English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Français → Turc / Sublime

Sublime traduction Turc

1,115 traduction parallèle
" Chaque semence est sublime
" Her bir sperm harika
"Chaque semence est sublime"
"Her bir sperm harika"
Sublime!
Dinçleştirici!
C'est sublime!
Çok dinçleştirici.
Cette nana, Julie, est sublime.
Şu piliç, Julie, gerçekten büyüleyici.
Je ne connais rien sur les parfums, mais celui-ci est sublime.
Parfümlerden anlamam ama bu olağanüstü.
Après la taule, même une truie, on la trouve sublime.
Hücrede 3 yıldan sonra, kurbağalar prensestir bana. Görüşürüz!
Je sais que votre Altesse admirait beaucoup notre sublime artiste. Et le fait qu'elle soit venue pour honorer son nom de son auguste présence nous a tous émus.
Bu muhteşem artistin büyük bir hayranı olduğunuzu biliyoruz,... ve bu yolculukta saygınızı saygın varlığınızla göstermeniz
Sublime!
Muhteşemdiniz.
C'est sublime!
Ne yücelik!
Un morceau sublime.
Şahane bir eser.
Elle est sublime.
Muhteşemdir
Tu es sublime.
Sen muhteşemsin.
Sublime?
Muhteşem mi?
Tu es plus que sublime, Piggy.
Muhteşemden ötesin.
Nigel, vous êtes sublime.
Nigel, sen harikasın.
Vous allez être sublime en noir.
Siyah giyince harika görüneceksin.
Oui, il est sublime.
Fantastik biri.
- Quel sublime poème vais-je lui réciter? - Le Morse et le Charpentier. C'est le plus long.
Eğer el sıkışırsan
On a assisté à la sublime métamorphose de Lane Myer que la foule était venue voir dévaler la Brodie Mountain.
Bugün Brody Dağı'nda toplanan kalabalığın... beklediği şey Lane Myer'in... olağanüstü dönüşümüne şahitlik etmekti.
Elle n'en est pas moins sublime.
Her neyse, fakat o büyüleyici bir kadın.
Je te parle de la femme la plus sublime du monde.
Yani o dünyadaki en büyüleyici kadın.
S'avançant sous les projecteurs, voici la star légendaire la sublime chanteuse :
Efsanevi yıldızımız, ışıklar altında, sahnede. Büyüleyici bir şantöz.
L'histoire d'amour était sublime.
Gerisini boşver. Çok güzel.
Que quand tu atteindrais le dernier niveau, tu le saurais par l'apparition d'une lueur sublime recouvrant l'ensemble de ton corps.
Son mertebeye geldiğinde bütün vücudunda yüce bir parıltının göründüğünü bileceksin.
" C'est sublime
" Ne görkemli
S'il est vraiment sublime je vais peut-être l'épouser.
Eğer gerçekten gözkamaştırıcıysa, onunla evlenmeyi düşünüyorum.
Lorsqu'une femelle... par nature si perverse... devient sublime de par sa sainteté... elle peut alors être le plus noble véhicule de la grâce.
Doğası gereği ahlakı bozuk olan dişi kutsal inanç ile arındığında zarafetin en asil aracı haline gelebiliyor.
"Préservation", dis-je, et non "recherche"... car il n'existe pas de progrés dans l'histoire du savoir... simplement une continuelle et sublime récapitulation.
"Korunması" diyorum, "aranması" değil. Çünkü bilgi tarihinde hiçbir ilerleme yok. Yalnızca sürekli ve aşırı tekrarlama var.
Michael... nous avons eu une nuit sublime.
Michael, birlikte muhteşem bir gece geçirdik.
C'est sublime.
Harika bir şey.
Il a fait une photo sublime en Espagne.
O İspanya'daki harika bir fotoğraftı. Havada süzülen bir beden.
C'est sublime que tu m'appelles.
Aman Tanrım, aradığına inanamıyorum.
Elle est sublime, hein?
Bir sanat eseri.
Votre position du pouce est sublime.
Baş parmağının konumu mükemmel.
J'adore votre décoration. C'est sublime.
Burayı muhteşem yapmışsınız.
Vous avez été sublime, comme d'habitude.
Kesinlikle olağanüstüydün, her zamanki gibi.
Il s'agit de vous montrer sublime.
Dönecegim. Seni kayiga tasiyacagim.
Il est sublime! N'est-ce pas?
Çok yüce, sizce de öyle değil mi?
Oh, sublime!
- Bu harika!
J'ai dit : "Tu es sublime!".
Ben de dedim ki, "Senin güzel..."
Je me suis retrouvé allongé à côté d'une fille sublime.
Uyandım ki çok güzel bir kadının yanında yatıyorum.
Cette fresque est sublime.
Çok ilahi bir duvar freski!
C'est sublime.
Evet. Flemenkçe. Harikaydı.
J'étais un homme qui assurait auprès d'une fille sublime.
Güzel bir kadınla işleri iyi idare eden bir adamdım.
- Si tu te décales, tu auras un contre-jour sublime.
- Baksana, şöyle dönersen... şu müthiş siluetleri çekebilirsin.
- C'est vraiment sublime.
Harikulade!
- Bien que je ne sois pas experte, votre récit m'a paru sublime.
Edebiyattan çok az anlarım,... ama hikayeyi harika buldum!
- Sublime.
- Çok güzel.
C'est sublime les fesses d'un garçon de douze ans.
12 yaşındaki bir oğlanın götü muhteşemdir.
Tu es sublime.
Çok güzelsin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]