Translate.vc / Français → Turc / Tickle
Tickle traduction Turc
27 traduction parallèle
- Je te présente Chatouille.
Bu Tickle.
C'est ma chose préférée au monde.
Tickle dünyada en çok sevdiğim şeydir.
Chatouille est tout ce qui reste.
Sadece Tickle mı kaldı?
- Seulement en Chatouille.
Sadece Tickle'a.
- Oh, je crois en Chatouille.
- Tickle'a inanıyorum.
A l'école, on l'appelait Guili-Caca. On le chatouillait : il chiait dans son froc.
Bilirsin, dört sınıf gerideydi, onu Tickle Shits derlerdi yapman gereken tek şey onu gıdıklamak, o zaman pantalonunu pisletir.
- Un chatouille coup?
- bir tickle bang?
Quand j'étais petit gars, Tickle Head était un fier village de pêcheurs.
Ben küçük bir çocukken, Tickle Head haysiyetli bir limandı.
À l'époque, les gens de Tickle Head étaient forts, dignes, courageux.
Tickle Head'in insanları o zamanlar güçlü, onurlu ve cesurdu.
J'ai le grand honneur, mesdames et messieurs, d'annoncer qu'un docteur vient s'établir à Tickle Head. Pour un mois.
Hanımefendiler ve beyefendiler, Tickle Head'e bir aylığına bir doktor geleceğini sizlere bildirmekten mutluluk duyarım.
Parce que nous venons d'apprendre que, si le docteur choisit de rester ici à Tickle Head, nous aurons la nouvelle usine!
Çünkü öğrendik ki doktor Tickle Head'de kalmayı seçerse fabrika işi tamam olacak.
Un mois pour qu'on lui fasse croire comme un enfant, pour qu'on lui fasse croire que Tickle Head est l'endroit le plus génial pour être chez soi.
Tickle Head'in dünyanın kalınacak en güzel... yeri olduğuna çocuk gibi inanması için süremiz bir ay.
Ce serait juste pour sa virilité. Qu'il se sente un peu désiré, en vie, et qu'il croie que Tickle Head est génial pour un vrai mâle.
Adamın erkekliğini diyorum adama arzulandığını, canlılığını hissettir,
Voici la fierté de Tickle Head.
Bu, Tickle Head'in gururu.
Frank, tu t'es dit à toi-même : Le meilleur moyen de convaincre le docteur de vivre ici serait de lui montrer qu'il existe ici, à Tickle Head, une espèce de champignon de pied puissant?
Frank kendi kendine "Doktoru burada kalmaya ikna etmenin en iyi yolu ona Tickle Head'de çetin bir ayak mantarı vakası olduğunu göstermektir" diye mi düşündün?
Ici Murray French, de Tickle Head. - Qui?
- Ben Tickle Head'den Murray French.
Le nouveau maire de Tickle Head.
Tickle Head'in yeni Belediye Başkanı.
Et me fixer à Tickle Head serait un honneur. Être votre nouveau docteur. Mettre au monde vos bébés.
Tickle Head'e "evim" demek, yeni doktorunuz olarak bebeklerinizi doğurtmak, yaralarınızı dikmek, uzun ve sağlıklı bir yaşam için... size yardım etmek benim için büyük bir onur olur.
Mais ce que les gens de Tickle Head ont de plus important aujourd'hui, c'est leur fierté. - OK, Murray!
Ama en önemlisi, Tickle Head insanları olarak artık gururluyuz.
Tickle, tickle, break the pickle.
- Gıdı gıdı. Kır parmağı.
Tickle, tickle, break the pickle.
- Gıdı gıdı.
J'ai travaillé à Target pour noël, il été a court de "Chatouille-moi Elmo" Et... il y avait tellement de sang.
Target the Christmas'da çalışmıştım, Tickle Me Elmo'yu bitirmişlerdi ve ortalık kan revan yerine döndü.
Ne tire pas un trait sur "Dunstan Street" et "Mike's Ice Cream" et... "Tickle Party".
"Dunstan Street", "Mike's Ice Cream" ve "Tickle Party" i bir kenara atma.
J'adore "Tickle Party".
- "Tickle Party" i çok seviyorum.
- Hein?
Tickle Head'de erkek olmak ne harika bir şey, göster ona.
Vous vivez à Tickle Head, Henry.
- Tickle Head'de yaşıyorsunuz.
Mon mois ici est bientôt terminé et je voulais vous dire à tous que j'ai fini... j'ai fini par voir Tickle Head comme un endroit... petit, sans restaurant gastronomique...
Tickle Head'i artık tanımaya başladığımı size söylemek istedim.