Translate.vc / Français → Turc / Sydney
Sydney traduction Turc
3,117 traduction parallèle
Non!
- Sydney! - Hayır.
Vous êtes chez Paul et Sydney. Laissez un message.
Burası Paul ve Sydney'in evi.
Salut, je suis Sydney White et je me présente à la présidence..... avec le parti de la Liberté à la puissance 7.
Ben Sydney White. Öğrenci derneği başkanlığına adayım... Ben Sydney White. 7.
Ne votez pas pour Sydney White.
Oylarınızı Sydney White'a vermeyin.
Ne votez pas pour Sydney White! Votez pour Rachel Witchburn!
Oylarınızı Sydney White'a vermeyin Oylarınızı Rachel Witchburn'e verin.
Allez Sydney!
- Hadi, Sydney!
Je m'appelle Sydney White, mon père est plombier, je collectionne les BD et j'ai une peur bleue des ballons en forme d'animaux.
Benim adım Sydney White. Babam bir tesisatçı. Çizgi roman biriktiririm ve balon hayvanlardan acayip korkarım.
C'était l'histoire de Sydney White.
İşte Sydney White'ın hikayesi böyle.
Prenez plus que deux photos car si vous les ratez, vous pourrez pas me revoir quand vous serez à Sydney.
Birden fazla fotoğraf çekin. Çünkü elinizde sadece çektiğiniz fotoğraflar olacak ve Sydney'e döndüğünüzde beni arayacaksınız.
C'est à cause du décalage horaire, je reviens de Sydney.
Doğum günümü ikinci kez kutlamaya. 'Çünkü Sydney'den dönerken.
Je t'enverrai une carte postale de Sydney.
Sana Sydney'den kart atarım.
- Sydney Heron, à votre service. Hé! Salut.
- Sydney Heron yardım için burada.
- Salut, Sydney.
Çok hoş. Hey, Sydney.
Sydney, j'ai pensé que je pourrais te soulager de quelques patients.
Sydney. Hastalar için sana yardım edebilirim.
Maman, j'ai dit à Sydney que c'est bien si elle souhaite faire congeler sa propre tête quand elle mourra mais la mienne sera incinérée et dispersée pour les sirènes les plus proches.
Sydney'ye öldüğü zaman isterse cesedini doldurabileceğini söyledim. Ama benimki yakılıp küllerim en yakın Hooters restoranına savrulacak.
Sydney Moncrief et Corliss Williamson.
Sydney Moncrief ve Corliss Williamson.
Il a envoyé des athlètes à Atlanta, Sydney, Athènes.
Atlanta, Sidney ve Atina olimpiyatlarına sporcu göndermiş.
Comme Sidney Bristow dans Alias, j'utiliserai ma sexualité comme une arme.
"Alias" taki Sydney Bristow gibi. Cinsel cazibem silahım olacak.
- Celui de Sydney? - Oui!
- Sydney'den kalkan mı?
Parti de Sydney à destination de Los Angeles.
Sydney'den Los Angeles'a gidiyormuş.
Maintenant que tu as fini ton travail ici, je suppose que tu vas quitter Sydney et rentrer à L.A.?
Buradaki işin bittiğine göre, sanırım Sydney'den ayrılıp Los Angeles'a döneceksin, değil mi?
Non, je reste à Sydney.
Hayır, Sydney'den ayrılmayacağım.
Il vient d'arriver à Sydney.
Sydney'e yeni geldi.
"L'expatrié anglais Howard L. Zuckerman, créateur de séries à succès comme Exposé, Strike Team Alpha, et Dr Kincaid, Esquire, a été retrouvé mort dans son palais de Sydney, d'une crise cardiaque."
"Exposé, Strike Team Alpha 80 Gün Önce " ve Dr. Kincaid, Esquire " gibi başarılı programların yaratıcısı, İngiliz vatandaşı Howard L. Zuckerman
Sauf pour l'homme que tu as tué à Sydney.
Sydney'de öldürdüğün adam hariç.
Écoute, ce que tu as lu dans ce dossier, sur le type à Sydney, je l'ai pris pour quelqu'un d'autre.
Bak, dosyada okuduğun Sydney'deki şu adam... Onu başkasıyla karıştırmıştım.
Sydney Heron, au rapport.
Sydney Heron göreve hazır.
Sydney s'en sort?
Sydney ne yapıyor?
Tu peux me dire qui est Sydney Shaw?
Sidney Shaw da kim?
Sydney Shaw, c'est un pseudonyme, imbécile.
Hayır, Sidney Shaw takma ad, geri zekalı.
Qui est ce Sydney Shaw?
- Kim bu Sidney Shaw, Len?
Vous êtes libre, M. Sydney Shaw.
Gidebilirsiniz, Bay Sidney Shaw.
Tu es un très gros salaud, Sydney.
Sen çok alçak bir herifsin, Sidney.
Adieu, Monsieur Sydney Shaw.
Hoşça kalın, Bay Sidney Shaw.
Ici Sydney.
Hey, Ben Sidney.
- Sydney, et pour...
Sidney, Peki ya...
Sydney s'occupe de tout.
Sidney herşeyle ilgilenir.
Sydney va me tuer.
Sidney beni öldürecek.
Zoé a des amis à Melbourne et Sidney.
Avustralya'dan başlamıştık. Zoe'nin Melbourne ve Sydney'de tanıdıkları vardı.
- SYDNEY Pourquoi tout le monde s'en va?
Neden herkes ayrılıyor?
- Qu'est-ce que tu ferais?
- Sen ne yapardın Sydney?
J'ai laissé l'ordonnance de Sydney sur mon bureau.
- Sağ ol canım. Sydney'in reçetesi masamda.
Sydney, Australie juin 1973
Sidney, Avustralya Haziran 1973
Avec les années 90 qui se finissaient, et les Jeux de Sydney qui arrivaient, notre amour s'est rallumé.
90'lar bitmek üzere iken ve Sydney Olimpiyatları yapılır iken aşkımız yeniden alevlenmişti.
La conférence du Dr LaFleur sera faite par son associée des laboratoires australiens de Sydney, le Dr Eva Anderson.
Dr. LeFleur yerine sunumu meslektaşı Avustralya'dan Dr. Eva Anderson yapacak.
Les crimes, les pouvoirs. UN HOMME CAUSE UN TREMBLEMENT DE TERRE À SYDNEY
İşlenen suçlar, cinayetler, onca güç.
Réveille-toi!
Sydney.
Sydney Pollack m'a appelé.
Sydney Pollack aradı.
Un de mes amis docteurs ici à Sydney me l'a dit.
Burda, Sidneydeki bir doktor söyledi.
Sydney.
Sydney.
Sydney Shaw.
Sidney Shaw.