Translate.vc / Français → Turc / Simôn
Simôn traduction Turc
6,709 traduction parallèle
Tu donnes Simon à sa soeur, tu ramènes Vena à la maison saine et sauve.
Simon'u kardeşine verip Vena'yı sağ salim eve getireceksin.
- La première chose que tu fait, Simon : - Brosse-toi les dents.
- İlk yapman gereken Simon dişlerini fırçalamak.
Simon!
- Açmıyorum. Simon!
On rattrape Simon et on l'emmène à l'échange - avec R'yo.
- Simon'u yakalayıp R'yo ile takasa gideceğiz.
Simon a dû le récupérer durant le vol, - mais il s'estompe rapidement.
- Simon kaçmış olabilir ama çabuk yorulacaktır.
J'ai la trace de Simon.
- Simon'un izini bulduk.
Le traqueur de Simon... très faible.
Simon'un izi, az da olsa.
Simon Muraayn, quelqu'un la vu?
- Simon Murray, onu gördün mü?
-... on veux juste Simon Muraayn!
- D'avin sus.
- Tais-toi, je m'en charge!
- Sadece Simon Muraayn'i istiyoruz.
Mon contrat est de conduire Simon à sa sœur.
Warrant'ım Simon'u kardeşine götürmek için.
Voyons, Simon, on peut te sentir d'ici.
Hadi ama Simon, kokunu buradan alabiliyoruz.
Simon Muraayn!
Simon Muraayn!
C'est bon, Simon tu es à la maison.
Sorun değil, Simon. Evindesin.
Simon a volé quelque chose à la Compagnie.
Simon Şirket'ten bir şeyler çaldı.
Ça te semble familier? Simon... était déjà condamné.
Simon zaten ölüyordu.
Sois patient avec celui-là, Simon.
Ona karşı biraz sabırlı ol, Simon.
Simon, je crois que notre cible va frapper de nouveau.
Simon, ben hedefimizin tekrar saldıracağına inanıyorum.
Si je dois bousiller une enquête de deux ans en te révélant le nom de mon informateur confidentiel, il va me falloir plus qu'une plaidoirie enflammée.
Eğer gizli bir ihbarcının ismini sana vererek iki yıllık operasyonu mahvedeceksem daha geçerli bir mazeret duymak isterim, Simon.
Désolé Simon, je ne peux pas t'aider cette fois-ci.
Üzgünüm Simon. Bu sefer yardım edemeyeceğim.
Tu as toujours été un sentimental.
- Sen hep çok duygusaldın, Simon.
La ville est Boston ;
Simon, Boston'da olacak ;
Je te le dis, Simon Stern prend en charge ce putain de monde.
İnan bana, Simon Stern dünyayı devralıyor.
Simon Stern se précipite, il achète la place juste sous son nez pendant qu'il vole ton rêve.
Simon Stern içeriye damlar, gözünün önünde mekânı satın alır ve senin hayalini çalar.
Simon and Garfunkel.
Simon ile Garfunkel.
Les conditions de ma liberté.
- Evet, özgürlüğümün şartlarını, Simon.
Simon.
Simon.
A moins que nous pouvions tous les débrancher, Simon, chacune d'entre elle est une cible potentielle.
Hepsinin fisini cekemezsek Simon hepsi potansiyel birer hedefler.
Il a un contrat de location dans le District de Meatpacking avec Simon Stern, le gars des boites de nuit.
Kasapların olduğu bölgede Simon Stern'den kiralık bir mekânı var. Gece kulübü adamı.
Notre victime est Simon Cutler, 32 ans.
Kurbanın adı Simon Cutler, 32 yaşında.
C'est le seul enregistrement connu de Simon Cutler, un appel du service clients très mal parti.
Bu Simon Cutler'in bilindik tek konuşması tamamen başka tarafa kayan bir müşteri servisi kaydı.
Le cerveau pourri de Simon Cutler est de loin le pire que j'ai connu.
- Simon Cutler'in çürük beyni şimdiye dek yediğim en kötü beyindi. Açık arayla.
L'anniversaire de Simon Cutler est...
Simon Cutler'in doğum günü...
Nous en avons même prélevé de l'œil de Simon.
Hatta birazını Simon'un gözünden bile çıkardık.
Nos médecins légistes n'ont rien trouvé sur l'ordinateur portable de Simon.
Adlidekiler adamın bilgisayarında hiçbir şey bulamadı.
Clive s'est dit qu'utiliser l'ordi de Simon t'aiderait à capter une vision.
Clive, sana Simon'un bilgisayarını götürürsem imge görürsün diye düşünmüştü.
Ou totalement bluffant. J'ai les habilités motrices de Simon.
- Simon'un zekası bana geçti.
Je dois vous poser quelques questions à propos du meurtre de Simon Cutler, alias Sim Reaper.
- Sim Reaper olarak bilinen Simon Cutler'in ölümü hakkında... -... birkaç soru sormak istiyorduk.
14 ans, habite à New York, aucune idée sur la vie personnelle de ce Simon.
14 yaşında, New York'ta yaşıyor... -... ve Simon'un kim olduğunu ve nerede yaşadığını bilmiyordu.
J'ai du neuf sur l'affaire Simon Cutler.
- Simon Cutler davasında bir şey buldum.
Qui était le pseudonyme en ligne de Simon Cutler.
- Bu da Simon Cutler'in internet rumuzudur.
"Simon Cutler" ne veut rien dire pour nous.
Simon Cutler bizim için anlam ifade etmiyordu.
Les photos de la scène de crime du sous-sol de Simon montrent plusieurs boites de donuts vides de la Fabrique à Donuts.
Geleceğe Sız. Olayı yeri fotoğrafları Simon'un odasında birkaç boş Donuts ETC kutusu buldu.
Parce que tu voulais que Simon Cutler sache, alors qu'il était en train de mourir étranglé, que tu étais le tueur.
Çünkü birileri adam ölürken bile onun katilin kim olduğunu bilmesini istemiş.
C'était le moment où la carte d'anniversaire a tiré des confettis et de la poudre de cacahuètes dans la tête de Simon Culter
Doğum günü kartının konfeti ve fıstık tozunu Simon Cutler'a sıktığı andı.
Becca, je suis la nouvelle assistante de Simon.
Becca, Simon'ın yeni yardımcısı olarak atandım.
Simon m'a bipé.
Simon aradı.
Simon Stagg.
Simon Stagg.
Qu'il sait ce qui est arrivé à Simon Stagg.
Simon Stagg'e neler olduğunu biliyormuş.
Et ensuite une fois, il a eu rendez-vous avec Simon Stagg,
Bir gün de, Simon Stagg ile tanıştı tabii.
Plus de Simon Stagg.
Simon Stagg falan kalmamış ortada.