Translate.vc / Français → Turc / Slater
Slater traduction Turc
583 traduction parallèle
Je suis tombé sur le général Slater au club des officiers.
General Slater'la konuşmaya dalmışım. Subay lokalinde karşılaştık da.
Mme Slater.
Bayan Slater.
Slater?
Slater?
Mme Slater s'occupe de sa mère malade.
Bir keresinde hastanedeyken Bayan Slayter annesine göz kulak olmuş.
Je me souviens de personne nommé Slater.
Slater diye birini anımsamıyorum.
Il n'y avait personne du nom Slater.
Slater diye bir kapı komşusu yoktu. Oh? Şey, belki bu kadın tekrar evlendi.
Pile à l'heure, Slater.
Tam zamanında Slater. Tam zamanında.
Installe-toi confortablement, Slater.
Rahat rahat otur Slater.
Je pense que tu sais tout ce que tu dois savoir sur moi.
Sanırım hakkımda bilmen gereken her şeyi biliyorsun Slater.
Alors, Slater, t'en penses quoi?
Hadi Slater, ne diyorsun?
Voici Earle Slater.
Bu Earle Slater.
- Vas-y, Slater, occupe-toi de moi.
- Pekala Slater, hallet beni.
T'inquiètes pas pour Slater.
Slater'ı takma kafana.
Slater!
Slater.
Slater, je te présente Keno.
- Slater, bu Keno.
Slater.
- Slater.
Tu es un amateur.
Slater, sen bir amatörsün.
C'est bien l'état d'esprit qu'il faut, n'est-ce pas?
Neden umursamıyorsun, Slater?
Ces crimes ont été commis le 15 avril, à 3 heures de l'après-midi, à Pearl Street, South Braintree, devant l'usine de chaussures Slater Morril où à eu lieu le hold-up sanglant au cours duquel ont été tués Frederick Parmenter,
15 Nisan saat 3'te Kasiyer Frederick Parmenter ve bekçi Alessandro Berardelli Slater Morris fabrikasının önünde kanlı bir saldırıya uğradı ve öldürüldüler.
Je ne veux pas parler trop vite, mais nous hésitons à nous lancer dans l'orphelinat chez Nazi Recouvrement.
Elimi bu kadar erken göstermek istemem ama burada, Slater Nazi'de yetimlere el atmayı bayağı istiyoruz.
Merci, M. Slater.
Teşekkürler Bay Slater.
- Oui, M. Slater.
Evet Bay Slater.
Combien en tout, M. Slater?
Kaç kişi, Bay Slater?
Dites-moi, M. Slater... combien de voyages comme celui-là avez-vous fait?
Söyleyin, Bay Slater buna benzer kaç yolculuk yaptınız?
Je ne suis pas certain de comprendre ce point de vue.
Bu kısmı anlayamadım Bay Slater.
Comme je l'ai déjà dit... pour la cale, vous êtes l'expert.
Daha önce dediğim gibi Bay Slater güverte altındaki uzman sizsiniz.
Bien. Que chacun de nous fasse son travail.
İyi, o zaman ikimiz de işimizi yapıyor olacağız Bay Slater.
- Merci, M. Slater.
- Teşekkürler Bay Slater.
Slater!
Slater!
C'est à moi de prendre la responsabilité.
Bu benim sorumluluğum Bay Slater.
Y a-t-il autre chose, M. Slater?
Başka bir şey var mı?
Très bien, M. Slater.
Pekâlâ.
M. Slater!
Bay Slater!
J'ai quelque chose pour vous réchauffer.
Ben Bay Slater, üşümemeniz için bir şey getirdim.
Entrez, M. Slater.
Girin Bay Slater.
Entrez, M. Slater.
- Girin, Bay Slater.
Je me suis reposé, M. Slater.
Rahatça, Bay Slater.
Et vous, où en êtes-vous?
Sıkıntınız nedir Bay Slater?
Je vous comprends, M. Slater, je vous comprends.
Sizi anladım Bay Slater.
- Pourriez-vous renforcer la garde?
Korumanızı arttıramaz mısınız, Bay Slater?
J'en suis persuadé, M. Slater.
Eminim biliyorsunuzdur, Bay Slater.
M. Slater, soyez juste!
- Bay Slater, adil olun ama.
Mon Général, tout le personnel est mort!
- Ben Slater. - Generalim, tüm personel ölmüş.
Slater à Air-Recherche 1 :
Slater'dan Hava Kontrol 1'e.
Priorité. Ordre du Général Slater.
General Slater'ın emrini iletiyorum.
Que le dossier marqué "Personnel nécessaire"... soit remis au Général Slater.
Teşekkürler. "Personel" yazılı dosyanın... - General Slater'a verilmesini istiyorum.
Le général doit envoyer des hélicoptères qui partiront... de l'endroit où les Durant ont été attaqués.
General Slater, helikopterlere, Durant'ların saldırıya uğradığı yerden başlayan dairesel bir alanı taramaları emrini vermeli.
Maintenant, oui. Le Général Slater.
Artık hazırım Dr. Crane.
- Je suis le Général Slater.
- Evet, ben General Slater.
Le Général est là, avec le père d'un des morts.
General Slater ölenlerden birinin yakınıyla dışarıda.
Le Général Slater est en ligne avec Washington.
- Efendim. General Slater, Washington'la telefonda konuşuyor.