Sell traduction Turc

Know the crowd is gonna sell their soul Take it anywhere I know Well, I promise you It s making me sick

Bil ki bu güruh ruhlarını satacak götür bildiğim yere şey, söz veririm sana hasta ediyor beni

Lieutenant Sell?

Teğmen Sell?

Je voulais t'aider.

I thought I could help you sell him on it.

Ok. Sell 5,000 at 49... 10,000 at 49.

Sat 5.049... 10.049.

* Buy and sell you *

Alıp satacağız.

Prenez une Corvette ou un Hummer.

Bu bir Corvette olur ya da bir Hummer. JIM SELL GM Satıcısı Bu bir Corvette olur ya da bir Hummer.

Jim Sell Vendeur GM

JIM SELL GM Satıcısı

Je vais vous aider à choisir.

JIM SELL GM Satıcısı Size yardım etmeye çalışacağız. Size yardım etmeye çalışacağız.

# Le - -nnard veut pas vendre de pomme à un Kiwi #

# The mother... ucker won't sell an apple to a Kiwi #

" An angel s smile what you sell.

# An angel's smile what you sell. #

# Yeah, I smell like the vault I used to sell dope

Evet, kasa gibi kokuyorum, uyuşturucu satardım.

Je dois parler au lieutenant Sell.

Teğmen Sell ile konuşmam gerekiyor.

♪ Go ahead and sell me out and l'll lay your ship bare ♪

* Hadi, ihanet et bana, her şey açıkça ortada *

Après, je la revends. Je fais "sell".

İyice yükseldiğinda "Sat" tuşuna basarım.

They're nice and hot. â ™ ª â ™ ª Peanuts... â ™ ª Dans la plupart des restaurants, la moitié des poulets sont servis, en un seul morceau, â ™ ª Fresh roasted I sell a lot... â ™ ª Je déteste ça. â ™ ª If you haven t got bananas don t be blue. â ™ ª

Pek çok yerde yarım tavuklar nahoş şekillerde servis ediliyor, bundan nefret ediyorum.

♫ Sell me a sign

¶ Bir işaret gönder

♫ Sell me it straight... ♫

¶ Direk sat beni... ¶

Mais pas assez bon pour qu'il ne veuille pas vendre son histoire.

But not so good he didn't want to sell his story.

C'est ce que tu fais quand tu vends un gros mensonge, Tu le mélanges avec la vérité, pour le rendre plus acceptable.

That's what you do when you sell a big lie, you wrap it up in the truth to make it more palatable.

You shouldn't have to sell your soul. Mais je révisais.

Ama kitaplarımdaydılar.

♪ you thought I wouldn t sell without you ♪ ♪ sold nine million ♪

* Hiçbir şey yapamayacağımı sandın, her şeyi yaptım *

Sell the house and go to school

* Evi sat ve okula git *

Sell...

Satmak... Sat...

- I sell my soul by dropping names

♪ İsimler düşürerek

♪ It s silly when girls sell their soul because it s in ♪

* Kızların ruhlarını satmaları saçma çünkü günah *

Ron Swanson. En fait, c'est Tom Sell-oik, mais, vous savez, c'est assez proche.

Aslında bu FileTom Selleck ama işimizi görür.

S01E09 License to Sell

Fresh Off The Boat, Sezon 1, Bölüm 9 "Satış Lisansı"

♪ sell me out ♪ ♪ again ♪

# Elden çıkar beni... #... bir kez daha...