English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Français → Turc / Strip

Strip traduction Turc

2,879 traduction parallèle
Infirmière : D'infirmière à strip-teaseuse, asseyez-vous.
Sen striptizci hemşiresin ama.
- Strip-teaseuses?
Onlar striptizci değil ki.
J'ai appelé les trois meilleurs hôtels sur Strip, et Austin n'est enregistrer dans aucun d'entre eux.
Burada ki en iyi üç oteli aradım. Austin hiçbirinde kalmıyor.
J'ai pris toutes les fosses, et j'ai dû écouter Fisher se vanter de sa 4e femme, une ancienne strip-teaseuse qui le fait jouir avec son cul.
Topu bütün çukurlara soktum ve Fisher'ın tantanalarını çektim. Dördüncü eşi eskiden striptizciymiş de sadece götten verince orgazm olurmuş.
Une maman de l'école, que j'ai promis de ne pas citer, Betty Cunningham, a payé une strip-teaseuse pour lui apprendre la danse-contact.
Şöyle ki okulda ki annelerden biri vardı adını vermeyeceğine yemin etmişti, Betty Cuttingham kocasına kucak dansı yapmayı, öğretmesi için striptizci tutmuş.
Une strip-teaseuse!
Striptizci tutmuşsun.
Ricky Schwartz se la joue voyeur avec un Strip Jenga.
Ricky Schwartz soyunmasına jenga oynamak için seni bekliyor.
Ha. Club de strip-tease.
Striptiz Kulübünde.
Légalement, on peut l'utiliser que pour virer le vernis des bateaux.
Its only legal use is to strip varnish off of speedboats.
Enfin, moi non plus, sauf que j'ai en quelque sorte appris les bases A la fête du diplôme de Tony Abruzzi Quand les strip-teaseuses ont commencé.
Ben de pek anlamam ama bir kaç şeyi Tony Abruzzi'nin bekarlığa veda partisindeki striptizci- -Maria'ya dönebilir miyiz lütfen?
Si, le "Strip-Tease du Dauphin".
Evet,'Dolphin'in Striptiz Kulübü'diye küçük bir yer var.
Il y a des strip-teaseuses, plutôt bonnes ceci dit, dans un resto pour enfants.
Fakat striptizci getirmişsiniz, gerçi götleri baya sağlam ama çocukların pizza yediği bir yer burası.
Et les strip-teaseuses?
Getirttiğim stritizcileri unuttun mu yoksa?
Club de strip-tease?
Striptiz kulübüne mi?
Il a payé une sacrée note dans un strip club près de l'aéroport.
Herif havaalanının yakınında bir striptiz klüpte büyük bir hesap ödedi şimdi.
Je suis allé direct au strip club.
Sonra da o striptiz kulübüne gittim.
Tout ce que Barry a tué, c'est du temps au strip club.
Barry'nin tek öldürme suçu striptiz kulüpte zaman öldürmek.
Désormais, toutes les réunions d'équipe auront lieu au club de strip-tease.
Şu andan itibaren, tüm takım toplantıları striptiz kulübünde gerçekleşecek.
Marge et d'autres vont lancer un club de strip. Sur un bateau.
Madge ve birkaç eleman da, striptiz kulübüne başlamışlardır.
- On dirait une strip-teaseuse.
- Ponpon kızlar gibiyim. - Hayır değilsin.
Elle a vu son amie se faire étrangler dans un club de strip-tease.
Striptiz kulübündeki bir arkadaşının boğularak öldürülmesine tanıklık etmiş.
"Obligé, il a étranglé au moins une strip-teaseuse."
Bunu hatırladın mı, Jim? En az bir striptizciyi boğazlamamış olmasına imkan yok.
Si vous avez tellement envie d'un strip-tease, faites-le vous-même.
Striptizciye ihtiyaciniz varsa, bunu kendiniz yapabilirsiniz.
Je suis juste une pipelette strip-teaseuse.
Alt tarafı çenesi düşük bir striptizciyim.
Le Doyen n'avait pas apprécié que Marty ait fait de sa fille une strip-teaseuse.
Meğer dekan, Marty'nin, ergen kızlarını "striptiz çubuğunda dans sanatı" gösterisine götürmesini hoş karşılamamış.
T'es pas au club de strip-tease?
Carlton, neden striptiz kulübüne gitmedin?
Il est loin le temps où on passait le week-end dans les clubs de strip-tease, à bouffer des tacos gratuits en regardant une fille attraper des billets entre ses fesses.
