Translate.vc / Français → Turc / Stratos
Stratos traduction Turc
44 traduction parallèle
Nous avons approché ces défis différemment mais ils étaient similaires.
Stratos, Kaptan. Gökyüzünde gezen bir şehir.
Capitaine, le haut conseiller d'Ardana est prêt à vous recevoir sur Stratos.
Kaptan, Ardana Yüksek Danışmanı sizi Stratos'ta kabul etmeye hazır.
Stratos?
Stratos?
Stratos, capitaine, une ville aérienne flottante.
Stratos, Kaptan, aslında gökyüzünde dalgalanan bir kent.
En attendant, vous et votre officier en second êtes nos invités sur Stratos.
Bu arada, siz ve İkinci Kaptan Spock, Stratos'ta misafirimiz olun.
Que fais-tu sur Stratos?
Stratos'daki görevin ne?
Les habitants de Stratos l'ont dit.
Stratos kenti sakinleri böyle dedi.
Ici sur Stratos, tout est beau et agréable.
Burada Stratos'ta, her şey benzersiz bir şekilde güzel ve hoştur.
Les habitants de Stratos également.
Aynı şey Stratos sakinleri için de söylenebilir.
Il paraît, qu'intellectuellement, les Vulcains sont aussi évolués que les habitants de Stratos.
Bunu duymuştum, entellektüel olarak, Vulcanlar Stratos kenti sakinleri kadar son derece gelişmişler.
C'est pour les conseillers et les érudits.
Stratos, danışmanlar ve araştırmacılar için.
Stratos vit donc de leur labeur.
Stratos'u ayakta tutmak için fiziksel emek veriyorlar.
Ici sur Stratos, nous avons éliminé la violence.
Burada Stratos'ta, şiddeti bütünüyle saf dışı bıraktık.
Ils n'ont pas leur place sur Stratos.
Onlar Stratos sakinleri değil.
Les habitants de Stratos et les Troglytes sont nés sur la même planète.
Stratos'dakiler ve aşağıdakiler aynı gezegenden çıktı.
C'est vrai, mais les ancêtres des habitants de Stratos ont quitté les mines.
Doğru ama Stratos'ta yaşayanların ataları kendilerini madenlerden uzak tuttu.
En servant sur Stratos, Vanna est restée longtemps à l'abri du gaz.
Stratos'un bir üyesi olarak Vanna, uzun süre gaza maruz kalmadı.
Votre ordinateur explique-t-il comment mes ancêtres, vivant sur la planète, ont pu évoluer jusqu'à Stratos alors que les Troglytes, non.
Bilgisayarlarınız, mağaralarda büyüyen atalarımın, Stratos'u kuracak kadar gelişmelerini, Troglitlerin gelişmeyişini açıklıyor mu?
Il y a des siècles de cela, Stratos fut bâtie par des chefs qui ont promis que tout le monde pourrait y vivre.
Stratos asırlar önce liderlerimizce kuruldu, gezegendekilerin burada yaşayacağını söylediler.
Le capitaine s'est téléporté sur Stratos pour gagner la confiance de Vanna.
Kaptan Kirk, Troglitlerin güvenini kazanmak için Stratos'a ışınlandı.
A moins qu'il n'ait réussi à rejoindre les mines, il risque l'exécution par ordre du haut conseiller.
Stratos'tan madenlere kaçmayı başaramadıysa yüksek danışman yüzünden hayatı tehlikede.
Stratos est si belle et si agréable.
Stratos çok hoş ve güzel.
C'est du Blue Stratos?
O Blue Stratos mu?
À propos de Zack Smoll, Statos et sa femme.
Zack Smoll, Stratos ve karısına olanları.
Stratos, nous devons prendre l'amer avec le sucré.
Stratos, acısıyla tatlısıyla olaya bakmalıyız.
- Stratos?
- Sarantos, evet.
Corina Stratos?
Corina Sarantos. Karısı mı? Kız kardeşi mi?
Stratos, écoute-moi.
Stratos, beni dinle. Tehlikedesin.
- Je vais raccrocher.
Kapatmam lazım. Stratos.
- Stratos... Je te rappelle tout de suite.
- Sana geri döneceğim.
Hello?
- Alo - Stratos, beni dinle.
Stratos, écoutes-moi. Toi et Corina, vous êtes en danger.
You ve Corina, tehlikedesiniz.
Alors ce gars, Stratos, qu'est-ce qu'on en sait?
Stratos denen şu adam, ne biliyoruz?
Maintenant Stratos.
Şimdi de Stratos.
Qu'est-ce que Stratos connait sur vos opérations?
Stratos işlerinin ne kadarını biliyor?
La première fois que j'ai croisé Stratos, il dealait des flingues à la résistance chypriote en 1987.
S. Sarantos ile tanıştığımda, Kıbrıslı rum çetelere silah gönderiyordu.
Stratos est complètement loyal.
Stratos çok sağlamdır. Konuşacağından korkmuyorum.
Je vous l'avais dit que nous gérerions Stratos.
Stratos'u halledeceğiz demiştim sana.
MISSION D'EXPLORATION
Benim en sevdiğim Matt tasarımı, bulutlardaki şehir, Stratos.
Stratos, es-tu là?
Orada mısın?
Isabelle Stone est comme Stratos pour moi.
Isabella Stone önüme Stratos'u attı.
Stratos.
Stratos.