Translate.vc / Français → Turc / Shadowhunter
Shadowhunter traduction Turc
53 traduction parallèle
Tu es une des nôtres, une Shadowhunter.
Ama sen bizden birisin. Sen bir Gölge Avcısı'sın.
Le poignard sait que tu es une Shadowhunter, il veut donc réagir.
Senin bir Gölge Avcısı olduğunu biliyor, bu yüzden de karşılık vermek istiyor.
As-tu déjà goûté le sang d'un Shadowhunter?
Hiç Gölge Avcısı kanı tattın mı?
Mais sans les runes de Shadowhunter sur tout le corps.
Üstünde o saçma sapan Gölge Avcısı mühürlerinden yok ama.
Pour un Shadowhunter.
Bir Gölge Avcısı için öyle.
Je ne suis pas la seule Shadowhunter qui aime la compagnie des Fées
Görünüşe göre Peri Halkı'ndan hoşlanan tek Gölge Avcısı ben değilim.
L'énergie d'un Shadowhunter vierge.
- Bâkir Gölge Avcısı enerjisi var.
Il a besoin de ta puissante énergie de Shadowhunter, ou un truc dans le genre.
Gölge Avcısı enerjin lazımmış.
Elle a pris son serment sérieusement comme un Shadowhunter.
Gölge Avcısı yeminine çok bağlıydı.
Alors, dis moi pourquoi elle a arrêté d'être une shadowhunter?
Tamam o zaman bana neden Gölge Avcısı olmaktan neden vazgeçtiğini anlat.
C'est la même chose pour un Shadowhunter, Isabelle.
Bir Gölge Avcısı için ikisi de aynı şeydir, Isabelle.
Depuis que l'ange Raziel a créé le premier Shadowhunter avec la Coupe, il est interdit d'utiliser la Coupe à nouveau pour reconstruire leur forces.
Melek Raziel Kupa'yı kullanıp ilk Gölge Avcıları'nı yarattıktan sonra Kupa'yı kullanıp yeni ordular yaratmayı yasaklamış.
Il n'y a rien qu'un Shadowhunter ne peut faire en talons.
Bir Gölge Avcısı'nın topuklu giyerken yapamayacağı şey yoktur.
Pas sans une invitation d'un Shadowhunter.
- Bir Gölge Avcısı davet etmezse tabii.
Aux dernières nouvelles, Valentin est un Shadowhunter.
En son baktığımda Valentine bir Gölge Avcısı'ydı.
Jace, si... Si être une Shadowhunter signifie que je dois être morte à l'intérieur... Je ne suis pas sûr de vouloir en devenir une.
Jace eğer bir Gölge Avcısı olmak, ölü gibi yaşamak demekse olmak ister miyim, bilemiyorum.
Soliciter les secrets d'état d'un Shadowhunter au nom de Valentine Morgenstern.
Valentine Morgenstern'ın adına bir Gölge Avcısı'ndan önemli bilgiler aldığın için.
ça empêche n'importe qui de te trouver en utilisant le traqueur de Shadowhunter
Gölge Avcısı takibini kullananların seni bulmasını engeller.
Un Shadowhunter et un loup-garou?
Bir Gölge Avcısı ve kurt adam mı?
Je pensais que j'étais fort. Je pensais que j'étais un vrai Shadowhunter.
Güçlü olduğumu ve gerçek bir Gölge Avcısı olduğumu sanıyordum.
Tu es une Shadowhunter... Il est un vampire.
Sen Gölge Avcısı'sın, o ise vampir.
Je suis un vampire... et tu es une Shadowhunter.
Ben bir vampirim sense Gölge Avcısı'sın.
Tu es une Shadowhunter maintenant.
Artık bir Gölge Avcısı'sın.
J'ai été surpris par plus d'un Shadowhunter ce soir.
Bu akşam birden fazla Gölge Avcısı tarafından hayrete düşürüldüm.
C'est rare de pouvoir expérimenter sur un Shadowhunter.
