English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Français → Turc / Stephens

Stephens traduction Turc

236 traduction parallèle
Stephens et Macy ne sont pas
Stephens-Macy çetesi ile uğraşmaktan...
- M. Stephens.
- Ah, Bay Stephens.
- J'ai peur de les demander à Stephens.
Hayır. Whitey, Link'ten istemeye korkuyorum.
Puisque c'est ainsi, je dis tout à Stephens.
Süren doldu. Şimdi Stephens'i göreceğim.
J'avertis M. Stephens.
Bay Stephens'a bildireyim.
- M. Stephens vous prie d'attendre.
- Bay Stephens beklemeni söyledi.
Je n'ai pas la clé
Olmaz. Bay Stephens'in masası kilitli.
- du bureau de Stephens!
- Anahtarı bende yok.
Je cherchais le registre de Stephens. Il était dans un tiroir. C'était un agenda noir.
Stephens'in belgelerini almaya geldim masasında, siyah bir defterin içindeydiler.
Demandez-le à Stephens.
Stephens'a sorun. Ya da Macy'ye.
M. Stephens, pouvez-vous nous dire où vous étiez entre 9 et 1 0 h?
Bay Stephens, 9 ve 10 arası neredeydiniz?
C'était la note dans le carnet de Stephens! Celui qui était dans le tiroir.
Stephens'in defterindeki fiş çekmecede bulmuştum.
Stephens, Macy, Claire Porter, Maguire, Molly, Paul Clark, le lieutenant Abrams, Asta, Nicky, toi ou moi.
Stephens, Macy, Claire Porter, Maguire, Molly, Paul Clarke Teğmen Abrams, Asta, Nicky, sen ve ben.
Après avoir vu Stephens dans son bureau, hier soir, y es-tu retourné?
Benny, dün gece Stephens'i ofisinde gördükten sonra oraya bir daha gittin mi?
Quel genre d'affaires se traitaient entre Whitey, Stephens et Macy?
Whitey Barrow ile Stephens ve Macy arasında nasıl bir bağ vardı?
Benny est le bookmaker de Stephens. Et il est muet comme une carpe!
Bahisçinin şebekenin içini bileceğini sanırsın ama bu tam bir kapalı kutu.
J'étais avec M. Stephens quand Whitey...
Bay Stephens'la lobide beklerken Whitey...
Donc, Stephens ne vous a pas reconduite chez vous.
Öyleyse Bay Stephens'la erken ayrılmadınız.
Vous et Whitey... Stephens savait?
Barrow ile aranızdaki ilişkiyi Stephens biliyor muydu?
Au risque que Stephens le découvre.
Stephens öğrenebilirdi ama riski göze aldım.
Si la police et Stephens apprennent cela, je suis finie.
Polisin eline geçerse ve Stephens öğrenirse kötü şeyler olabilir.
C'est sûrement Benny que le veilleur a vu.
- Bekçinin Stephens'in ofisinden kaçarken gördüğü var ya? Rainbow Benny'miş.
La petite amie de Stephens est une criminelle.
Stephens'in kadını namlıymış.
Elle avait un motif mais Stephens, Macy,
Kabul, kadının gerekçesi olduğunu kanıtladın ama başkalarının da gerekçesi var.
Benny, en ont un également.
Stephens'in Macy'nin, Rainbow Benny'nin ve...
Ici Stephens.
Ben Stephens.
Puis-je dire à Stephens qu'une amie arrive?
Bay Stephens'a konuk geldiğini söylememin sakıncası var mı?
M. Stephens...
Pekala Bay Stephens.
Vous désiriez un alibi pour la même raison, Stephens?
Bay Stephens siz de mi aynı nedenle bir tanığa ihtiyaç duydunuz?
Vous avez conduit M. Stephens et Miss Porter avant-hier soir?
Geçen gece Bay Stephens ile Bayan Porter'i salondan eve sen mi götürdün?
Croyez-vous que Whitey et Miss Porter n'étaient que de simples amis?
Bay Stephens, Barrow ile Bayan Porter'in tanışıyor olmaları sizin fikriniz miydi?
- qui ne m'était pas utile.
- Benim için bir şey ifade etmiyordu. - Stephens hakkında bilgi.
- Si... pour faire chanter Stephens.
Sanırım şantaj diyorlar.
Benny était votre bookmaker?
Benny bahis oynatıcınızdı, değil mi Bay Stephens?
Et il donnait des pots-de-vin aux jockeys en votre nom?
Ve Stephens adına bazı jokeylere rüşvet vermişti, değil mi?
Pas étonnant que le tandem Stephens-Macy marche si bien... Avec vous, le mandaté de l'État, comme associé.
Eyalet meclisi temsilcisi sessiz ortak olunca, Stephens-Macy şebekesinin yükselmesine şaşırmamak gerek.
Dans sa cheminée, vous avez mis le carnet de Stephens. qui contenait les relevés des activités du syndicat y compris vos profits.
Ve şöminesine Stephens'in içinde şebeke ile ilgili bilgiler ve senin aldığın rüşvetin kayıtları bulunan defterini koydun.
C'est M. Stephens qui m'a mis sur la voie, en disant que de la porte de Benny, on voyait l'escalier.
Ortağın Bay Stephens, Benny'nin kapısından merdivenleri gördüğünü söyleyerek olayın çözülmesini sağladı.
Vous devez être fière de votre fille, Mme Stephens!
Kızınızla gurur duyuyor olmalısınız, Bayan Stephens.
Je l'espère, Mme Stephens.
- İnşallah, Bayan Stephens.
Bonsoir, Mme Stephens.
İyi geceler, Bayan Stephens.
Je vous aime, Mme Stephens.
Seni seviyorum, bayan Stephens.
Mlle Summers, M. Stephens est très occupé...
Bayan Summers, bay Stephens şu an müsait değil...
- John, veuillez lui prendre son...
- John, bayan Stephens'ın şeyini alırmısın...?
Il ne rentrera pas dîner. Alors, Samantha, tu es vraiment ridicule.
Bu alanda sizin kadar genç ve başarılı biri olduğunu sanmıyorum, Bay Stephens.
Je reconnais bien ma fille.
- Ve ben de sana Darrin derim. Yani, eğer Bayan Stephens için sakıncası yoksa.
Un soir, j'ai fini par accepter.
Bayan Stephens sizi tanıdığıma memnun oldum.
- Bonjour.
Bay Stephens hazır mı?
Merci.
Teşekkürler Bay Stephens.
Je suis Helen Stephens.
Adım Helen Stephens.
- D'accord.
Sizinle ilgili bayağı bir araştırma yaptım, Bay Stephens.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]