Translate.vc / Français → Turc / Stations
Stations traduction Turc
810 traduction parallèle
Il perd pas son temps avec de minables stations-service.
Köhne benzincilerde vakit harcamasına gerek yok.
À toutes les stations, Kong va vers l'ouest, vers l'Empire State Building.
Bütün istasyonların dikkatine. Kong batıya doğru gidiyor. Empire State binasına doğru ilerliyor.
J'ai pris mon manteau que vous voyez là pour aller à la chapelle et faire les stations de la Croix.
Bunun aynısındandı. Bu ikinci eldir ve kiliseye doğru yola çıktım. 14 duayı okumaya çalışıyorum.
C'était peut-être l'une des 1 ères stations thermales.
Belki de ilk kaplıca.
Encore 5 stations.
4 ya da 5 durak.
Les stations de ski ont souvent des noms de vallées.
Kayak merkezlerinin isimleri "Vadi" oluyor, Güneş Vadisi gibi.
Non. On peut appeler une agence et demander tous les noms de stations.
Bir seyahat acentesini arayıp kayak merkezlerinin isimlerini kontrol edebiliriz.
Stations D.C. en place, commandant.
D.C. bilgisi girilip sabitlendi, kaptan.
Stations D.C., en vitesse!
D.C. istasyonlarına. Derhal.
On installera des stations de réception de matière dans le monde puis dans l'univers.
Bu taşıyıcıları tüm dünyaya kuracağız ve hatta uzaya.
Elle l'avait été dans les stations à la mode où ils avaient séjourné.
Vi Yenge geçen yazdan önce gittikleri sosyetik yerlerde bu işi yapardı.
toutes les stations radio recherchent votre signal.
Bütün telsiz istasyonları sinyalinizi arıyor.
Je répète : toutes les stations radio recherchent votre signal.
Bütün telsiz istasyonları sinyalinizi arıyor.
J'ai deux stations jusqu'à la gare du Nord.
Tren istasyonuna sadece iki durak var.
Les stations d'observation du monde entier sont rivées sur Mercury.
İzleme istasyonları Cape Canaveral'daki kontrol merkezine bağlandı.
Je me suis arrêtée à toutes les stations-services en chemin.
Newark ve Asbury Parkı arasındaki tüm benzincilere uğradım.
DOCTEUR : Oh, Messire Marco, ces stations, - en avez-vous beaucoup dans Cathay?
Efendi Marco, bu kervansaraylar, Kathe'de bunlardan çok var mı?
Toutes les stations ne passent que ça.
Bütün istasyonlar normal yayınlarına devam ediyorlar.
Nous sommes couverts par les autres stations.
Diğer istasyonlarla bunu karşılardık.
une série de brouilleurs placés autour de nos stations radar.
Uyarı istasyonuna bu sayede parazit yollayarak.
À toutes les stations : À vos postes.
Tüm birimler, hazır olsun.
Peut-être ont-ils pris les stations de radio!
- Belki radyoları da ele geçirmişlerdir!
Et s'ils avaient pris les stations de radio?
Ya radyoları ele geçirdilerse? Birinci öncelikli yerler değil mi?
On dirait des stations de vacances.
Daha çok dinlenme tesisine benziyorlar.
Appel à toutes les stations.
Tüm istasyonların dikkatine.
Vous irez dans l'une de nos stations où votre mort sera enregistrée.
İstasyonlardan birine gönderileceksiniz, ölümleriniz kaydedilecek.
Faites dériver la sortie des réacteurs un et trois sur les stations-relais.
Bir, üç arasındaki reaktörlerin gücünü istasyonlara verin.
J'ai essayé toutes les stations.
Tüm ileti istasyonlarını denedim.
Comme ça, si nous avons un accident... si le métro reste bloqué toute une nuit entre deux stations... eh bien, tout sera possible.
Yani böylece, bir kaza olur da, metro iki istasyon arasında bütün gece kalacak olursa her şey mümkün olacak demektir.
Les stations de radio et de télévision dans tout le pays mettent tout en oeuvre pour vous informer des derniers développements de cette crise.
Şu anda dinlemekte olduğunuz frekans, diğer radyo istasyonları ve yerel televizyon kanalları, sahip oldukları tüm teknolojik imkanları kullanarak, gelişmeleri sizlere aktaracaktır.
Ne sortez pas, tant que la nature de ces événements n'aura pas été indentifiée. Les stations de radio et de télévision vous donneront les instructions nécessaire dès réception.
Ne tür bir tehlike ile karşı karşıya olduğumuz belirlenene ve nasıl bir önlem alınması gerektiğine karar verilene kadar, hangi sebeple olursa olsun evinizden dışarı çıkmayın, ve konu ile ilgili gelişmeleri izlemek için, radyo ve televizyonlarınızı sürekli olarak açık tutun.
Stations terriennes 3, 4 et 11, tenez-vous prêtes.
Yer istasyonları 3, 4, ve 11 onay için hazır.
Toutes les stations terriennes sont prêtes.
Tüm yer istasyonları onayladı.
Je crois qu'il y en a même dans les stations-service.
Hindistan cevizi sütü benzinliklerde satılır.
Dessiner des stations-service et des motels de luxe?
Servis istasyonları ve lüks moteller tasarlayacağım.
- Stations opérationnelles.
- Tüm istasyonlar çalışıyor. - Mr. Spock?
Il reste 40 stations!
Nereye gidiyoruz?
Vous seul pouvez le désarmer en insérant votre clé dans l'une des sous-stations situées dans le complexe.
Sen kırmızı anahtarını kullanarak, bu mekanizmayı etkisiz hale getirebilecek tek kişisin tesisin içindeki herhangi bir deaktive aygıtını kullanabilirsin.
Chaque niveau a trois sous-stations, indiquées par les lumières jaunes.
Her bölümde üç deaktive aygıtı vardır. Sarı ışıkla burada gösteriliyor.
Après notre dernière simulation, nous avons décidé d'ajouter deux sous-stations par niveau mais elles ne sont pas terminées.
Son deneme simülasyonundan sonra her bölüme iki deaktive aygıtı daha koymayı düşündük. Ama şu an hazır değiller. O yüzden onları çalışanlarla karıştırma.
Arrêtons-nous à l'une de ces stations de camions.
Hadi şu kamyon duraklarından birinde duralım.
Il y a 39 stations de radio.
39 tane kanal var, AM ve FM.
Les stations de bus sont gardées.
Ve tabikide bütün otobüs terminallerini,
Et sur les stations blanches ils disaient que c'était trop dur et que ça n'accrochait pas leurs auditeurs.
Beyazların radyo istasyonları da onu çok sert buluyor... kendilerine uymadığını söylüyorlardı.
Les champs de bataille font d'excellentes stations balnéaires.
Savaş meydanları genellikle turistik bölge olur.
" Mate, mec, elle a 16 stations.
" Βaksana, 16 istasyοn çekiyοr.
Toutes les stations sont en alerte jaune, capitaine.
Tüm istasyonlar Sarı Alarm durumuna uyulduğunu bildiriyor efendim.
"des gares et des stations sur viaduc."
... tren terminali ve, istasyonda önlemler alındı. "
Il est entre les deux stations.
İstasyonların ortasında duruyor!
Les gosses brûleraient toutes les stations Petrox du pays.
Çocuklar ülkedeki tüm Petrox istasyonlarını yakacaklardır.
Il ne connaît le pétrole que par les stations d'essence.
Petrol işine en yakın olduğu zaman arabasına benzin alırkendi.