Ama üstünde deney yapacak bir Gölge Avcısı bulmak pek sık olmaz.
Ça te semblera moins génial quand tu devras fuir ces hordes de démons, sans pouvoir de Shadowhunter pour te protéger.
Ama seni koruyacak Gölge Avcısı güçlerin olmadan iblislerden kaçarken doğru olanı yapmak iyi sonuç çıkarmaz.
Je sais... qu'une créature obscure ne peut pas défendre un Shadowhunter.
Bir Aşağı Dünyalı'nın, bir Gölge Avcısı'nı mahkemede savunamayacağını biliyorum.
Mais un Shadowhunter accusé d'un crime peut choisir n'importe quel avocat.
Ama suç işlemekle suçlanan bir Gölge Avcısı istediği kişiyi avukat olarak seçebilir.
Mais je te jure, celui qui m'a eu... ne bougeait pas comme un Shadowhunter.
Ama yemin ederim, beni yakalayan şey Gölge Avcısı gibi hareket ediyordu.
Je suis une Shadowhunter.
Ben de Gölge Avcısı'yım.
Je suis un Shadowhunter.
Ben bir Gölge Avcısı'yım.
Au début des années 90, Ragnor était un professeur à l'Académie des Shadowhunter à Idris.
90'ların başında Ragnor, Idris'teki Gölge Avcılığı Akademisi'nde profesördü.
Un Shadowhunter m'accusant de haute trahison.
Türdeşim Gölge Avcıları beni hainlikle suçluyor.
C'est un Shadowhunter.
Gölge Avcısı'na dönüştü.
Typique d'un vampire... toujours sous estimer un Shadowhunter.
Tipik vampir işte, hep Gölge Avcıları'nı hafife alıyorsunuz.
Tu es une Shadowhunter, comme nous.
Sen de bizler gibi bir Gölge Avcısı'sın.
C'est un Shadowhunter, et on n'abandonne pas les nôtres.
O bir Gölge Avcısı ve bizden olanı yüzüstü bırakmayız.
Je t'ai rendu plus fort, plus rapide, plus mortel que n'importe quel autre Shadowhunter.
Seni her bir Gölge Avcısı'na kıyasla daha güçlü, hızlı ve ölümcül yaptım.
Un Shadowhunter avec du sang pur de démon.
Saf iblis kanına sahip bir Gölge Avcısı.
Quelle force, même pour un Shadowhunter.
Bir Gölge Avcısı için oldukça güçlü sayılırsın.
C'est le sang de Shadowhunter qui parle.
İçindeki Gölge Avcısı konuştu sanki.
- On a perdu un Shadowhunter!
- Gölge Avcısı öldürülmüş!
Pourquoi un loup-garou attaquerait un Shadowhunter?
Bir kurtadam niye Gölge Avcısı'na keyfî saldırır ki?
Un Shadowhunter a été tué par un loup.
Bir kurt bir Gölge Avcısı'nı öldürdü.
Vous croyez que je tuerais un Shadowhunter?
Sizce bir Gölge Avcısı'nı öldürür müyüm?
Un autre Shadowhunter a été retrouvé mort hier soir à Williamsburg.
Dün gece Williamsburg'de bir Gölge Avcısı'nın daha cesedi bulundu.
Patience, jeune Shadowhunter.
Sabırlı ol genç Gölge Avcısı.
Votre idéalisme est charmant, mais quand ils apporteront le prochain Shadowhunter mort, que direz-vous à sa famille?
İdealizmin parmak ısırtıyor ama cesedi getirilen bir sonraki Gölge Avcısı'nın ailesine ne söyleyeceksin?
On ne retirerait jamais les runes d'un Shadowhunter.
- Gölge Avcısı mührünü asla çıkarmayız.
- Dégage, Shadowhunter. - Brad m'emmène faire un tour.
- Brad beni gezdirecek.
Parce que je suis un Shadowhunter.
- Çünkü ben Gölge Avcısı'yım.