English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Français → Turc / Tresor

Tresor traduction Turc

6,861 traduction parallèle
Laisse-le moi, trésor.
Bırak tatlım. Babacığa lazım bu.
Allez, trésor.
- Gel hadi tatlım. - Hayır!
- Salut, trésor.
- Selam bebek.
- Salut, trésor. - Quoi de neuf?
- Merhaba bebeğim.
Trésor...
Tatlım.
Je suis là, trésor.
Ben yanındayım. Yanındayım.
J'en sais rien, trésor.
- Bilmiyorum hayatım. - Aman be!
Trésor, pourquoi tu dors pas?
Tatlım, ne yapıyorsun? Uyusana.
Tu pleures, trésor.
- Tatlım, ağlıyor musun?
Je m'en tamponne, trésor. Dites-moi à qui vous voulez parler.
Umurumda değil tatlım, sadece konuşmak istediğin kişiyi söyle, ona aktarayım, olur mu?
T'as trouvé un trésor?
Taşaklarından mı yakaladık?
On va être au contraire tout gentils, cajoler son trésor...
Sadece nazikçe taşaklarına asılacağız.
Et ton trésor...
Ama yaptığın bunca pislik...
Kolia, c'est pas mon trésor, c'est le sien.
Kolya, bu benim pisliğim değil. O adamın.
Il l'a pris par son trésor et l'a gentiment mis à genoux.
Tıpkı şöyle, oğlum. Testislerinden tutup olabildiğince nazikçe çekti.
Mara, trésor, tu te rappelles ce que je t'ai dit sur M. Crowder.
Mara hayatım, sana Boyd Crowder'dan bahsetmiştim, hatırlıyor musun?
Mais après ils voulaient le trésor, ou une pièce...
Ama hazinenin ve sikkenin peşindeydiler.
Votre trésor.
Sikkeyi.
qui va ouvrir un trésor d'une valeur de milles villes.
Bin şehir değerinde hazinenin kilidini açacak iki anahtardan bir tanesi.
Pour ton trésor, c'est par là.
Gizli hazineyi bulmak istiyorsan yolu bu.
Le trésor.
- Hazine. Hazine!
Trésor.
Hazine.
- C'est "Trésor".
Trésor.
"Trésor"?
Trésor mu?
C'est "Trésor".
Trésor.
- Oui, mon trésor.
- Çok tatlısın.
C'est l'heure d'enfiler nos perles adorées, de partir à la chasse au trésor, jusqu'à la vallée des poupées.
Sevgi boncukları atmanın, hazine takibinin dışına çıkıp oyuncak bebek vadisinin ötesine geçmenin zamanı geldi.
- OK, trésor, prends soin de toi.
Sabırsızlanıyorum. Peki tatlım. Kendine iyi bak.
"me pardonneras-tu, trésor, " si je danse sous ta douche? "
Banyonda dans etsem beni affedebilir misin aşkım?
Bizarre... me pardonneras-tu, trésor?
Enteresan. Beni affedebilir misin aşkım? ~
- Merci, trésor.
- Sağ ol canım.
J'en ai vus d'autres, trésor.
Daha önce görmediğim bir şey yok, sevgilim.
- Le butin du vol réunit les plus grandes découvertes du trésor de Wolvercote.
Speight kendi doğal tarzında şunu söylemek istiyor. Çalınanlar 2. Wolvercote definesinin önemli parçaları.
- Le quoi? - Lors d'une fouille en 1931, on a trouvé du trésor de Wolvercote.
31'deki kazıyı biliyorsunuzdur.
On parle du trésor de Wolvercote.
Wolvercote definesiyle alâkalı.
- Quelqu'un a volé une part considérable du trésor de Wolvercote.
Birileri Wolvercote Definesinin büyük bölümünü çaldı. Gerçekten mi?
- Le vol du trésor pourrait faire partie du même canular?
Eylemlerinin define soygunuyla bağlantılı olma ihtimali var mı?
Ils sont liés au vol du trésor.
İki cinayet de define hırsızlığıyla bağlantılı çıkabilir.
- Il a volé le trésor et s'est enfui par le souterrain. - Un de vos collègues de la police et s'est enfui par le souterrain.
Çalacağını çaldı ve sonra karanlıktan faydalanıp yeraltından kaçmaya çalıştı.
- Le vol du trésor, les meurtres de Frida et de Pettifer.
Defineyi Beaufort'tan çalıp Frida Yelland'la Pettifer'ı öldüren kişi.
Copley-Barnes a volé le trésor pour payer Pettifer.
Copley-Barnes bu yüzden defineyi çaldı. Pettifer'a ödeme yapabilmek için. Pettifer?
- Il a fait les photos du trésor.
Wolvercote definesinin fotoğraflarını çekme işini de böyle alabilmiş.
Le trésor a été retrouvé.
Define konusu çözüldü.
- On a inculpé les voleurs du trésor pour ça.
Onları Beaufort soygunuyla ilişkilendirmiştik sanıyordum.
Ils ont dérobé le trésor par cupidité.
Delfarge'la arkadaşı defineyi kendi başlarına çalmışar. Tamamen para için.
8-1-0-8.6. Ce n'était pas 1086. J'étais obnubilé par le vol du trésor.
81086, 8-1086 değildi ama Beaufort soygunu görüşümü bulandırmıştı.
- Je tiens à rendre hommage à la police d'Oxford, en raison du rôle essentiel qu'elle a joué pour ramener le trésor à sa place.
Bu vesileyle Oxford şehir emniyetine definenin bulunmasındaki çok önemli katkıları için teşekkür ederiz.
Qu'y a-t-il, mon trésor?
Ne oldu tatlım?
C'est super, mon trésor!
Bu çok heyecan verici, tatlım.
Tiens, trésor.
Al, bir tanem.
Calme-toi, trésor.
Yapma, yapma canım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]