Translate.vc / Français → Turc / Teri
Teri traduction Turc
686 traduction parallèle
J'essuyais la sueur sur mon visage.
Sadece yüzümdeki teri siliyordum.
Je trouverai des clients, quitte à les rendre malades moi-même!
Merak etmeyin Bn. Judy... ... onlari hasta etmem gerekse de size müºteri bulacagim.
Les clients rappliquent depuis que le Dr Seldecheval est annoncé.
Affedersiniz. Dr. "Hackenapuss" un gelecegini duyan bir sürü müºteri geliyor.
La prochaine fois qu'ils te posent cette question, dis-leur que c'est pour l'argent que je gagne péniblement.
Bir daha o işgüzarlar niye grev yaptığımı sorarlarsa onlara alnımın teri için yaptığımı söylersin.
Lydia, votre nez transpire.
Lydia! Lydia, yüzündeki teri sil.
Pendre un criminel, oui. Mais donner des sueurs aux gens sans être sûr c'est autre chose!
Katilleri asmak başka şey bunu yaptıklarından emin olmadığın kişileri alıkoyup onlara ecel teri döktürmek...
Marche. Reste sous pression.
Onu hareket halinde tutmalısın, teri soğumasın.
Ça demande du travail et de la sueur. Et ça prend du temps, beaucoup de temps.
Bu, çaba, alın teri... ve zaman gerektirecek.
J'ai arrosé cette terre de ma sueur.
O topraklara alın teri döktüm.
Dix années de labeur...
On yıllık alın teri.
- Il a déjà un pied dans la tombe.
- Ecel teri döktü.
Attends qu'ils se détendent.
Atların teri kuruyuncaya kadar, sudan uzak tut.
Je dirai que je suis la secrétaire de M. Flagg.
Onlara "Bay Flagg ın sek - er-teri olduğumu söyleyeceğim o kadar."
Ça, je te l'offre.
O teri sana, hediye olarak, vereceğim.
Je veux... voir son corps trembler et son front... transpirer.
Bedeninin titreyişini ve alnındaki boncuk boncuk teri görmek istiyorum.
Il y a la poussière, la fumée - et la bonne sueur! - Sors!
Pislik, duman ve dürüst alın teri var!
Teri, la femme de chambre de la comtesse.
Teri, Kontes'in oda hizmetçisi.
Je veux seulement revoir ma Teri.
Ben sadece Teri'mi tekrar görmek istiyorum.
Je veux la revoir.
Sadece Teri'mi tekrar görmek istiyorum.
C'est Polkie, ça sent la sueur de cheval mais ça n'a pas si mauvais gout.
Bu Polkie, at teri gibi kokar ama tadı o kadar kötü değildir.
Ca a un gout de sueur de cheval aussi, je crois.
Sanırım tadı da at teri gibi.
Y a pas qu'elles. Je bosse aussi.
Bana işten bahsetme süperstar, ben de alın teri döküyorum.
On dirait un signe sacré de Teri
Sanki Teri'nin kutsal yarası gibi gözüküyor..
L'or, c'est la "sueur du soleil", les abeilles, "les pères du miel".
Altın için ;'güneşin teri.' Arılar için ;'balın babası'derler.
Mais le travail n'est pas tout.
Ama alnımda bir sevgilinin değil, bir işçinin teri var.
Voyons la sueur sur son nez.
Burnundaki teri görelim.
Ce que ça ferait de vous lécher la sueur sur le corps.
Vücudundaki teri yalamak nasıl olurdu merak ettim.
J'ai toujours entendu dire que dans les balades à cheval, le cheval faisait transpirer, mais je n'étais pas encore vers lui, que vous n'auriez pas pu me redonner l'eau perdu.
Hep duyardım ki ata binerken bütün teri at dökermiş, daha üstüne binmemiştim bile, ama beni sıksanız çimleri sulayacak kadar ter çıkardı.
Tu peux nettoyer ça?
- Barın üstündeki teri siler misin?
Ça la garde en haut et ça la canalise vers les oreilles.
Teri yukarıda tutup kulaklarıma doğru gönderiyor.
Un peu de sueur, beaucoup de travail, et on trouve solution à tout.
Biraz alın teri ve çalışmayla üstesinden gelinmeyecek sorun yoktur.
Je transpire comme un mort, Peg.
Çünkü ben ölü teri atıyorum, Peg.
Je travaille dur pour gagner mon argent.
Alın teri döküyorum o paralar için.
Laisse tomber, Terry. Ça va changer quoi?
Boş ver Teri, unut gitsin.
Il y a personne dans la boutique jusqu'au retour de Terry.
Teri dönene kadar büroya bakacak hiç kimse yok.
Dis bonjour à Terry.
Teri'ye benden selam söyle.
Que va dire Teri quand elle saura que t'as encore été viré?
Peki sence Teri senin yine kovulduğunu duyunca ne diyecek? Teri!
Teri, tu n'aurais pas dû.
En sevdiğim! Teri, uğraşmasaydın!
Teri, c'est George.
Selam Teri, ben George.
Au moins, il me reste Teri.
Neyse, en azından hala Teri var.
Alors Teri ne va plus jamais te parler?
Eee.. Sanırım Teri bir daha seninle konuşmayacak, hı?
Bonjour, vous êtes chez Teri.
Merhaba, ben Teri.
Teri!
Ter-eeee!
C'est l'enfer!
Teri.
Teri!
Theresa!
elle sera ravie.
Teri soğuyor. Git annene söyle. Bu hoşuna gidecektir.
Faites ce qu'il demande.
Ne diyorlarsa yap, Teri.
Vous menez la vie de château grâce à nos fermages. En nous brisant l'échine.
Toplanan kiralar ve dökülen alın teri sayesinde... giyinip kuşanıyorsun.
- Bonsoir, Teri. Très heureux.
Merhaba, Terry, seni görmek güzel.
C'est l'enfer!
Lüüütfeen! Hadi Teri.
Comment ça va?
Teri?