Translate.vc / Français → Turc / Suicidés
Suicidés traduction Turc
642 traduction parallèle
En dessous, le sous-sol où il a épousé Eva Braun et où ils se sont suicidés.
Alt kat ise beton zemin Hitler ile Eva Braun'un evlendikleri ve intihar ettikleri yer.
Les suicidés sont presque invariablement névrosés d'une façon ou d'une autre... mais vous avez insisté pour dire que cette fille était normale.
İntihar olayı nevrotiklerde görülür... ama siz bu kızın normal birisi olduğunda israr ediyorsunuz.
Ils se sont suicidés ensemble.
Düşünsenize, ikisi birlikte intihar etmiş.
- Non. Tous les trois se sont suicidés?
Peki, onlar intihar ettiler mi?
Pourquoi se sont-ils suicidés?
Onlar, bu iki ölümü merak ediyorlar.
Pourquoi se sont-ils suicidés?
Bu iki adamı ölüme ne götürdü?
Les nobles ne sont-ils pas des suicidés en puissance?
Her aristokratın ölmeyi istediği doğru değil mi?
Beaucoup sont morts de faim, d'autres se sont suicidés... certaines des femmes ont travaillé dans des dancings... et les hommes ont dû concurrencer la main d'oeuvre la moins chère... parce qu'ils ne pouvaient pas quitter le pays.
Birçoğu açlıktan öldü. Diğerleri de intihar etti. Kadınlardan bazıları dans salonlarında çalıştı.
Six se sont suicidés, quatre sont morts lors de duels, et un autre est tombé du balcon de l'opéra de Vienne.
Altısı intihar etti, dördü düelloda öldü, biri de Viyana Operası balkonundan düştü.
Ils se sont suicidés.
Kendilerini öldürmüşler.
Il y a peut-être même des hommes qui se sont suicidés pour moi!
Belki erkekler benim yüzümden kendilerini öldürmüşlerdir!
Sur nos dix jeunes volontaires, huit sont morts, suicidés.
On gönüllünden sekizi öldü, intihar ettiler.
Deux folles et trois suicidés.
İki deli kadın ve üç intihar.
Bulletin régional : Deux adolescents se sont suicidés.
Ve yerel haberler, iki genç ölümü daha meydana geldi ikisi de intihar.
- Ils se sont suicidés?
- İntihar ettiler mi peki?
Ils ne se sont pas suicidés.
- Onlar intihar etmedi.
Il y a la chambre des suicidés.
Şey orası intihar odası.
Mon Dieu, suicidés. Pourquoi?
Tanrım, intihar.
On n'a pas cours, Kurt et Ram se sont suicidés dans un pacte homosexuel. Tu plaisantes!
Duydunuz mu okul bugün tatil edilmiş çünkü Kurt ve Ram bastırılmış homoseksüel anlaşmalarıyla birbirlerini vurmuşlar.
Retourne chez cette poule et tu te suicides.
O kadına geri dönersen bu intihar olur.
Sauf que ça semble improbable que tu te suicides en te tapant dessus.
Ancak kendini öldüresiye dövmezsin.
160 suicides rien qu'à Berlin.
Yalnızca Berlin'de 160 intihar vakası vardı.
Personne te demande de faire ça! C'est du suicides!
Kimse bunu yapmanı senden istemedi, sen kendi kendini öldüreceksin!
- 3 suicides et 2 meurtres.... - Et un accident de la route depuis 9 H.
- İşler yavaş bu akşam.
MEURTRES IRRESOLUS, SUICIDES PRESUMES, MIGRATIONS DE LA FAUNE
ÇÖZÜLEMEYEN CİNAYETLER 3. ŞÜPHELİ İNTİHARLAR 4. YABAN HAYATI GÖÇLERİ 5.
Soit tu lui donnes la moitié de l'argent et tu la laisses tranquille, soit tu te suicides maintenant.
Sahip olduğun paranın yarısını Lucy'e verecek ve onu yalnız bırakacaksın veya hemen şimdi intihar edeceksin.
On lit souvent des histoires de suicides.
Gazetelerse kendini vuran insanları okursunuzy ya.
La petite Eleonora, 80000 hectares, deux suicides manqués.
Küçük Eleonora : 80 000 hektar, ve iki intihar girişimi.
Il y a eu beaucoup de suicides récemment.
Çok intihar vakası oluyor.
Les romans, ça cause du chagrin, des suicides... ça rend malade!
Hayat romanlar gibi değildir. Romanlar ve gözyaşları. Romanlar ve intiharlar.
Nos guerres ne sont pas virtuelles, nos victimes ne sont pas des suicides.
Bilgisayarla savaşmaz, insanları sürü halinde intihar istasyonuna sokmayız.
Dis-moi, Harold, combien de ces... suicides as-tu commis?
Söylesene Harold, bu intiharlardan... kaç tane yaptın?
En temps de guerre, il y a moins de suicides.
Savaş döneminde intihar oranı düşer.
Mais on a quelques suicides.
Tabii ki intihar eden birkaç kişi olmuyor değil.
2 électrocutions, 2 pendaisons... quelques coups de poignard, quelques suicides... je ne sais combien d'accidents, mais jamais de mort naturelle.
İki defa elektrik, iki defa asıldım. Birkaç defa da intihar. Bilmiyorum kaç defa da kazalarda öldüm.
- Deux suicides d'affilée.
- Bir intihar daha!
Suicides.
İntiharlar.
Aux suicides.
İntihar.
Des crises cardiaques, des suicides.
Bir sürü kalp krizi geçiren, intihar eden var.
Si on mangeait comme Ça â Vermine, il y aurait moins de suicides.
Keşke Vermin'de de böyle yemekler yiyebilseydik. İntihar oranı kesin azalırdı.
Des suicides?
İntihar edenler.
Des suicides?
İntihar var mı?
L'on savait que les Harkonnens, leurs prédécesseurs... laisseraient derrière eux de nombreux soldats-suicides.
Gün. Harkonnenler, Arrakis'in ilk yöneticileri arkalarında bir dolu intihar birlikleri bırakacaktır.
C'est pendant les fêtes qu'il y a le plus de suicides.
Bu doğru. En yüksek intihar oranları, bayramlarda görülür.
Il y a eu trois suicides à Manhattan hier soir... tous caractérisés d'homme seul.
Gece geç saatlerde Manhattanda üç adet intihar olmuştur, Hepsi yanlız adam olarak vasıflandırılmış.
Oui, la vie est une suite de suicides, de divorces, de promesses pas tenues, d'enfants bousillés...
Hayat, bir dizi intiharlar, boşanmalar tutulmayan sözler, içine edilmiş çocuklar ve bir sürü şeyden ibaret.
- Les suicides, ce genre de trucs.
- İntihara meyilliler için...
Rois suicides.
Papazın kellesini isterler.
Il y a des épidémies de suicides et de nombreux cas de folie, presque toujours meurtrières.
Evvelden beri var olan ve sürekli sinir bozan rüzgâr. İntihar salgınları ve neredeyse hepsi cinayetle sonuçlanan çok sayıda cinnet vakaları meydana geliyordu.
J'ai une nouvelle théorie concernant tous ces suicides. Je t'écoute, Max.
Doktor, tüm bu intiharlar hakkında yeni bir teorim var.
En quatre jours, nous avons eu deux suicides et un coma.
Son dört günde iki intiharla karşılaştık. Şimdi de o komada.