Translate.vc / Français → Turc / Sticks
Sticks traduction Turc
68 traduction parallèle
Que dirais-tu de deux places pour le concert de Jimmy Dick et des Night Sticks samedi?
Cumartesi, Jimmy Dick ve Nighsticks konserinde ön sırada oturmaya ne dersin?
- Elle ne s'appelle pas Sticks.
- Adı Sticks değil.
Sticks.
Elveda Sticks.
Sticks, ramène-toi!
Hey, Sticks, haydi!
Donne-moi une cigarette.
Hey, Sticks, bir sigara versene.
- Sticks.
- Sticks!
Occupe-toi de tes affaires.
Sen işine bak Sticks.
Kowalski, Sticks.
Kowalski, Sticks!
Rien de mal à être un Marine, non?
Asker olmanın yanlış bir tarafı yok değil mi Sticks?
Sticks.
Sticks...
Tout le monde a entendu?
Herkes duydu mu? Sticks?
Sticks?
Sticks?
Où sont Danny et Sticks?
Danny ve Sticks nerede?
- Sticks, du calme.
- Sticks, rahat!
Quel est ton problème, Sticks?
Senin sorunun ne Sticks?
- Sticks, non.
- Sticks, hayır!
- Sticks, à toi.
- Sticks, sen gidiyorsun.
Ok, Sticks.
Pekala Sticks.
Sticks, merci d'appeler.
Sticks, aradığın iyi oldu.
Prenez ceci, rejoignez Sticks par la ventilation.
Bunu al, havalandırmaya git ve Sticks'e yardım et.
Sticks.
Sticks!
Félicite la marque de poissons surgelés.
Bay State Fish Sticks'i tebrik et.
J'ai des papiers, des sticks, pipes, tout ce qu'il faut pour se défoncer.
Belgelerim var, kafa yapıcılar, ani vuruslar.. Ucmak icin her turlu malzeme mevcut.
Mon Dieu, Styx.
Aman Tanrım! Sticks! Sticks'e bayılırım!
Dès qu'on sera entrés, une hôtesse nous installera dans un box confortable et on commandera des sticks au fromage en apéritif.
Ön kapıdan gireceğiz ve hoş hostes bayan bize yerimize kadar eşlik edecek. Aperatif olarak mozarella sipariş edeceğiz.
Il y a des sticks dans le placard au-dessus de l'évier.
İhtiyacın olan her şeyi bulabilir misin?
Ma première année ici, un homme du nom de Warren Sticks, nous étions au milieu d'une séance et soudain il a bondi de sa chaise et m'a serré la gorge.
Buradaki ilk yılımda Warren Sticks isminde bir adam vardı, görüşmenin ortasındayken birden sandalyesinden fırladı ve beni boğmaya başladı.
- La guerre des Red Sticks.
Ama sen Red Stick savaşındaydın.
Et des sticks de mozzarella.
Ve mozzarella börekleri.
Whoa, des Pixie Sticks, 29 cents?
Whoa, küçük peri sopaları, 29 sent mi?
Et "Yeah" pour mon dévouement. Je suis ami avec Sticks Downey. Le seul négro dans l'état du Wisconsin.
"Ve, evet, kutsal olduğum için, Wisconsin'deki tek zenci olan Sticks Downy ile arkadaş olacağım."
Tina, Tina, des'popsicle sticks'( sorte de batonnets à assembler et à peindre )
Popsicle çubukları!
On joue pour les derniers sticks de déodorants.
Kalan son deodorantlara oynuyoruz.
Je ne veux pas t'alarmer, mais j'ai déjà pissé deux swizzle sticks.
Seni telaşlandırmak istemem ama birkaç kokteyl çubuğu işedim.
J'en utilisais des sticks entiers quand j'étais de la partie.
Podyumdayken ben de çok sürerdim.
Mais les sticks brillants attirent les méduses.
Ama ışıklı çubukların denizanalarını çekebilir.
Faut pas écouter.
Sticks and stones.
Sticks, c'est le mec ce que vous avez remplacé.
Sticks, yerine geçtiğin adam bu.
Tu as mis ta cendre dans les sticks.
Bütün külünü krakerlerin üzerine döktün.
- Il lui faudrait un compagnon de jeu. - C'est son travail. Sticks.
Eminim şu birini oynatmak istiyodur evet.Onun işi sopalarla.
Oncle Albert m'appelle Sticks.
Albert amca bana sopa der.
Et voici Gielgud, Tinker et Sticks.
Bu Gielgud, Tinker, ve sopa. - selam.
Sticks, monte sur le sapin pour voir si la Fée des Neiges est là-haut.
Sticks, Ağaca bak kar perisi ordamı.
Sticks.
Sticks.
Et me parlez surtout pas du sucre en sticks.
Hatta bana çay kaşığı kullandıracak hiçbir şeyi!
Retrouver Sticks chez Jim.
- Jim'in yerinde Sticks'le buluşacağız.
Sticks?
- Değil mi Sticks?
Il a été appelé le système des Talley Sticks.
Burada elimde bu İngiliz parasının az sayıda kalıntısından biri var.
"Nicky l'Arsouille"?
Nicky Sticks?
Rob Gillon, Sticks pour les amis.
Rob Gillen. Sticks derler.
Merci, Sticks.
- Teşekkürler, Sticks.