English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Français → Turc / Tes

Tes traduction Turc

119,945 traduction parallèle
Tes revenus bruts sont sur le doc 1.
Brüt gelirini 1. Peç'e yazdım.
Tes revenus augmentent entre le doc 2 et le doc 3.
Nakit seviyenin 2. Peç'ten 3. Peç'e artışını gördün mü?
Tes mots, le son de ta voix et ton attitude ne sont pas en phase.
Pekala, sözlerinle hal ve tavırların pek de birbirini tutmuyor.
Sophia, ramène tes fesses.
Sophia, gel buraya.
Tu utilises tes yeux de mec.
Erkek gözlerini kullanıyorsun.
On dégage les fenêtres pour avoir de la lumière naturelle, on nettoie, on passe un fumigène et on amène tes affaires, ton inventaire.
Pencereleri açıp, doğal ışığın içeriye girmesini sağlarız, her yeri temizleriz, tütsüleriz ve ürünlerini buraya getiririz, bütün mallarını.
Bon, j'ai pris la décision d'organiser tes classeurs d'inventaire.
Envanter dosyalarını organize ettim.
Pèse tes mots.
Dikkat et.
ItTakesAVintage, si tu nettoies tes gants avec autre chose qu'un linge humide, tu es un monstre.
ItTakesAVintage, eldivenlerini ıslak mendilden başka bir şeyle temizliyorsan, sen kesinlikle bir canavarsın.
Pour le restant de tes jours, je vais être là à attendre le bon moment.
Hayatının sonuna kadar bekleyip, doğru anı kollayacağım.
Merci de garder tes commentaires pour la fin.
Lütfen yorumlarınızı sona saklayın.
Tes clientes trouveront ton bébé chiant, compliqué et moche.
Müşterilerin bebeğini sıkıcı, karmaşık ve çirkin bulacaklar.
Tes services et tes sweats ne sont plus les bienvenus.
Hizmetlerin ve kazakların artık istenmiyor.
J'aime tes œuvres.
Eserini sevdim.
Que tu as cédé à tes instincts dans ce studio pourri avec ta musique en bruit de fond.
Bu küçük, boktan odada emo müziğin çalarken dürtülerine yenik düşmen gibi.
Et tu devras l'expliquer à tes enfants.
Çocuklarına bunu söylemek zorunda kalacaksın.
Utilise tes codes.
Kodunu gir.
- Plus de stock. C'est super, tes trucs. Encore!
Harika kıyafetler, fazlası için sabırsızlanıyorum.
Je parie qu'ils répondront à toutes tes questions.
Eminim tüm sorularını cevaplamanın bir yolunu bulacaklar.
Et tu abîmes tes gencives. Ça ne se soigne pas.
Böyle yapınca diş etlerin çekiliyor ve bunun bir çaresi yok.
Je sais que c'est un de tes fantasmes.
Tamam, fantezilerinden birini gerçekleştiriyorsun.
Alors arrête tes "je fais mon boulot".
"İşimi yapıyorum." bahanesiyle gelme.
Alors... pourquoi je n'ai pas rencontré tes parents?
Peki... O halde neden ailenle tanışmadım?
J'apaiserai tes douleurs et je sécherai tes larmes.
Acını dindireceğim ve göz yaşlarını sileceğim.
Alors garde tes questions.
Şu an konumuz "Onunla niye evlendin?" değil!
Continue. Tu vendras tes propres maisons d'ici peu.
Böyle devam edersen kısa zamanda tek başına ev satmaya başlarsın.
Après tous tes mensonges, comment je pourrais te croire?
O kadar yalan söyledikten sonra sana bir daha niye güveneyim?
Tes flatteries pourraient le faire hésiter.
Yalakalığın onu durdurabilir belki.
Alors, au lieu de détester tes ténèbres elle en prendra exemple et deviendra elle même un monstre.
Ozaman senin karanlığından nefret etmek yerine..... senin bir canavara dönüştüğünü kendi gözleriyle görecek yani.
Tu es le seul qui peut affronter tes peurs.
Korkularıyla yüzleşmesi gereken sensin.
toi, ton petit ami, tes amis, ce bar, ta maison... dois-je continuer?
Sen, erkek arkadaşın arkadaşların, bu bar, evin. Devam edeyim mi?
Tu n'es pas le seul qui doit vivre avec tes choix, comme d'habitude.
Kararınla yaşayacak tek kişi sen değilsin, hep olduğu gibi.
Je vais devoir calibrer tes réglages à la baisse à un niveau un peu moins létal.
Ayarlarını daha az öldürücü seviyeye düşürmem gerek.
Tu protégeais tes semblables.
Neden onu dinlemedim ki? - Adamlarını koruyordun.
Peut-être a-t-il eu accès à tes fichiers.
Belki senin dosyalarına bakmıştır.
Je ne veux pas être mêlé à tes Agents de la Mort.
Kıyamet Ajanlarınızla herhangi bir şey yapmak istemiyorum.
Tes frères se sont endurcis, ont rejoint la cause...
Ağabeylerin sert adamlar olup, davamıza katıldılar.
Tes amis ne viennent pas à ta rescousse.
Arkadaşların sana yardım etmeye gelmiyor.
Tu dois réfléchir aux implications de tes créations.
Yarattığın şeyin sonuçlarını düşünmek zorundasın.
- tes yeux bougent sans arrêt.
Gözlerin mekânın çevresinde dört dönüyor.
Et quels sont tes ordres?
Senin emirlerin ne ki hem?
Mais parce que quelqu'un utilise tes idées pour faire le mal ne t'en rends pas responsable pour l'avoir créée en premier lieu.
Ama birinin senin fikirlerini kötülüğe kullanması en başında o şeyi yaratmış olmanın senin hatan olduğu anlamına gelmez.
Juste assez pour sentir tes os... les...
Sadece kemiklerini hissedecek kadar.
Tu n'as pas - tes gants pour protéger tes bras.
Kollarını koruyacak zırhın yok.
Oui, M. Coulson? N'oublie pas tes affaires, fiston.
Çantanı unutma evlat.
Prends tes affaires.
Hadi. Gidip çantanı al.
J'ai testé à nouveau les résultats de tes examens.
Test sonuçlarını yeniden tarattım.
Tu as fini tes devoirs, c'est ça?
Ev ödevini bitirdin galiba sen, ha?
Montre tes vieux pis. Montre-les-moi.
Bana sarkık memelerini göster.
Dans tes rêves.
Hayır, mümkün değil.
Tu as récupéré tes affaires chez Radcliffe?
Radcliffe'in evinden eşyalarını topladın mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]