Translate.vc / Français → Turc / Susie
Susie traduction Turc
1,350 traduction parallèle
Je venais voir Susie, mais John me dit qu'elle n'est pas là.
Susie'yi görmeye geldim, ama John bu gece yok dedi.
La main de la petite Susie a à peu près cette taille, hein?
Küçük Susie'nin eli şu kadar, değil mi?
Susie t'a probablement dit ce qui se passait.
Susie herhalde aramızda olanları anlatmıştır.
Il est aussi intelligent que Susie.
Susie kadar zeki.
C'est la seule personne, avec Susie, qui se soit intéressée à moi... qui ait cherché à me connaître... qui ait pensé qu'il y avait en moi quelque chose à découvrir.
Susie'nin dışında bana zaman ayıran tek insan o. Beni tanımaya çalışan. Bende keşfedilmeye değer bir şey olduğunu düşünen.
Je sais que c'est dur, mais pour le bébé, Susie s'en tire très bien.
Zor olduğunu biliyorum, ama bir bebek için Küçük Susie çok iyi.
Susie avait un bleu à cause de la chaise haute.
Susie sandalyeyi çekip kafasını morartmıştı.
Et voilà. Susie a adoré.
Küçük Susie sevmişti.
Tu pourras assister au bain de Susie, et tu changeras sa couche.
Susie'yi yıkayışımı izlersin ve alt bezini değiştirebilirsin.
Susie s'est endormie tôt et je somnolais sur le canapé.
Susie erken yattı, ben de koltuğa uzandım.
La petite Susie le voudrait.
Küçük Susie kalmanı ister.
M'occuper de Susie?
Susie'ye bakmamdan mi bahsediyorsun?
Je suis contente que Susie ait une tante qui sera toujours là... Elle est intelligente et c'est un docteur.
İyi ki Susie'nin her zaman yanında olacak bir teyzesi var zeki biri ve bir doktor.
Et la petite Susie est merveilleuse.
Ve küçük Susie mükemmeldi.
Susie était si mignonne.
Susie çok şekerdi.
J'ai oublié tous mes soucis, j'allais faire des balades avec Susie.
Her şeyi bırakıp küçük Susie'yle güzel bir yürüyüşe çıkabilirdim.
Quand je suis allée là-bas pour voir Chloé et Susie, j'ai senti que ma véritable place était auprès d'elles.
Chloe ve Susie'yi ziyaret için gittiğimde... ... içimden bir ses, şu anda orada olmam gerektiğini söyledi.
Merci d'avoir laissé Tante Susie dormir.
Susie teyzeni uyuttuğun için sağ ol.
- J'emmène Susie à la crèche.
- Susie'yi kreşe götürmeliyim.
Susie.
Susie.
Si j'ai tenu le coup, c'est grâce à Susie.
Devam etmemi sağlayan şey Susie'nin düşüncesiydi.
Susie, attends!
Susie, bekle!
S'il te plaît.
Susie, lütfen.
- Où est Susie?
- Susie nerede?
- Ses premiers pas.
- Susie ilk adımlarını attı.
Je dépose Susie chez mes parents.
Susie'yi aileme bırakıyorum.
- Susie!
- Susie!
La petite Susie adorerait... et tu me rendrais service.
Küçük Susie buna bayılır ve bana da yardımcı olur.
- Susie!
- Susie geliyor!
Tu mets son bonnet à Susie?
Susie'nin şapkasını giydirir misin?
Donne-moi Susie et va patiner avec elle.
Susie'yi ben alayım, sen git onunla kay.
Susie vous montrera.
- Susie sana öğretir.
Je me souviens quand Susie Crabtree m'a largué lors de ma 1 re année à l'Académie.
Akademinin ilk yılında, Susie Crabtree'nin beni nasıl yere serdiğini hatırladım.
J'étais "Suzie-fesses-à-nu" jusqu'à 18 ans!
18 yaşına kadar "Tanga Susie" diye çağırıldım!
Susie me les a faits mettre.
Susie giymemi istedi.
"Susie Willis, noyée coincée dans une auto près de Dawson's Beach."
"Susie Willis araba kazasında boğuldu, Dawson plajında."
Susie était fiancée à David.
Susie, David'le nişanlıydı.
Il est monté pour mourir là où Susie était morte.
Susie'nin öldüğü yere ölmeye gitti.
Toute la ville lui reprochait sa mort.
Herkes Susie ölünce onu suçladı.
- Avec le tatouage de "Susie".
- "Susie" yazıyordu kolunda.
"Susie Willis tuée coincée dans une auto."
"Susie Willis öldü, arabada."
Mais le père de Susie.
Susie'nin babasıydı.
Susie, je t'ai dit que je l'aimais pas.
Susie, onaylamadığımı söyledim sana.
La vieille Mme Jensen... a cru voir l'ami de Susie et un autre homme... et elle a entendu du tapage.
Komşu Bayan Jensen sevgiliyi ve bir başka adamı görmüş bir kargaşa duymuş.
Susie lui donnait un surnom, Munts...
Göbek adı Muns muydu, Luns muydu?
Ma Susie était une bonne fille!
Susie'm iyi bir kızdı.
Estelle dit que vous allez à Susie.
Estelle Susie'e gideceğinizi söyledi.
Suzie...
Susie.
Susie Moss.
Ben Susie Moss.
C'est le temps de Susie.
- Bu Susie'nin. - Teşekkür ederim.
Mais j'ai le regret de vous apprendre qu'ils sont à Susie.
Fakat ne yazık ki sizin için öyle.