Translate.vc / Français → Turc / Stuart
Stuart traduction Turc
2,395 traduction parallèle
Salut mini Stuart. Je suis Ashley.
Hey, mini Stuart.Ben Ashley.
Selon Internet, il y a 9 autres Stuart Baydons.
Internete göre, 9 tane daha Stuart Bayldons varmış.
Des cyberhommes nommés Stuart?
Cybermenlerin ismi Stuart mı?
Mon petit frère. Stuart, Maxine.
Tatlı kardeşim.Stuart, Maxine.
Qu'est-ce que ce sera Stuart?
Stuart ne oluyor?
Salut. Je suis Stuart.
Merhaba.Ben Stuart.
Stuart, je suis avec Craig.
Stuart, Craig ileyim.
Stuart et Ashley l'ont pris.
Stuart ve Ashley ve aldı.
Lewis Stuart Ramsey.
Lewis Stuart Ramsey.
C'est débile, un de tes colocataires est dentiste, pourquoi ne lui demandes-tu pas simplement de l'aide?
Aklıma çılgın bir fikir geldi. Ev arkadaşlarından biri dişçi değil mi? Stuart'tan yardım istesene.
Vas voir Stuart.
Gel Stuart ile görüşelim.
Non, non. Stuart ne connait pas ce genre de.
Hayır, Stuart'ın haberi olmamalı.
Stuart m'a appris comment plier une serviette.
Değil mi Haskell? - Stuart bana peçete katlamayı öğretti.
J'ai une dent qui me fait mal à mourir et je ne veux pas que Stuart le sache.
Dişimin ağrısı beni öldürecek.
Pourquoi cela?
Ama Stuart bilmesin istiyorum.
Non. Juste manger quand Stuart ne regarde pas.
Hayır, Stuart'ın bakmadığı anlarda yemeğimi ye yeter.
Donc, Stuart... Est-ce que c'est une nouvelle peinture?
Stuart, şu tablo yeni mi?
Stuart, tu as l'air dévasté.
Stuart, yıkılmış gibi görünüyorsun.
Stuart? Hum, peut-être que la prochaine fois tu pourrais toquer.
Bir dahaki sefere kapıyı tıklasan diyorum.
Stuart, c'était juste un rapport entre deux adultes consentants.
Bu, iki yetişkinin kendi rızalarıyla yaşadığı tek seferlik bir şeydi.
Stuart?
Stuart.
Stuart, non.
Hayır.
Oh, Stuart, sort du placard.
Stuart, saklama artık.
Stuart et moi on est amoureux.
Stuart ile ben sevgiliyiz. Ama anlamıyorum.
Non, j'ai reçu un SMS de Stuart.
Stuart'tan bir mesaj aldım.
Stuart...!
Stuart!
Allez, Stuart.
Gel hadi Stuart.
Stuart, étant ton avocate, laisse moi t'assurer, que ton mariage avec Lorna est bien fini.
Stuart, avukatının da sana tebliğ ettiği gibi Lorna'yla evliliğin bitti.
Non, Stuart. Plus de "ça me manque", OK?
Hayır, Stuart, başka bir şeyi özleme, olur mu?
Stuart, j'ai répondu à moins de question pour rentrer au barreau. ( avocats )
Stuart, avukatlık sınavını geçmek için daha az soru cevapladım.
Stuart...
Stuart... Selam.
Stuart, cet appartement est une zone sans partage.
Stuart, bu daire paylaşıma açık bir alan.
Alors, comment ça se passe avec Stuart?
Stuart'la işler nasıl gidiyor?
Stuart est en train de me tuer.
Stuart beni öldürecek.
Bon, écoutes, je je sais que Stuart est un peu trop zélé, mais il essaie juste de s'adapter.
Tamam, bak ben... Stuart'ın biraz bunaltıcı olduğunun farkındayım. Ama sadece uyum sağlamaya çalışıyor.
Stuart ne le sait pas, mais elle voit déjà quelqu'un d'autre.
Stuart'ın bundan haberi yok ama kadın çoktan biriyle görüşmeye başlamış.
Stuart me l'a dit.
Stuart söyledi.
Si Stuart n'avait pas ramassé ce téléphone, je n'aurai jamais rappelé.
Stuart telefonu açmasaydı bir daha asla aramazdım.
Stuart?
Stuart?
Écoutes, Stuart.
Bak, Stuart.
Tu m'étouffes Stuart.
Boğuyorsun beni, Stuart.
Hey, Stuart.
Selam Stuart.
Stuart!
Stuart!
Stuart, est-tu même sûr d'être prêt à aller à un rencard.
Stuart, biriyle çıkmaya hazır olduğuna emin misin?
Tu dois être Stuart.
Sen de Stuart olmalısın.
Où sont partis Stuart et Jill?
Stuart ve Jill nereye gitti?
Il s'est avèré que c'était Stuart.
Stuart'muş meğer.
Stuart est rentré chez lui pour essayé de convaincre sa femme de le reprendre, laissant Jill sur le divan, seule et vulnérable.
Stuart karısına dönmek için onu ikna etmeye eve gitti. Jill'i kanepede yalnız ve savunmasız bırakarak.
Stuart est rentré à la maison?
Stuart eve mi gitti?
Ouais, c'était l'assistante de Stuart.
- Evet, Stuart'ın asistanı.
- Salut, Stuart.
Selam, Stuart.