Haftasonlarını striptiz kulüplerinde geçirip Tadımlık yiyecekleri yemekten ve bahşişleri toplayan kızın Verdiği firikiğini izlemekten buraya
On fait un strip-basket.
Biz çıplak EŞEK oynarız.
T'as fait un strip-tease chelou avec des maracas, tu m'as fait une branlette pourrie, un truc que t'appelais
Marakasla acayip bir striptizden sonra ve b.ktan bir el muamelesi yaptın.
Fais du strip-tease.
Neden striptiz yapmıyorsun?
J'allais chez des clients, et je faisais un strip-tease, le plus souvent.
Aslında müşterilerin evine gidip soyunmaktan ibaretti.
A poil dans un strip-club pour rembourser Dink.
- Bilmem. Dink'e borcunu ödeyene kadar striptiz yapacağın bir yerde?
Déjà, appelle un chat un chat, c'est du strip-tease, un bar à nichons. Tu n'es pas prête pour te frotter contre un vieux pervers.
Öncelikle şuna adamakıllı striptiz kulubü demedikçe belki çıplak götünü, sapık bir yaşlı herife sürtmeye hazır değilsindir.
J'ai commencé à faire du strip-tease dans tous les bars locaux, puis j'ai fait des magazines à New York.
Ve striptiz yapmaya başladım. Yerel striptiz barlarına gittim. Ve sonra New York City'de dergilere iş yapmaya başladım..
Ensuite j'ai commencé à faire du strip-tease à travers le monde.
İşe striptiz yaparak başladım. Striptiz dünyasının içinden geçtim.
J'aime faire ça, beaucoup de filles m'expliquaient comment gagner de l'argent avec le strip et j'ai un petit ami à l'université qui m'a emmenée.
Hooters'da çalışıyordum ve bunu seviyordum. Hooters'daki birçok kız striptizle çok para kazanacağımı söylüyorlardı. Ve sonra üniversitede bir erkek arkadaşım oldu.
On a été à un club de strip, ils allaient voir les nuits d'amateurs.
Bir gece beni arkadaşlarıyla bir striptiz kulübüne götürdü. Çünkü her zaman amatörler gecesini seyretmeye giderlerdi.
Alors me voilà, je suis mère célibataire prostituée, j'ai fait du strip-tease, et sur une durée de six ans, j'ai été menacée avec une arme, des harceleurs ont tenté de me tuer, les policiers ont voulu m'arrêter, j'ai été dans la mafia, tout ça pendant six ans.
Buradayım bekar bir anneyim ve fahişelik ve striptizi altı yıl boyunca yaptım ve bana silah doğrultuldu, sapıklarım oldu beni öldürmeye çalıştılar polisler beni basmaya çalıştı, altı yıl boyunca mafyadaydım.
pour sept ou huit dollars de l'heure, dont la moitié partent en impôts et pour faire garder ma fille par Dieu sait qui dans la journée, ou revenir à l'industrie du porno, car j'avais été strip-teaseuse pendant un an.
Ve otoyolda bir iki saat çalışabilirdim. Saatte 7,8 dolar alırdım ve bu vergilerin yarısını ödemeye yeterdi. Ve çocuk bakımını öderdi ve çocuğuma gün boyunca ne olacağını bilemezdim.
Des strip-teaseuses en délire!
Bahar Tatilindeki Striptizciler filmine benzemeye başladı artık bu durum.
Je fais du strip au Venus Club.
Venus Kulübü'nde striptizciyim.
Ou un strip'avec la Vickers.
Bayan Vickers için kucak dansına harcadın say, ne dersin?
Attends, mon strip aérobique.
- Evet.
T'es en train de dire que maman était strip-teaseuse?
- Annem bir striptizci miydi?
J'aime une strip-teaseuse
Bir striptizciye aşık oldum
J'aime une strip-teaseuse
Ve ben bir striptizciye aşığım
Et chevauche la barre J'aime une strip-teaseuse
O sütuna sarılıyor Ne? Bir striptizciye aşığım
Avec une strip-teaseuse.
Bir striptizciye.
Oui, quand il chante son amour pour une strip-teaseuse.
Evet, striptizcilere aşık olduğu şarkılarda.
- Les Russes et les strip-teaseuses!
Ruslar bu striptizcilerde ne buluyorlar?
T'es un strip-teaser.
Sen de bir striptizci olmuşsun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]