Trin traduction Turc

On dû fouiller le trin.

Pasaportları kontrol etmişler.

Une des dolescentes urit été violée vec un couteu. Les ssssins ont jeté du trin les corps des victimes.

Polis ikinci kızın can havliyle trenden atlayıp düşerek ölmüş olabileceğini tahmin ediyor.

- Quoi de neuf, Trin?

Hey, Trin. Benim. Naber?

On va se faire payer 50 % plus cher.

Trin, tatlım, değerin bir buçuk katına çıktı.

elle a perdu Ia boussole.

Bayan çok yorulmuş, Trin. Onu kaybetmiş.

Nicky, tu prends le gros. - Le gros?

Nicky, Big Trin'i al.

Je vais choper une hernie.

- Trin'i almak mı?

Pas vrai, Trin?

Değil mi, Trin?

J'ai peur, Trin.

Korkuyorum Trin.

C'est incroyable.

Bu inanılmaz, Trin.

Hé Trin, si t'enlèves pas ton masque avant de te lancer dans un rodéo, tu vas tomber.

Hey Trin, Üzerindeki şeyleri mekanik boğaya binmeden önce çıkartsaydın düşmezdin bence.

Je te ramène au trin demain matin.

Yarın seni istasyona bırakırım...

Merci, Trinity.

Sağ ol, Trin.

Etes-vous êtes en trin de dire ce que je pense que vous dites?

Düşündüğüm şeyi mi söylüyorsun yani?

Qu'est-ce que vous êtes en trin de regarder?

Ne bakıyorsunuz lan? !

C'est pas grave.

Her şey yolunda Trin.

J'étais juste en trin d'arriver.

Geciktin