English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Français → Turc / Tunnels

Tunnels traduction Turc

1,387 traduction parallèle
Il y a un réseau de tunnels que nous utilisons...
Kullandığımız bir tünel sistemi...
Elle repère les faiblesses des tunnels sous notre bâtiment.
Binamızın etrafındaki tünellerin mimari zayıflıklarını araştırıyormuş. - Sloane'ın hedefi APO.
On dirait que ces tunnels mènent système de traitement des eaux usées de la ville à 180 mètres d'ici.
Bu tüneller şehrin kanalizasyon sistemiyle bağlantılı gibi görünüyor... buradan yaklaşık 200 metre.
Un labyrinthe de tunnels reliés entre eux abritant les égouts d'Eureka, le gaz, l'électricité, la plomberie, les fibres optiques.
Birbirine bağlı tüneller labirenti, Eureka'nın kanalizasyon sistemini gazını, elektriğini, suyunu barındırıyor.
Elles seront proches les unes des autres et reliées les unes aux autres par des systèmes de transport, plus précisément par des tunnels sous-marins ou d'immenses ponts.
Birbirine yakın olan şehirler, su altı tünelleri ve su üstündeki köprülerle birleştirilerek, taşıma sistemleri tarafından birbirine bağlanır.
Qu'est ce qui t'arrives, tu n'aimes pas les tunnels?
Sorun nedir, tünelleri sevmez misin?
Les tunnels, le métro, les égouts..
Tüneller, metrolar, kanalizasyonlar.
Mon père a construit cette ville, chacun de ces satanés tunnels.
Bu şehri babam inşa etti, bütün tünelleri.
Je construisais également ces tunnels.
Ben de bir yeraltı işçisiydim, biliyorsun.
Nous cherchons toujours des tunnels.
Hâlâ kaçış tünellerini arıyoruz.
Des caméras surveillent les tunnels. On ne peut accéder aux explosifs. sans être vu.
Her iki tüneli de görüntüleyen kameraları var,... görülmeden onlara ya da patlayıcılara ulaşamayız.
Pas toujours ici. Parfois, c'est la civière dans les tunnels et le...
Her zaman nöbet odasında yatmıyorum.
Plus de volontaires pour les tunnels.
Tüneller için gönüllüler bulduk.
Emmenez-les aux tunnels.
onları tünellere götürün.
À quoi servent ces tunnels?
Bu tüneller ne için?
- Ceux... Ceux qui travaillent dans les tunnels noirs meurent rapidement.
Kara tünellerde olanlar çabuk ölürler.
Vous extraierez chacun 200 Kg de roche avant que la lune se lève. Ou je vous envoie creuser les tunnels noirs.
Ay doğana kadar 20 yükleme yapmazsan... kara tünellere gönderilirsin..
Il est temps de mettre fin à la petite fête des tunnels de Ming.
oldu, Ming'in küçük tünel partisinden kaçmanın zamanı geldi.
Nous avons placé des engins explosifs dans les tunnels et les ponts de la ville pour attirer l'attention sur notre cause.
Şehirdeki tünellere ve köprülere, amacımıza dikkatinizi çekmek için patlayıcılar yerleştirdik.
Si vous n'évacuez pas les ponts et les tunnels entre 16h et 16h30, des gens mourront.
Saat 16 ile 16 : 30 arası tünelleri boşaltmazsanız... insanlar ölecek. Anladın mı?
Évacuez les tunnels et les ponts. Tu penses qu'il vont y croire?
Sence bunu yiyecekler mi?
Qui a une bouche d'égouts qui rejoint le réseau de tunnels.
Orada da kanalizasyona ulaşan bir kanal kapağı var.
- Il travaille dans les tunnels.
Tünellerde çalışır. O mu?
D'autres jouent au golf ou collectionnent les tasses, le mien aime les tunnels.
Bazı erkekler golf oynar, bazısı da yumurta kabı toplar. Benimki tünelleri sever.
