Translate.vc / Français → Turc / Talkies
Talkies traduction Turc
113 traduction parallèle
- Les talkies-walkies aussi?
- Umarım telsizler de çalışıyordur.
- Walkie-talkies.
- Telsiz.
Hélicoptères, talkies-walkies, chiens policiers.
Helikopterler, telsizler, polis köpekleri.
Et nous avons aussi les talkies-walkies.
Bu da alıcı verici telsiz oyuncağı.
Talkies-walkies, deux caméras 35mm.
Telsiz, iki 35mm'lik kamera...
Bill, avec des talkies-walkies, je pourrais vous assister.
Bill? Telsiz varsa monitörden izleyerek yardım ederim. - İyi fikir.
Et peut-être des talkies-walkies.
Hatta walkie talkie de alabiliriz.
Les talkies-walkies vont nous servir.
Evet, walkie talkie'leri kullanabiliriz.
Bon, les gars, on arrête les talkies-walkies.
Pekala, beyler. Telsizleriniz açık dursun.
des piles pour tes walkies-talkies.
Ne olur ne olmaz, telsizlere yeni pil koydum.
J'ai eu le badge, toi les talkies-walkies.
Ben oyuncağını aldım, sen gidip takımını aldın. Ben rozetini aldım, sen telsizini.
Les batteries des talkies sont chargées? Je vous ai vus!
Telsizler hazır mı, piller şarj edildi mi?
Les lignes ont fondu et plus de talkies-walkies.
Telefon hatları çalışmıyor. Telsizler sustu.
Distribuez des talkies-walkies, et trouvez le capitaine!
Joe, mürettebata el telsizi dağıt. Ve lütfen, biri Kaptanı bulsun!
Tu te souviens, avec nos talkies-walkies?
O küçük telsizlerden. Ah, evet.
Pour ça, j'ai besoin de 20 clefs à feu rouge et 20 talkies.
Bunun için 20 ışık anahtarı ve 20 telsize ihtiyacım var.
- Les talkies, ça va, mais les clefs, les mecs les gardent sur eux, à part quand ils vont à la douche.
Telsizler tamam. Ama ışık anahtarlarını almak zor olur. Hep üzerlerinde taşırlar.
Il faut appeler Kate sur les talkies-walkies.
Walkie-talkie'den Kate'i aramamız gerek, tamam mı?
Prenez vos talkies!
Orada telsizli üç ekip olacak.
Non, c'est parce que pendant la réunion, Ils se parlaient par talkies-walkies.
Hayır, birbirleriyle telsizle konuştukları için tuhaflar.
- Oh. C'est un bon endroit pour utiliser leurs talkies-walkies.
Telsiz telefon kullanmak için eğlenceli bir yer.
On aura une raison de se servir de nos walkie-talkies sans avoir à aller au parc.
Parka gitmeye gerek kalmadan telsizlerimizle konuşabiliriz.
Prenez les talkies-walkies.
Neden Walkie-Talkie kullanmıyorsunuz.
Tous les effets spéciaux ont été améliorés, les armes changées en talkies-walkies et le mot terroriste remplacé par le mot hippie.
Tüm E.T. efektleri dijital olarak iyileştirildi. Tüm silahlar dijital olarak telsize dönüştürüldü.
Où nazi a été remplacé par politiquement différent et les armes par des talkies-walkies.
"NAZİ" kelimesi "POLİTİK FİKRİ FARKLI OLAN İNSANLAR" olarak değiştirildi. ve tüm silahlar telsiz ile değiştirildi.
Vous avez l'air au point. Avec vos talkies-walkies et tout ça.
AvcıIık işini baya kapmışa benziyorsunuz.
Et les talkies-walkies?
El telsizleri nerede?
J'entends les talkies-walkies dans la timonerie.
Kaptan köşkünden telsiz sesleri geliyor!
Les talkies-walkies, c'est réglé. Reste la radio.
Telsizler kontrolüm altında, ama radyo sürekli bangırdıyor.
Madame, ils ont éteint leurs talkies-walkies.
Bayım, telsizi kapattılar.
Tu crois qu'on peut la bloquer avec trois talkies-walkies?
Arkadaşlarında yolu bloke ediyorlar.
- Et allumez vos talkies-walkies.
- Ve telsizlerinizi açık tutun! - Emredersiniz!
Maman, quand as-tu acheté ces walkies-talkies?
Anne, siz bu telsizi yeni mi aldınız ya?
Ayez tous vos talkies et vos gilets pare-balles.
Herkes çelik yelek giyecek. "Herkes" dedim.
Des talkies-walkies pour nous deux!
Walkie-talkie'ler İkimiz içinde!
On a de super verres à champagne en plastique, et aussi des talkies-walkies pour être en contact audio dans tous les secteurs du gymnase.
Güzel görünümlü plastik şampanya kadehlerimiz ve altı kanallı walkie-talkie'lerimiz var. Spor salonunun tüm bölümleriyle irtibat hâlinde olabileceğiz.
Voilà pourquoi je dois garder mes talkies-walkies dans ma voiture.
Ahhh. İşte sırf bu yüzden Walkie-Talkie'lerimi arabamda bırakıyorum.
Tu vois, je trouve que j'ai rarement besoin de mes talkies-walkies à l'école.
Okulda Walkie Talkieye ihtiyacım olmadığın anladım ben.
Combien d'adolescentes ont des talkies-walkies dans leur voiture?
Hey, kaç tane genç kızın arabasında Walkie-Talkie vardır?
En ce moment, le tueur est entouré d'une toile de déductions, de criminalistes, et des dernières merveilles technologiques comme les walkies-talkies et l'e-mail.
Şu anda katil bir ağla kuşatılıyor. Çıkarsama adli tıp ve en son teknolojiyle telsiz ve e-posta gibi.
- Des talkies-walkies!
- Telsiz!
Oh, oui, c'est pour ça que j'ai ramené des talkies-walkies.
Öyle. Telsizleri bu yüzden aldım.
Qu'est-ce que ça a à voir avec des talkies-walkies?
Bütün bunları bir çift volki tolki için mi yapıyoruz?
On a les talkies-walkies. Ça ira.
Telsizlerimiz var, bir şey olmayacaktır.
Tina, va chercher les talkies.
Tina, git kulübeden telsizleri ve silahları al getir.
Eh, Caju, j'ai remis des piles neuves dans les talkies.
Hey, Caju, telsizlerin pillerini yerleştirdim.
Oui, je me souviens qu'on jouait avec les talkies-walkies.
Sanırım bana da dart tahtası almıştı.
Les talkies-walkies.
- Walkie-Talkie'leride al.
Avec vos talkies-walkies et tout ça.
Telsizler falan.
On a des walkies-talkies?
Yani telsizimiz falan yok mu?
- Ils doivent avoir des talkies-walkies.
Biliyordum.