English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Français → Turc / Separation

Separation traduction Turc

1,519 traduction parallèle
Tu n'es pas la seule à devoir faire des sacrifices à cause de la séparation!
Ayrılık nedeniyle bir tek sen mi tasarrufa gitmek zorunda kaldın sanıyorsun?
Rien d'anormal chez un adolescent et dans l'ensemble il réagit bien à la séparation.
Ama ergenler için bu normalmiş. Sonuçta ayrılık olayıyla iyi baş ediyor.
Toi et Tony, la séparation.
Sen ve Tony sona geldiniz.
Avec la séparation maintenant, il faut prendre rendez-vous pour se voir.
Ailemi görüyorsun ya. Ayrılıktan sonra birbirimizi görmek için randevulaşıyoruz.
Votre séparation après 20 ans de mariage, vos enfants.
20 küsur yıllık evliliğin sona erdi ve şüphesiz.. çocuklarınla da sorunların var.
Et qualifieriez-vous la séparation d'amicale?
Ve şimdiye kadar ayrılmanızı arkadaşçıl olarak tarif edebilir misin?
Ils semblent avoir le même code de séparation.
Hepsinin aynı ayrılma kodu var gibi görünüyor.
Quand vous retirez la barrière entre deux substances, l'infime différence dans leur masse provoque leur séparation à des taux différents.
Maddelerin arasındaki bariyeri kaldırırsanız, kütlelerindeki ufak farklılık değişik oranlarda ayrılmalarına sebep olacaktır.
Les autres nanas, c'était pendant la séparation provisoire, mais aucune n'était soeur.
Şey, ve sonra geri kalan kızlarla çıktım biz ayrıyken onu sinir etmek için. Ama o kızlar herhangi birinin kızkardeşi değildi.
Ce n'est pas ce qu'on appelle une séparation à l'amiable
Tam anlamıyla ayrılamadık.
À vrai dire, je crois qu'elle est un peu inquiète Au sujet de votre séparation un peu tendue
Doğrusu, bence hala ayrılığınızla ilgili biraz endişeli ve bununla ilgili bir şey yaparsın diye.
Il est très bien élevé, mais il a du mal à accepter notre séparation.
Aslında çok uslu bir çocuktur ama bizim ayrılmamızla ilgili bazı sorunlar yaşıyor. - Bu doğru.
C'est vrai. Mais plutôt qu'une séparation, c'était une expulsion.
Ama buna ayrılmadan çok taraflardan birinin kovulması demeyi tercih ederim.
Mais tu as signé un accord de séparation qui me donne droit à 1000 $ de plus.
Ayrı yaşama belgesini imzaladın ki bu bana 1000 daha verir...
Alors, c'était comment, cette période de séparation?
Ayrı olduğunuz vakit nasıl geçmişti peki?
Alors que le pays était au bord de la séparation, pour nous, cette décennie fut une période d'apaisement.
Ülkenin parçalanmanın eşiğine geldiği bu on yıl, bizim yaralarımızı iyileştirdiğimiz harika bir dönemdi.
La séparation. Le conflit.
Ayrılma, didişme
Nulle séparation de religion et d'État :
Din ve devletin ayrımı yok.
Après notre séparation, je suis rentré avec les pilules.
O gün sizden ayrıldıktan sonra, iksirle geri döndüm.
Non. En fait, après la séparation de mes parents, c'était presque la seule chose que nous faisions ensemble.
Aslında, annemle boşandıktan sonra... babamla yaptığımız tek şey buydu diyebilirim.
Six degrés de séparation partout ailleurs et deux ici.
Her yerde ayrılığın altı evresi varken burada sadece iki evresi var.
Je pensais qu'après une séparation d'un an, il aurait...
Bir sene ayrı kaldıktan sonra sanırdım ki...
" Et notre séparation qu'un long cauchemar
Yokluğun bana uzun kabuslar yaşattı.
Quand les pingouins se retrouvent après une longue séparation, ils se mettent face à face.
Uzun bir ayrılıktan sonra penguenler toplanınca...
Ce soir, à la veille de notre séparation, un pantalon magique nous a été donné.
Bu gece, ayrılmamızın arefesinde sihir bize bir pantolonun içinde geldi.
Je suis en pleine... séparation, donc...
Karımdan boşanmak üzereyim de...
Ça va, la séparation?
Ayrılık nasıl gidiyor?
La séparation du ciel.
Yarılan gök.
J'ai déjà mes documents de séparation.
Terhis belgem şimdiden elimde.
On est sous séparation de biens.
Ön anlaşma imzaladım. Kahrolası ne...
J'ai vécu une séparation douloureuse l'an dernier.
Geçen yıl bir ayrılık yaşadım.
Il y aura une séparation.
Burada ayrılık vardır.
Mais la séparation est non négociable.
Ama bu pazarlığa gelecek bir durum değildir.
Les avantages de la séparation, hein?
Tabi, ayrı yaşamanın faydaları.
Maintenant, il y a une plus grande séparation entre l'armée et la classe moyenne, surtout, et la classe moyenne aisée du pays que pendant la période de service obligatoire.
Günümüzde orta sınıf ile üst sınıf arasında, bu ülkede daha önce görülmediği kadar bir boşluk mevcut.
Touchée par la séparation
Ama başka şansımız var mı? - Ya uyarız ya da bırakırız. - Ne?
- Comment on fait pour ouvrir la séparation?
- Bu cam nasıl aşağı iner?
"La nuit noir et profonde de la séparation n'en finit pas." "Toutes les couleurs de la vie sont perdues à cette nuance de la séparation."
Yeni ayın geçmesine izin verme ayrılığımızın bitme vaktidir.
"Toutes les couleurs de la vie sont perdues dans cette nuance de la séparation."
Hayatın bütün renkleri soldu.
Cela fait 7 ans... d'une vie remplie de... l'embarras de la perte de la course... et de la douleur de la séparation de mon plus jeune frère.
Yedi yıl geçti yarışı kaybetmenin utancı ve küçük kardeşimin yokluğunun verdiği acıyla dolu.
"Dans ces blancs des yeux..." "Brûle la flamme de la séparation, tout le long de la nuit"
O boş gözlerde bütün gece boyunca yokluğunun titrek ateşi yanıyor.
Et la séparation?
Hoşuna gitti mi? Beğendin mi?
AGENCE DE SÉPARATION
Ayrılık Ajansı
Agence de séparation.
Ayrılık Ajansı
MOTIF DE SÉPARATION / INDIFFÉRENCE. ADDRESSE / MAPO-GU
Ayrılma sebebi / İlgisizlik Adres / Mago-pu
MOTIF DE SÉPARATION / INFIDÈLE.
Ayrılma sebebi / Playboy
MOTIF DE SÉPARATION / TROP NAÏF. ADRESSE / DONGJAK.
Ayrılma sebebi / Aşırı saflık Adres / Dongjak
MOTIF DE SÉPARATION / INCOMPÉTENT. ADRESSE / PONT DE DONGJAK.
Ayrılma sebebi / Beceriksizlik Adres / Dongjak Köprüsü
MOTIF DE SÉPARATION / TROP VIOLENT ADRESSE / JUNGU
Ayrılma sebebi / aşırı şiddet Adres / Jungu
MOTIF DE SÉPARATION / NOUVEL AMOUR ADRESSE / MAPO.
Ayrılma sebebi / yeni bir sevgi buldu Adres / Mapo
Je suis d'une agence de séparation.
Ayrılık ajansından geliyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]