yerde ondan eser kalmadı *
♪ Those who run seem to have all the fun ♪
* Beklemeyenler çıkartır her şeyin keyfini *
And I just can t seem to get enough of
* Doyamıyorum bir türlü, doyamıyorum bir türlü * * Seni her düşündüğümde, görmek geliyor içimden *
And I just can t seem to get enough
Çekilmez aptallarla var. - Eğer bunun beni kötü ve kaba yaptığını düşünüyorsan... - Düşünüyorum.
And I just can t seem to get enough of
* Doyamıyorum bir türlü, doyamıyorum bir türlü * * Doyamıyorum bir türlü, doyamıyorum bir türlü *
Seem to vanish like A gambler's lucky streak
* bir kumarbazın şanslı serisi gibi yok oluyor * * seninle yanak yanağa dans ederken... *
J'adore cette partie.
* Colors seem to fade * Bu bölüme bayılıyorum.