Translate.vc / Français → Turc / Shériff
Shériff traduction Turc
1,325 traduction parallèle
Appelle le Shériff de Malibu pour qu'il se rende chez Laramie avec des renforts.
Malibu polisini ara. Benimle Laramie'nin evinde buluşmalarını söyle. Destek göndersinler.
C'est pas parce qu'ils vous appellent le Shériff qu'ils vous considèrent comme la Loi.
Sana "şerif" demeleri, yasanın senden sorulduğu anlamına gelmez.
Le shériff a dit qu'il l'a vu ici il n'y a pas si longtemps. Bonjour.
Biz burada birileri, bu adam arıyoruz.
Ce serait une honte si le cadavre de Geneviève était livré au shériff avec des traces de l'ADN de Lana Lang.
Genevieve'in cesedi Lana Lang'in DNA puluyla şerife teslim edilirse yazık olur.
C'est beaucoup mieux de se dépenser sur les terrains de foot que sous les gradins avec la fille du shériff.
Futbol maçlarını Şerifin kızlarıyla tribünlerin altında gerçirmekten çok daha iyidir.
Le shériff Adams était juste ici, et elle a passé beaucoup de temps à se concentrer sur le scénario "attaquée dans une pièce fermée".
- Şerif Adams buradaydı. "Saldırı kilitli odada gerçekleşti" senaryosuna odaklanmıştı.
C'est différent, Shériff.
Bu kez farklı serif.
Vous avez entendu, Sheriff?
Bunu duydun mu şerif?
Hier soir, Dale aurait tué Stan si le sheriff n'avait pas sorti son arme.
Dün gece Dale neredeyse Stan'i öldürecekti... eğer şerif ona silah çekmeseydi.
Et il a cogné sa petite amie. Si le sheriff n'avait pas été là, je ne sais pas ce qui aurait pu se passer.
Kız arkadaşını yumrukladı, şerif olmasaydı ne olurdu bilmiyorum.
Sheriff Ferguson, répondez.
Şerif Ferguson cevap verin!
Sheriff Ferguson, vous m'entendez?
Şerif Ferguson beni duyabiliyor musunuz?
Ici le Sheriff Ferguson. J'ai une question pour le Dr. Roth.
Ben şerif Ferguson doktor Roth'a bir soru soracaktım.
Oui, sheriff Sheriff, Je vous reçois.
Evet şerif seni duyuyorum.
Sheriff, je ne vous vois pas.
Şerif sizi göremiyorum.
Sheriff, vous me recevez?
Şerif beni duyuyor musun?
On va prendre la Jeep. Trouver une cabine, appeler le sheriff.
Güvenli bir yere gidelim.
Bureau du Sheriff.
- Karakol.
Appelle aussi le sheriff pour savoir où en sont les recherches.
Operasyon Merkezi ile bu adam için ortak bir alan açın.
Sheriff, combien de temps faudra t il pour la retrouver?
Bulmak ne kadar sürer?
Super.., Sheriff, personne ne peut prédire l'avenir.
Aferin şerif, kehanette bulunmak gibisi yoktur.
Je pense que le Sheriff serait plus tranquille, si je m'en occupais.
Bunun başında olduğumu bilirse şerif de rahat eder.
Ca s'est bien passé avec le sheriff?
Şerifle nasıl gidiyor?
Le Sheriff a désigné mon client.
Şerif, müvekkilimi basında yargıladı.
Je suis le Sheriff Lisa Simpson.
Benim adım Şerif Lisa Simpson.
Mauvaise nouvelle Sheriff Lisa Simpson.
Kötü haber Şerif Lisa Simpson.
Sheriff Luis.
Şerif Luis.
Et toi et papa avaient appelé le Sheriff Ethan.
Babamla Şerif Ethan'ı aramanız gerekti.
Je crois que vous avez besoin d'un nouveau sheriff.
Bence yeni bir şerife ihtiyacınız var.
Ma fille, Emily C'est shérif Hafferty.
Bu kızım Emily. Bu da Sheriff Hafferty.
Sheriff Chris Scutter, Dr. Temperance Brennan.
Şerif Chris Scutter, Dr. Temperance Brennan.
- Le sheriff Rory Atwater?
Şerif Rory Atwater mı?
Sheriff Hall, il est probable qu'il y ait eu 2 personnes dans la maison.
Şerif Hall, eve iki kişinin girmiş olması oldukça mümkün.
- Je sais, tu dois le voir. Sheriff!
- Biliyorum, bir görmelisin.
- Sheriff!
Şerif! - Şerif!
Sheriff est raciste?
Şerif bir ırkçı mı?
Sheriff?
Şerif mi?
Sheriff le putain de chien qui mange les noirs.
Lanet olası köpeğiniz Şerif, zencileri yiyor resmen.
- Tu as déjà rencontré Sheriff, mon chien?
- Köpeğim Şerif ile tanıştın mı?
Reste là, Sheriff.
Burada kal, Şerif.
D'accord, Sheriff!
Pekâlâ, Şerif!
Sheriff...
Hatırlıyorum.
- Je connais Sheriff. C'est comme avoir un clodo chez soi.
- İnsanın sırtında bir kambur gibi.
Sheriff, l'U.S. 1 est dégagé, et on a presque fini avec Krome Avenue.
Şerif "U.S. 1" temiz, ve "Krome Caddesi" de bitmek üzere.
A l'heure qu'il est, le sheriff est en train d'escorter l'accusé jusqu'ici à ce moment là, la cour pourra commencer à entendre les différents partis.
Bu sürede şerif yardımcıları sanığa refakat edecekler. Mahkeme işareti duyulunca mahkeme başlayabilir.
Si vous enfreignez la loi, je serais obligée d'appeler le sheriff.
İzinsiz girdiniz ve şerife haber vereceğim. Niye anlamıyorsunuz?
Les CHP et le Sheriff sont alertés mais encore aucune trace de sa voiture.
CHP, PD, ve Şerif departmanı alarma geçirildi ama henüz arabasından bir iz yok.
Je suis Sheriff adjoint volontaire les week-ends.
Hafta sonları için gönüllü Şerif Yardımcısıyım.
Le Sheriff Adams a déjà jugé et accusé Alicia.
Şerif Adams, Alicia'yı yargılamış da mahkum etmis bile.
Le Sheriff Adams marque un point, Clark.
Serif'in hakkı var.
Alors allons simplement voir le sheriff. Nous lui dirons ce qui s'est passé.
Şerife gidip olanları anlatacağız.