English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Français → Turc / Sort

Sort traduction Turc

23,386 traduction parallèle
Un sort de protection.
Evi tam anlamıyla görünmez hâle getirecek.
C'est un sort avec deux personnes.
İki kişilik bir büyü.
Je sais que ça ne fait pas parti du sort, mais je pense que ça peut rendre les choses plus faciles.
Büyünün bir parçası olmadığını biliyorum ama işleri daha kolay hâle getirebileceğini düşündüm.
Si Clary ne sort pas de là bientôt, Tu vas méditer six-pieds sous terre
Clary geri dönmezse, 6 metre aşağıda meditasyon yaparsın.
Il va être dur de trouver lequel a jeté le sort sur Jocelyne.
Ama o büyüyü Jocelyn'e yapanı bulmak zor olacak.
Sur le sorcier qui a jeté le sort à Jocelyne?
Jocelyn'e büyü yapan büyücüyle ilgili mi?
Il contient le sort pour réveiller ma mère, mais elle l'a caché pour que Valentin ne le trouve jamais.
İçinde annemi uyandırabilecek bir büyü var ama Valentine bulamasın diye saklamış.
Juste parce qu'on te sort d'ici ne veut pas dire que je ne tuerai pas juste ici.
Yeter! Seni çıkardık diye şuracıkta öldürmeyeceğimi sanma.
Le sort pour contacter mon frère.
Ağabeyime ulaşmak için yaptığımız şu büyü.
Il doit y avoir ce type de sort.
Bir tür büyü olmalı.
Un sort si puissant qu'il a effacé tout le terrain.
Çok güçlü bir büyü tüm heyeti silip süpürdü.
J'ai trouvé un sort qui peut marcher, mais cela requière beaucoup d'énergie,
İşe yarayabilecek bir büyü buldum ama çok fazla enerji gerektirebilir.
Le sort que tu as tenté de lancer fait partie d'un type de magie interdite à tous les étudiants.
Yapmaya çalıştığın şu büyü tüm öğrenciler için kesin olarak yasaklanmış büyüler sınıfında.
C'est un sort qui fait rentrer les clous dans la planche parfaitement droit.
Çivilerin tahtaya mükemmel bir şekilde çakılmasını sağlayan bir büyü.
J'ai seulement une partie du sort.
Büyünün sadece bir kısmı elimde.
Je vais mixer un peu de pâte pour le sort.
- Gidip büyü için birkaç şey karıştıracağım.
Un certain sort a mal fini.
Yanlış giden bir büyü yüzünden.
Ce sort que tu as utilisé pour rentrer dans l'esprit de ton ami, Tu t'en souviens?
Arkadaşının zihnine girmek için kullandığın o büyüyü hatırlıyor musun?
Plover est un idiot, comme toi, qui voulait aller à Fillory, comme toi, alors il essaye un sort et se fait exploser.
Fillory'ye gitmek istiyordu senin gibi. Ve bir büyü deneyip kendini patlattı.
On était assises sous la pluie faisant ce petit sort stupide, encore et encore, faisant un arc-en-ciel qui dure dix secondes.
Burada yağmurda oturduk ve şu aptal büyüyü tekrar tekrar yaptık on saniye süren bir gökkuşağı yarattık.
J'ai pris la liberté d'écrire une variation coopérative du sort que je t'ai envoyé la semaine dernière.
Seninle sonunda yüzyüze tanıştığım için çok mutluyum. Sana geçen hafta yolladığım byünün ortaklaşa halini yazdım.
Il faut que le sort marche, ok?
Büyünün işlemesi lazım değil mi?
Sort n ° 12, fait et refait.
Ters entropi. [4] 12 numaralı büyü. Bitti gitti.
Est-ce que ça serait un sort d'entropie?
Entropi büyüsü olabilir mi?
Il semblait prendre beaucoup de plaisir sur mon sort, ce qui m'a mis en colère.
Kötü durumumu fırsat bilip üzerime geldi, beni kızdırdı.
Et j'espère que vous n'aurez pas le même sort qui a frappé ce malheureux l'autre jour.
Ve umarım kaderin geçtiğimiz günkü biçareninki gibi olmaz.
Quel sort?
- Ne kaderi?
Il semble que notre sort soit entre nos mains.
- Görünen o ki kaderimizi kendimiz çizeceğiz.
Car le sort de votre père occupe tout votre esprit.
Çünkü babanızın vaat ettiği şeyler, aklınızı tek bir noktada bir araya getirdi.
Il semble que mon sort soit devenu public, d'autres créanciers viendront réclamer.
Görünen o ki, bu berbat hâlim herkesin mâlumu. Hak iddaya etmeye daha fazla alacaklı geliyor.
Personne ne sort!
Kimse ayrılmasın!
Il parait qu'Andre Hannan sort bientôt.
Duyduğuma göre Andre Hannan yakında çıkıyormuş.
Alors l'électricité ne sort pas du générateur.
Elektrik, jeneratörden çıkmıyor.
Et il n'avait pas vraiment envie de tenter le sort à nouveau devant un jury.
Ve bir jüri karşısında şansını tekrar denemeye istekli değildi.
a subi le même sort.
büyükannnen.
♪ Cela vous jettera un sort ♪
# Büyüleyecek seni anında #
Donc, ceux qui préfèrent que l'opinion majoritaire décide de leur sort plutôt que d'être dirigés par moi, alors que mon droit de régner m'a été légué par mes ancestres qui, dit-on, était un dieu et une sirène.
Tanrının ve deniz kızının seçtiği atalarımdan devraladığım krallık görevim ile onları yönetmem yerine çoğunluğun karar vermesini tercih ediyorlar.
Il y a de la dentelle en imprimé-guépard qui sort de votre jambe droite de pantalon.
Sağ pantolon paçandan sarkan çita desenli bir şey var.
On a clampé la veine cave inférieure en amont et aval du foie. Mais il y a toujours du sang qui sort.
Karaciğerin altındaki ve üstündeki damarları klipsledik ama kanama devam ediyor.
Tu m'as jeté un sort hippie?
Hippi büyüsü mü yaptın?
Bien sûr... le sort de licorne!
Tabii ya, unicorn büyüsü!
On rentre, on secourt Ford, on sort, on sauve le monde.
İçeri giriyor, Ford'u kurtarıyor, dışarı çıkıyor ve dünyayı kurtarıyoruz.
Laurel Hitchin s'en sort sans une égratignure.
Laurel Hitchin sadece birkaç yarayla yoluna devam ediyor.
Ils sauront qu'on sort de cette chambre.
- Bu odadan çıktığımızı anlarlar.
Un sort de protection.
Koruma büyüsü.
Elle a dû beaucoup se déplacer... mais elle s'en sort.
Pek çok kez taşınmak zorunda kaldı ama gittikçe iyileşiyor.
On sort boire un coup?
- İçecek bir şey ister misin?
Robbins sort ce soir.
Robbins bu gece dışarı çıkacak.
- Attendez, donc ça sort en une pièce?
- Hepsi tek parça mı olacak?
On sort avec Apu pour le réconforter.
Baba, Apu'yu mutlu etmek için onu dışarı götürüyoruz.
T'as pas vu que je mettais pas de short.
Neden dar şort giymiyordum sanıyorsun?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]