Translate.vc / Français → Turc / The
The traduction Turc
37,140 traduction parallèle
Maintenant, Jackson croit que tout dehors est un ours, et il a mis des pièges partout qui braillent "Welcome To The Jungle" si on les déclenche.
O yüzden Jackson artık dışarıdaki her şeyi ayı sanıyor. "Welcome to the Jungle" çalan ayı tuzaklarını bütün araziye kurdu.
Enlève l'article.
The'yı at.
- Les Revenants.
- The Returned.
Il m'a passé Les Mystères de Laura. C'est une série?
Bana The Mysteries of Laura'nın kopyasını verdi.
- Grâce à toi, elle sirote un cocktail avec Jack l'envoûteur.
Şimdi sayende Jack the Zipper'la gimlet yudumluyor.
Qu'importe, la question reste :
However, the question remains.
C'était pour un truc appelé "le Donjon".
The Keep adında birşeydi galiba?
Le Donjon ne vise qu'une catégorie :
The Keep eşsiz derecede kepaze bir kesime hitap ediyor :
Mme Bader avait raison : il parlait à d'autres survivalistes sur Internet, entre autres du Donjon.
Bayan Bader onun internetteki diğer meraklılarla olan sohbetleriyle ilgili haklıydı, Buna The Keep'le ilgili çokça tartışma da dahil.
Quelqu'un qui a été refusé a pu se fâcher et le tuer.
Belki de The Keep'e giremeyen biri sinirlendi ve öldürdü onu.
Pour eux, le Donjon est un radeau.
Onlara göre, The Keep adeta bir can simidi.
Mon père souhaite réserver plusieurs logements dans le Donjon, y compris un pour Watson et moi.
Babam The Keep'te Watson ve benim için dahil birçok yer ayırtma işiyle ilgileniyor.
Bienvenue au Donjon.
The Keep'e hoş geldiniz.
C'est pour ça que je suis allé au Donjon et y ai trouvé le Dr Bader.
İşte o yüzden ilkin The Keep'i kontrol etmek istedim, ve Bader'ı da o zaman buldum.
Quelqu'un que Bader a convaincu d'investir dans le Donjon et qui lui en veut pour l'argent perdu?
Belki de Bader'ın, The Keep'den yer almaya ikna ettiği biriydi, parasını kaybettiği için de Bader'ı suçladı.
Marcus et moi avons étudié les membres du Donjon et retenu celui-ci :
Marcus'la ben The Keep üyelerinin isimlerini inceliyorduk, ve bu isim gözümüze takıldı.
Bader lui a recommandé le Donjon.
Stallar'a The Keep'i tavsiye etmiş.
Vous pensez que j'étais en colère parce que le Donjon est une arnaque.
Pekala, The Keep'in çakma olduğunu bildiğim için kızgın olduğumu düşünüyorsunuz.
Je savais que c'en était une.
The Keep'ın çakma olduğunu zaten biliyordum.
J'écris un article sur le Donjon.
The Keep skandalını ifşa etmek için bir yazı kaleme alıyorum.
Entendu parlé du Donjon. Fouillé un peu.
The Keep'i duydum ve incelemeye başladım.
L'infirmerie du Donjon aurait dû en avoir des milliers.
The Keep'in revirinde binlercesi vardı.
Vous pensiez qu'il n'avertirait pas la police qu'un meurtre avait été commis au Donjon, mettant son arnaque en danger.
Üçkağıdını riske atıp The Keep'de bir cinayet olduğunu polise bildirmeyeceğini zannettiniz.
Crews était professeur d'écriture à la New School.
Crews The New School'da yazı öğretmeniydi.
Naomi Wolf l'appelait la panoplie de la déesse.
Naomi Wolf'ten "The Goddess Array"
Je les emmène voir un truc qui s'appelle... Un Amour de Coccinelle?
Onları The Love Bug diye bir filme götüreceğim.
Au Park Chancery?
The Park Chancery?
The Tonight Show ensemble.
The Tonight Show'u.
Et j'ai été distraite par Dan... Ce qui prouve une fois de plus mon incapacité à faire le bon choix, même si le bon choix se tient devant moi à me regarder dans les yeux.
Dikkatim Dan yüzünden dağılmıştı once again proving my complete inability to choose the right thing,... üstelik o doğru karşımda durup bana bakıyorken bile.
Mais ils faisaient un don suggéré à l'entrée.
But make a suggested donation at check-in for the cause.
Vous savez pourquoi ça s'appelle "Montrez-moi votre État"?
Neden ona The Show Me State dediklerini biliyor musunuz siz?
Bienvenue dans The French Chef.
Fransız Mutfağı'na hoş geldiniz.
C'est l'auteur de sept best-sellers... BERKELEY, CALIFORNIE... dont The Omnivore's Dilemma, The Botany of Desire, et plus récemment, Cooked.
Aralarında The Omnivore's Dilemma, The Botany of Desire ve son olarak Cooked'un bulunduğu, ödüllü ve çok satan yedi kitabın yazarı.
SETH'S THE LIBERTINE OUVERTURE PROCHAINE
SETH'S THE LIBERTINE PEK YAKINDA
Le faire sortir du parking.
Take him out in the parking lot.
Précédemment...
The Last Man On Earth'te önceki bölümlerde...
J'étais au Grove, et il y avait ce couple en train de se disputer.
Evet. The Grove'daydım ve burada bir çift vardı birbirlerine bağırıp duruyorlardı.
Les médicaments en vente libre ne marchent pas.
Over-the-counter şeyler çalışmıyor.
Le grand dégueulasse.
The Big Sleazy.
Foutons le camp d'ici!
Let's get the hell out of here!
Les autres, descendez!
Rest of you, get down on the ground!
Les SEAL sont en sécurité.
Got the SEALs transferred safely.
Je voulais vous dire dans les yeux que six Navy SEAL ont été récompensés pour leur bravoure aujourd'hui.
Wanted to look you in the eye to tell you that six Navy SEALs were awarded commendations for bravery today.
Ils vous ont promis de vous payer seulement si vous capturiez les SEAL qui ont enlevé leur chef.
They promised to pay you handsomely if you took out the SEALs who took down their commander.
Au fait, c'est pas un aveu.
That's not an admission, by the way.
On a bu un thé, on se l'est passé, et on a bien ri.
Çay içerken elden ele gezdirdik, onu okuyup güldük, sonra çok pahalı bir sömürgecilik öncesi duş aldık.
Épices et thé.
Baharat ve Çay.
Du thé?
- Çay? - Olur.
Allons vous faire du thé.
Size çay vereyim.
Le Donjon :
The Keep.
Tu veux du thé?
Çay ister misin?