Translate.vc / Français → Turc / Tess
Tess traduction Turc
2,011 traduction parallèle
Il faut qu'on parle.
- Tess, konuşmamız lâzım.
Arrange ça, tu dois...
Tess, bunu çözümlemeye mecbursun!
C'est ça. Comme Vince s'occupe de Tess. Comme Nikki s'occupe des autres.
Muhakkak, birileri diğerlerini kollar, Vince'ın Tess'i kolladığı gibi Nikki de herkesi kollar.
Ce n'est pas une opinion, c'est la vérité.
Tess, zevkimden değil, gerçek bu!
Tu dois être celui qui me dit : "Ce n'est qu'un chiffre, Tess."
"Ben bir numarayım, Tess" diyen kişi olmanı istiyorum.
Tess sait que je lui ai fait une offre.
- Tess'e teklifimi yaptım.
- Je dois vous parler.
- Tess, konuşmamız gerek.
Tess, j'essaye de vous aider!
- Tess, yardım etmek istedim!
Je dois vous parler.
Tess, seninle konuşmalıyım.
Oui, madame.
Evet, Bayan Tess.
Ne m'appelle plus jamais "madame".
Tekrar bana "Bayan Tess" demeye başlama.
Tess!
Tess!
"Tess Carroll."
"Tess Carroll."
Tess?
Tess?
Je ne peux pas perdre Sam, Tess.
Sam'i kaybedemem Tess.
Au revoir, Tess.
Güle güle Tess.
Mais je serai là à ton retour, Tess.
Ama döndüğünde burada olacağım Tess.
Celui de Tess Carroll.
Tess Carroll'ın teknesi.
Ton bateau n'est jamais rentré au port, Tess.
Teknen hiç geri dönmedi Tess.
J'ai vu cette lumière, Tess.
O ışığı gördüm Tess.
Tess.
Tess.
Je sais où est Tess, Tink!
Tess'in nerede olduğunu biliyorum Tink!
C'est à 30 km de la dernière position connue de Tess.
Orası Tess'in bilinen son konumundan 20 mil uzakta.
Elle n'est peut-être même pas dans le coin.
Tess orada olmayabilir bile.
Je vais trouver Tess.
Tess'i bulacağım.
Bon sang, Tess!
Aman Tanrım, Tess!
Comment se porte-t-elle?
Tess nasıl?
- Allez, Tess.
- Hadi Tess.
Ce n'est pas des rêves, Tess.
Onlar rüya değil Tess.
Prends un risque, Tess.
Bana bir şans tanı Tess.
Tess semble avoir bien pris que ses deux journalistes sortent ensemble,
Tess en iyi bodrum katı muhabirlerinin çıkmasından rahatsız değil gibi.
Je sais que Zod l'a repris à Tess. C'est le dernier à l'avoir vu en vie?
Tess'in yanından onu alanın Zod olduğunu biliyorum.
- Je ne vais pas tuer Tess. - C'est la méthode kryptonienne.
Tess'i öldürmeyeceğim.
Vous avez vu le futur.
Geleceği gördün Tess.
Tu es allé trop loin, comme quand tu m'as envoyé vers Tess!
Aynı beni Tess'in üzerinde gönderdiğinde olduğu gibi çok ileri gittin.
Je pense que Tess Mercer nous écoute.
Sanırım Tess Mercer bizi dinliyor.
Elle avait quelque chose en tête quand elle m'a parlé de l'argent que tu as "emprunté", alors j'ai déplacé ton stock.
Senin ödünç aldığın parayı söylediğinde Tess'in bir şeyler yapacağını anladım ve silahları taşıdım.
Mettons que Tess ait vu le même, elle veut peut-être nous y mener.
Tess'in de aynı geleceği gördüğünü söyledi. Belki bizi oraya götürmeye çalışıyordur.
Lisez votre propre journal, Tess
Kendi gazeteni oku Tess.
J'ai besoin d'informations sur Tess Mercer.
Tess Mercer ile ilgili bilgi gerekiyor.
Je l'ai fait pour te sauver de Zod. J'ai le livre de Rao, Tess.
Bunu seni Zod'dan kurtarmak için yaptım.
Mais je ne peux pas l'utiliser, car Zod a détruit la console de la forteresse.
Rau'nun Kitabı bende, Tess. Ama kullanmayı istesem bile yapamam çünkü Zod kaledeki aygıtı yok etti.
Quand Tess est venue ici, j'ai fait lancer un orbiteur dédié à la Tour de Guet.
Tess buraya girdikten sonra Queen Endistüri'den Watchtower'a bağlı bir uydu yapmasını istedim.
Mon aînée, Tess, est à son entraînement de pom-pom girl. Je vais devoir aller la chercher bientôt.
Büyük kızım Tess amigoluk antrenmanında, onu almam gerek.
Que s'est-il passé?
Tess, ne oldu?
Tess est au courant?
Tess bunu biliyor mu?
C'est personnel pour Tess.
Fakat Tess için şahsî.
Tess Mercer.
Tess Mercer.
Il ne les prendra pas, Tess.
Onları o almadı Tess.
Ne vous en faites pas.
Merak etme, Tess.
Qu'y a-t-il?
Ne oldu Tess?