Translate.vc / Français → Turc / Taxi
Taxi traduction Turc
8,924 traduction parallèle
Vous pourriez m'appeler un taxi?
Bana bir taksi çağırabilir misiniz?
On n'appelle pas un taxi comme ça.
Şey, burada taksi böyle çağrılmaz.
Oh, non. Taxi?
Taksi?
Taxi!
Taksi!
Je vais prendre un taxi.
Ben bir taksi tutarım.
Je vous appelle un taxi?
Sana taksi çağırayım mı?
On a voyagé par métro et taxi.
Metro ve taksiyi kullandık.
Tu sait, nous aurions du prendre cette Exta avant d'y allez et pas en attendant le taxi pour nous ramener à la maison.
Taksiyle eve dönene kadar beklemektense oraya gitmeden ekstazilerimizi içmeliydik.
super course de taxi, si.
Ne güzel yolculuktu yalnız.
Si tu ne me ramènes pas, je prendrai un taxi.
- Beni götürmezsen, taksiye binerim.
Oui, il remboursera ton taxi aller-retour de New york à Paris.
Evet, taksi için de para verir, vaktini ayırdığın için de...
Quel enfoiré ce taxi, non?
İşte burası. Güzel mekan, değil mi?
J'ai dis au taxi de t'emmener loin de ma vue.
Barınak kapanıyor. Benim eve gidip bekle.
Elle est descendue de mon taxi.
Taksimden indi.
Mais si vous ne voulez pas vous servir de moi, Au moins donner moi les 40 dollars que j'ai payé pour le taxi.
Beni kullanmak istemezsen en azından taksiye verdiğim 40 doları ver.
Je pense au futur. Si je n'ai pas de taxi, je resterai à la maison.
- Beni taşıyacak birisini bulamazsam evden dışarı çıkmam.
- Je m'en excuse. Allons prendre un taxi.
Bak, hadi bir taksi tutalım.
On prendra un taxi au cimetière et on s'arrêtera au Greenwich village.
Taksiyle mezarlığa gideriz, fakat Greenwich Village dışında ineriz.
2 h de shopping, puis taxi pour Grand Central.
İki saat alışveriş yaparız, Grand central'den başka bir balkabağı alırız.
Attends. Tu m'as appelé un taxi?
- Taksiyi sen mi çağırdın?
On m'envoie un taxi dans 1 heure.
Bir saati içinde yeni bir taksi yollayacaklarmış.
Nous... avons une petit problème... de taxi.
biz... küçük bir taksi...
Notre taxi est en panne, et nous essayons de rejoindre notre fille
sorunu. taksimiz bozuldu, ve bizde kızımıza ulaşmaya çalışıyoruz...
Je veux que tu appelles un taxi et que tu rentres en avion.
Bir taksi çağırıp, uçağa atlayıp, eve gitmeni istiyorum.
Euh, on va te tourner et te mettre dans un taxi.
Hadi şimdi arkamızı dönelim.. .. ve seni bir taksiye bindirelim.
Le chauffeur de taxi a entendu que tu vivais généralement ici.
Ayrıca taksi şoförünün duyduğuna göre eskiden orada yaşadığını söylemişsin.
Vous allez avoir une promotion de conducteur de taxi à chair à canon.
Harika, seviye atlayacaksın, taksicilikten ölmeye giden askerliğe.
Allume la lumière de ton taxi, que les mecs sachent que tu es disponible.
Taksi lambanı yakarsan erkekler senin aktif olduğunu anlar.
Le taxi de Gabi est prêt pour une course.
Taksi Gabi sürüş için hazır.
"Gabi, retourne sur le terrain." "Gabi, soit un taxi".
"Gabi, tekrar aramıza dön". "Gabi, taksi ol".
Oui, un taxi, pas un bus scolaire.
Evet, taksi, okul otobüsü değil.
Tu dois allumer ta lumière de taxi, bébé!
Taksi lambanı açmalısın, bebeğim!
Nous allons nous joindre à eux, mais mais puisque vous avez besoin d'un taxi pour Rota, nous allons à la place échouer sur les plages de Marbella. Rota!
Onlara katılacaktık ama senin Rota'ya gitmen gerektiğinden beri onun yerine Marbella'daki sahillere darbe vuracağız.
Tu as laissé ton portefeuille dans le taxi.
Cüzdanın takside kalmış.
Pourquoi diable n'avons-nous pas pris de taxi à la gare?
Neden istasyondan taksi çağırmadık ki?
- En domestiques ou chauffeurs de taxi.
- Hizmetli ya da taksi sürücüsü olarak.
Venez, on va prendre un taxi.
Hadi, taksi tutacağım.
Besoin d'un taxi?
- Evine bırakalım mı?
Qu'en dis-tu on appelle un taxi pour Jake et puis toi et moi on sort d'ici?
Jake'e araba çağırıp buradan gitmeye ne dersin?
Jake, on t'appelle un taxi.
Jake sana taksi çağıracağım.
Ouais, essaye de nous appeler un taxi.
Evet, bize taksi çağırmayı deneyebilirsin.
Une chambre avec vue sur l'océan, et un taxi à la première heure.
Okyanus manzaralı oda olsun sabah ilk iş olarak da istasyona taksi ile götür.
Je te revois maintenant, me disant au revoir de la fenêtre du taxi, la dernière fois qu'on s'est vus.
Şu an seni görüyorum. Seni son gördüğümdeki taksinin camından bana el sallıyorsun.
Taxi! Taxi!
Taksi!
Abe a commencé à insister pour que je prenne le taxi pour rentrer.
- Abe eve polis arabasıyla gelmem için ısrar etti.
J'ai un taxi, mais la promenade sera longue.
Bir taksim var,... ama feribot yolcuğu çok uzun sürer.
Je n'obtiendrai pas autant de mon taxi.
Taksimle o kadar kazanamazdım.
"Hey, Moz," dans le rugissement d'un métro qui passe ou son rire dans une corne de taxi.
"Hey, Moz," bir metro uğultusunda onun kükremesini duyuyorum ya da bir taksi kornasında onun kahkahasını.
Je vais prendre un taxi.
- Taksi çağırırım.
Elle a pris un taxi avant-hier soir.
Sizlerden biri, önceki gece onu taşımış.
Vous êtes le chauffeur de taxi?
O taksi şoförü sen misin?