Translate.vc / Français → Turc / Soft
Soft traduction Turc
206 traduction parallèle
Et Tanner, elle doit manger soft pendant une semaine.
Ve Tanner, bir hafta kadar hafif şeyler yemesi gerek.
- Tu viens au soft-ball, Jerry?
- Softbol oynuyor musun, Jerry?
Sur un 3 soft, il faut tirer?
3'lünün üzerine 10'lu basabilir miyim?
Max Renn, ce que votre chaîne de télévision offre au public va de la pornographie soft à la violence la plus poussée.
Max Renn, televizyonunuz seyircilerine soft pornodan, aşırı şiddete kadar her şey sunuyor.
- Ce n'est pas un problème. - Soft.
- Problem değil.
Soft! Vous m'aviez promis, rappelez-vous.
Soft... söz vermiştin.
Soft, ils me font tous peur.
Soft, hepsinden korkuyorum.
Soft, vous ne me trahirez pas?
! Soft, bana ihanet etmezsin değil mi?
Soft... vous ne le regretterez pas, c'est un véritable paradis.
Soft, pişman olmayacaksın, orası gerçek Cennet, kurtuluş.
Soft, vous êtes en retard, pourquoi?
Soft, geçiktin! Ne oldu!
Ça vous laisse sans voix, Soft!
Nefesini kesti, değil mi Soft?
Soyez sincère! Il va s'écrouler!
Dağılacak değil mi Soft?
Il faut bombarder les Bourousis. Bombardons-les... Soft!
Buroları bombalayacağız.
C'est partout la même merde, la différence c'est qu'ici je suis le patron, ne l'oubliez pas, Soft!
Her yerde aynı rezillik, burada olmanın tek farkı, burada patron benim, unutma Soft!
Soft... promettez-moi... que vous me prendrez à bord de l'Arche... de l'avion.
Soft, beni Mavna'ya götüreceğine söz ver, uçaklara götüreceğine.
Soft, s'il vous plaît, s'il vous plaît, partons ensemble.
Soft, lütfen, lütfen, bırak birlikte uçalım.
Prenez-le, Soft, et envolez-vous.
Gir içine Soft, ve uç.
Alors que va faire l'honnête Soft? Il va organiser un tirage au sort?
Peki senin dürüstlüğüne ne oldu, Soft?
Au base-ball, mais on connaît le soft.
- Oynuyoruz.
Photographes, modèles et culturistes sont-ils la nouvelle vague du porno soft?
Fotoğraf, mankenlik ve ağırlık kaldırma. Hepsi birleşip yeni bir tür yumuşak pornoya mı dönüşüyor?
Mais s'il faut, je passe du be-bop soft.
Ama bir Gary Lewis parçası da çalabilirim.
D'après certains critiques, vos livres... ne sont que de la pornographie soft... pour les bonnes femmes oisives.
Bazı eleştirmenlere göre kitapların pornodan ibaret. Sıkkın ev hanımları için.
Ce que le cerveau de la famille essaye de dire, c'est que le soft-ball est tout pour papa.
Zeka küpü arkadaşımızın demeye çalıştığı şu. Babamı beyzboldan mahrum bırakamazsınız.
"Soft Parade" l'album qui vient de sortir confirme qu'ils sont totalement récupérés.
"The Soft Parade" albümü ise sadece yaklaşımlarının yapmacıklığını güçlendiriyor.
La finale de soft-ball a lieu mercredi.
- Çarşamba maçım var. Şampiyonluk maçı.
Se faire passer au soft-ball?
Kim bu kadar çabuk atılabilmiştir?
Pourquoi pas..... du jazz?
Belki... belki birazcık soft caz.
- On a joué au soft-ball cejour-là. - Oui.
Öğleden sonra top oynadık.
Cette nuit-là, après que nous ayonsjoué au soft-ball, il m'a dit d'aller au pavillon du lac et de ne pas me montrer.
Yemin ederim. Top oynadıktan sonra, benden kulübeye gitmemi istedi. Kimseye görünmeyecektim.
Et, à mon regret, le monde est devenu une version soft de "la mélodie du bonheur" par une bande de pédés en toge.
Ve üzgünüm ama, dünya bir avuç önlüklü hanım evladı tarafından yönetilen pısırıklaşmış bir Küçük Ev versiyonu haline gelmiş.
"JFcherche JH avec BMW, soft SM"?
Miranda, güzel ve rahat bir hayat için BMW'li George'u arıyor gibi mi?
À partir de dimanche soir, minuit, on passe au soft rock.
Pazar geceyarısı soft-rock kanalı olacağız.
à partir de lundi, cette station sera dédiée à la musique d'ambiance.
Pazartesiden itibaren bu istasyon soft çalmaya başlayacak.
- Ni le soft.
Kodlama değil.
Cette fusion est une synergie entre hard et soft, entre liquidités et besoin de capitaux.
Bu birleşme, donanım ve yazılım, nakit akışı ve finanse gereksinimi arasındaki uyumla ilgili.
Les nouvelles. Une boisson s'avère être mortelle.
Bu gece 11 : 00 haberlerinde bir marka soft içeceğin öldürücü olabileceği bildirildi.
D'après M. Wallace, mon soft peut te servir.
Bay Wallace benim yazılımımın, senin problemini çözeceğini düşünüyor.
Porno light, gore, sado, oriental.
Soft porno, tecavüz.
C'est une histoire trop soft pour toi.
Bu senin için çok basit bir konu.
Miranda devait assister au match de soft-ball annuel de son cabinet.
Miranda, firmasının yıllık softball oyununa katılmak zorundaydı.
Les matchs de soft-ball d'un cabinet d'avocat sont pareils aux autres... sauf que si un avocat vole une base, il a une promotion.
Bir hukuk firmasının softball oyunu tıpkı diğerleri gibidir. Yalnızca, burada bir avukat sayı yaptığı zaman terfi ettirilir.
La fondation du droit à la vie dans l'Illinois... va donner son match de base-ball bi-annuel... contre la ligue du comté de Cook... dimanche prochain à 2h00.
The greater Illinois Chapter of the Right to Life Foundation... will be holding its biannual soft ball game... against the Cook County... Pro-Choice League next Sunday at2 : 00.
Je m'appelle Jane et je suis joueuse de Soft-Ball.
Benim adım Jane, soft-ball oyuncusuyum.
Juste parce que je mets des pantalons et joue au Soft-Ball.
Sırf pantalon giydiğim ve "soft-ball" oynadığım için.
Un super-soft.
Kondom.
[Ballade douce]
/ / [Soft Ballad]
"Soft Wet" de Celui Qu'on Appelait Prince.
Prince diye bilinen sanatçının "Soft and Wet"'i. ( Yumuşak ve Islak )
"Soft Wet"...
"Soft And Wet."
Très bien, les gars, c'est parti pour le soft-ball.
Pekala çocuklar, biraz softbol oynayalım. Takımınızı seçin, beyler.
Quoi?
- Soft. Efendim?
Soft Cell.
Soft Cell.