Translate.vc / Français → Turc / Speech
Speech traduction Turc
297 traduction parallèle
Un speech!
Konuşma.
Vous aimer petit speech?
Nasıldım?
Voici le texte de son speech.
İşte konuşmasının metni.
En ce moment ce cher Kalloway fait son speech : quels hommes courageux et formidables... ils étaient!
Şu anda Kelloway, bizim ne kadar cesur ve harika adamlar olduğumuz hakkında bir konuşma yapıyordur.
- Chers amis, je demande une minute de votre attention. Rassurez-vous, je veux pas faire un speech.
Dostlarım, dikkatinizi bana verebilir misiniz bu partinin sebebini açıklamak dışında başka bir konuşma yapmayacağım.
Y a tout un speech, pour que la mer rende ses morts.
Denize ceset atmanın da bir yolu yordamı vardır.
Refais-moi ton petit speech sur le pot.
Eddie, şu oturak işini bir daha söyle.
Ça, et le speech sur le Cambodge.
O ve şu meşhur Kamboçya konuşması.
Et à la Guerre des groupes, on dit leur speech, mais carrément différemment.
Gruplar Savaşı'nda yapacakları konuşmayı biz yapacağız ama..... sözler tamamen farklı olacak.
Ce soir, quand on aura fait le speech de De Nomolos, on n'a qu'à les buter.
Aklıma bir şey geldi. Bu gece, De Nomolos'un konuşmasını yaptıktan sonra..,... onları öldürelim.
Vous avez le discours radio, et le speech au Conseil Légal, au Monroe, demain soir.
Şu radyo konuşması var... bir de yarın Monroe'da Adalet Konseyi konuşmanız var.
Vous me le faites, le speech sur mes droits?
- Geç şöyle. Haklarımı niye okumuyorsun?
Juste le speech de "bienvenue à bord".
Sadece "istasyona hoş geldin" konuşması.
La cérémonie commença par un speech du président sur le besoin de poursuivre l'escalade de la guerre.
Tören, Başkan'ın Vietnam'da savaşın tırmanması gerektiğini belirten samimi bir konuşmayla başladı.
Est-ce que c'est le speech du coach qui t'as donné le courage de faire ton comming-out?
Koç Tucker'ın bu konudaki açıklığı mı sana ortaya çıkacak cesareti aşıladı?
Speech, connard. T'en dis quoi? Speech?
Peki ya Speech pisliği, ona ne diyeceksin?
C'est une enflure.
Speech? Koca götlü zencinin teki.
Tu veux entendre mon speech?
Konuşmamı duymak ister misin?
C'était quoi, ce speech que tu nous as sorti?
- O Black Bart konuşması neydi öyle?
Ce n'est pas ton petit speech qui a causé les problèmes de Bart.
Marge, Bart'ın tüm sorunlarını küçük konuşmana bağlayamazsın.
- Mais aussi à cause de ton petit speech.
- Ve senin o küçük konuşmanı da unutmayalım.
À moi de faire un speech.
Bir konuşma yapmam lazım.
J'avais préparé tout un speech.
Epey bir konuşma hazırlamıştım.
Pourquoi pas le même speech?
Ben de aynı konuşmayı yapamaz mıyım?
Il a fait un speech il y a 9 jours.
9 gün önce St Petersburg'da konuştu.
"Le speech de l'aîné." Morten!
Büyük çocuk konuşuyor. Morten..
T'as fait ton petit speech et maintenant tu rentres.
Konuşmanı yaptın, şimdi de eve gidiyorsun.
Ton speech était vraiment cool.
Harika konuştun.
Quoi, tu veux un speech, c'est ça?
Konuşma mı istiyorsun?
Sympa ton speech, papa. Bien tourné.
Güzel bir konuşmaydı.
Après le speech de Catherine... le juge sera obligé de me rendre mon poste... même si vous êtes court vêtue.
İnan bana, bu kadın olayı anlattıktan sonra beni işe geri almaların emretmekten başka yapabileceği hiçbir şey olmayacak.
A mon dernier speech, je devais ouvrir les festivités.
En son bir düğünde konuştuğumda gelin ve damat adına kadeh kaldıracaktım.
J'avais préparé un speech pour essayer de découvrir... si vous étiez heureux en ménage.
Mutlu bir evliliğin olup olmadığını sormak istedim.
Je veux juste que mon speech soit prêt lorsque ma mère sera là.
Annem gelmeden konuşmamı hazırlamak istedim.
Je ne trouve pas mes notes pour mon speech.
Sunum için notlarımı bulamıyorum.
Vous êtes super. Rob, merci de ton speech enthousiaste, mais on n'est plus les Singes Supersoniques.
Giriş için teşekkürler Rob ama artık adımız Ölüm Maymunu değil.
J'ai un speech à faire.
- Ama benim konuşmam var.
1I a un speech à faire.
Konuşma yapması gerekiyor.
Excellent speech.
Konuşman çok iyiydi.
Sympa, le speech
Sympa, konuşma.
'Sympa, le speech
Sympa, konuşma.
Ne me fais pas le speech sur la réputation du cabinet. Pas après ce que t'as fait.
İtibarı ile ilgili bir konuşmaya başlayacağını söyleme- - hemde yaptığın onca şeyden sonra!
C'est le meilleur faux speech que j'aie jamais entendu!
Biliyor musun? Bu duyduğum en güzel sahte konuşmaydı. Sahi mi?
- Super speech!
- Güzel konuşmaydı.
- Épargne-moi le speech.
- Bones, nasihat dinlemek istemiyorum.
Puis, vous faites votre petit speech.
Şimdi, haydi Jerry, monologunu yap.
J'ai terminé mon speech d'introduction.
Ben ön sunuşu tamamladım.
Bidon, ton speech.
Bunu yutmam.
Et si tu faisais un speech, toi?
- Kardeşine. - Konuşma yok mu?
Vas-y, fais-moi ton speech.
- Ne?
T'as préparé un speech?
- Demek konuşma hazırladın?