Et les tunnels du métro ont fournit un sanctuaire pour la vie marine.
Ayrıca vagonlar resifler için su altında barınak oluşturuyor.
Des archéologues extraterrestres venus d'autres planetes chercheront-ils a comprendre ce que nous fabriquions au pôle Sud en parcourant les tunnels que nous avons creusés sous le pôle?
Güney kutbunda neler yaptığımızı araştıran dünya dışı arkeologlar olacak mı? Kutbun diplerine kazdığımız tünellere ineceklerdir.
Spécialement après ce qu'il s'est passé dans les tunnels.
Özellikle de o tünelde olanlardan sonra.
Mais je suis allé des milliers de fois dans ces tunnels.
Efendim karınız için endişeleniyorsunuz, anlıyorum.
Je ne crois pas que ce sont des tunnels dans lesquels vous êtes allé. Il y a quelque chose d'autre, ok?
Kulağa biraz garip gelecek ama, bu hattın şu anda durduğunuz tünelde olduğunu sanmıyorum.
Amenez-les aux tunnels.
Onları tünellere götürün.
Tu pourrais bosser dans les effets spéciaux, creuser des tunnels, démolir des immeubles...
Filmler için özel efektler hazırlayabilirsin ; Dağlardan geçen tünelleri havaya uçurma, Binaları, madenleri patlatma gibi..
Notre meilleur cuisinier a été envoyé aux tunnels pour creuser?
En iyi ahçımız neden... tünellere gönderildi?
- Ou alors dans des tunnels secrets.
Gizli tüneller vardır o zaman.
Des tunnels secrets? Un système de monorail et un héliport.
Gizli tüneller, tek raylı sistem veya helikopter pisti yoktur.
On reparlera des tunnels secrets.
Gizli tüneller konusuna sonra değiniriz.
Garages souterrains, tunnels, etc...
Yeraltı garajları, tüneller gibi.
Les tunnels souterrains se séparent dans cinq directions différentes.
Gizli tünel beş farklı yöne ayrılıyor.
Il y a des tunnels naturels enchevêtrés à l'intérieur du volcan.
Evet, yanardağın içinde birbirini kesen doğal tüneller var.
Peu importe ce qu'elle entend, ça vient probablement des tunnels.
Sakın tünelden gelen sesleri duyuyor olmasın.
- Quels tunnels?
Ne tüneli?
- Tu ne dois rien savoir de ces tunnels.
Tünelin ne olduğunu bilmek istemezsin.
Les tunnels.
Tünel.
Cet après-midi, quand tu as parlé à Becca des tunnels, tu lui as dit qu'on pouvait les atteindre en passant par le sous-sol?
Bu öğlen meydanda, Becca'ya tünelden bahsederken....... ona tünele bodrumdan ulaşacağını söylemedin, değil mi?
Voici une partie d'un reseau de tunnels de 50km de long.
Burası 50 km uzunluğundaki bir tünel ağının parçası.
Comme les plongeurs ont exploré plus loin, ils ont découvert les cenotes font partie d'un complexe et énorme réseau de tunnels et de cavernes.
Dalgıçlar derinlere indikçe cenotelerin, büyük ve karmaşık tünel ve mağara ağlarının bir parçası olduğunu keşfettiler.
On les a poursuivis dans les tunnels.
Evet, onları tünellerde kovalıyorduk.
Dans les tunnels, on a fui grâce à vous.
Bizi tünellerden geçirdin. Dışarı çıkmamıza yardım ettin.
- Et si on avançait. - Ces tunnels portent nos voix.
Belki de bunu sonra tartışmalıyız.
Elle vous aime tellement qu'elle a même bravé la noirceur des tunnels pour venir passer cette dernière nuit avec vous.
Seni öyle çok seviyor ki bu halde bile yanında olmak istedi
Ratissez les tunnels.
Tünelleri tarayın.
Ecoutez, je suis désolé, mais je dois aller où se trouvent les tunnels.
Kraliyet yolunun üstüne kurulmuşlardır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]